En Eski Osmanlı İmparatorluğu 1300 - 1650 Gönderileri
En Eski Osmanlı İmparatorluğu 1300 - 1650 kitaplarını, en eski Osmanlı İmparatorluğu 1300 - 1650 sözleri ve alıntılarını, en eski Osmanlı İmparatorluğu 1300 - 1650 yazarlarını, en eski Osmanlı İmparatorluğu 1300 - 1650 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ancak Osmanlı İmparatorluğu yalnızca bir Akdeniz gücü değildi. Osmanlı kadırgaları Hint Okyanusu ve Basra Körfezi'nde Portekizlilerle doğrudan karşılaşmalarında karaklarının ateş gücüne direnemiyordu ve okyanus seferlerine elverişli değillerdi. On yedinci yüzyılda Akdeniz'de benzer bir sıkıntı çektiler. On yedinci yüzyılda Hollanda, Fransa ve İngiltere'nin silahlı tüccarları ortaya çıkmıştı. Bir kadırga çoğu durumda kalyonla başa çıkamayacağından, Akdeniz deniz savaşlarının tarzı değiştirdi. Osmanlılarsa diğer Akdeniz güçleri gibi uyum sağlamakta yavaş kaldılar. 1645'te Girit Savaşı'nın başında hem Osmanlı hem de Venedik donanmaları kadırgalardan ve mavnalardan meydana geliyordu. Savaş sırasında Venedikliler, Hollandalı, Ingiliz ve Fransız kaptanlarıyla beraber kalyonlar kiralamaya başladı. Osmanlılarsa İstanbul'da kalyon yapmaya başladılar.
"Sarayın içinde hareme erkeklerin bölgelerinden erişilemezdi; hareme yalnızca sultan ve haremin koruyucuları olarak atanan hadım harem ağaların girmesine izin vardı. Harem bir iktidar sahasına dönüşmüş olabilir; ancak dış dünyadan içerisi görülmezdi."
"I.Süleyman, Hürrem-e o kadar düşkündü ki, 1533'te azat ederek onunla evlendi ve Hürrem, 1558'de öldüğünde onu Süleymaniye Camii'nin arazisine, kendi türbesinin yanına defnettirdi."
"Osmanlı geleneği, Osmanlı bağımsızlığının başlangıcını, bir hükümdarın egemenliğini ilan ettiği dinî tören olan I.Osman'ın adına ilk hutbenin okutulmasında saptar. Geleneğe göre bu, Porsuk Vadisi'ndeki Karacahisar kasabasında olmuştur."
"I.Ahmed'in döneminden itibaren, her yeni sultan, bir kılıç kuşanırdı; bu kılıç on dokuzuncu yüzyıla gelindiğinde, hanedanın kurucusu 'Osman'ın kılıcı' olarak tanımlanmaya başlandı."
“Sultanların devşirmeye uyguladıkları yerler, Ballan Yarımadası ile Anadolu’ydu. En çok devşirme, nüfusun çoğu Hristiyan olduğundan Başkanlar’dan gelirdi. Anadolu’da nüfusun çoğu Türk’tü; bu yüzden de devşirmeye uygun değildi.”