Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (2 Cilt)

Ahmed Cevdet Paşa

En Eski Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (2 Cilt) Gönderileri

En Eski Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (2 Cilt) kitaplarını, en eski Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (2 Cilt) sözleri ve alıntılarını, en eski Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (2 Cilt) yazarlarını, en eski Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (2 Cilt) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ahmed Cevdet Paşa
Bugünkü hukuk fakültelerinin nüvesi sayılabilecek Mekteb-i Hukuk 1880'de onun Adliye nazırlığı döneminde açılmıştır. Hazırlıkları daha önce başlayan bu okulda ilk dersi, hem Adliye Nâzırı hem de mektebin hocalarından biri olması sıfatıyla Ahmed Cevdet Paşa vermiştir. ... Hayatının en verimli dönemlerini müfettişlik, valilik, meclis üyelikleri ve muhtelif nezâretlerde nazırlık gibi çok çeşitli devlet görevlerini ifa etmek, tarih, edebiyat, mantık, matematik alanlarında muhtelif eserler yazmakla geçiren, kurduğu mahkemeler ve kaleme aldığı kanunlarla Osmanlı hukukuna yeni bir yapı kazandıran Tanzimat Döneminin bu dâhi hukukçusu, hukuk alanındaki mesaisini kanun ve nizamname yazmaya hasretmiş, bu yoğun çalışmalar içerisinde ayrıca hukuk kitabı yazmaya fırsat bulamamıştır.
Ermeniler
Devlet-i Aliye Hristiyan tebaasının çoğu Ermeni taifesi olup kendilerine Ermeni denmesinin sebebi, eskiden sakin oldukları Azerbaycan bölgesindeki Ermeni kasabasından gelmiş olmalarıdır. O bölgenin o sıradaki hâkimi Ermen ismini taşıyordu. 600 tarihlerine gelinceye kadar Küçük Ermenistan, Antakya, Van Erzurum, Sivas eyaletleri ve Büyük Ermenistan Azerbaycan tarafları müstakilen mülkleri olup, Selçuk Sultanlarından Süleyman Gıyasüddin zamanında bu memleketler istila edilmiş, hükümdarları yakalanmış ve kendileri tebaalığa kabul edilmişlerdir. Sonraları Dördüncü Murat zamanına kadar bu taifenin mezhepleri başka Hristiyanlardan ayrı ve tek mezhep idiler. Kendi hallerinde yaşar, sade bir taife oldukları halde, Avrupalılar, Devlet-i Aliye'de fesat çıkarmak için, nasıl Ruslar harp esnasında Rumları ifsat etmekten faydalanıyorsa Frenkler de Ermenileri Katolikliğe alarak hem kendi nüfuzları artırmak hem de Osmanlı ülkesinde fesat çıkarmak isterlerdi. Bu yüzden zuhur eden isyanlar katil ile tedip olunmuşlardır. Halen Ermenilerle Katolikler birbirlerinin kestiğini yemezler ve birbirlerini öldürmeyi sevap sayarlar. Asıl Ermeniler Devlet-i Aliye'nin zaferine dua ederlerken, Katolik olan Ermeniler Frenklerin zaferini temenni ederlerdi. Az zaman önce Rus seferi esnasında, Ruslarla Rumlar arasında görülen durumlar bu iddaamızın delilidir. Atalarının ayinine sadık kalan Ermeniler tarafsız olduklarından Devlet-i Aliye'ye saygı gösterirler.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Çerkezler
Çerkez ve Abazalar akıllı, olgun, istidatlı, cesur ve yaratılışları temiz, sözlerine bağlı insanlar olup, asla yalan söylemezler ve yalan yere yemin etmezler. Şöyle ki, bir Çerkez köle ne kadar asi olursa olsun yemin verirse katiyen aksine hareket etmez. Yalnız yemini verirken her maddeyi ayrı ayrı tasrih etmek lazımdır. Çünkü Çerkez köle ancak bu maddelere sadık kalır.
Sayfa 219 - I. CiltKitabı okudu
Yücelik
Milletinin kaybetmesi uğruna kendisi için herhangi bir kazanç elde etmek büyüklük değildir. Büyüklük, kendi çıkarlarını millet yolunda hiçe sayabilmektir. Gerçi Napolyon dünyaya çok az gelmiş generallerden biridir, lakin onu Prusya Kralı Frederik gibi "Büyük" unvanı ile anılacak kişiler arasında sayamayız.
Sayfa 28 - II. CiltKitabı okudu
Sözün Bittiği Yer
Alemdar, iktidar makamına musallat olan eski hırsızları bertaraf etmişse de yeni gelenler yine açık ve gizli rüşvet almaya ve dağıtmaya ve sefahate koyulmuşlardı. Feleğin bu çarkı, devlet ve ikbal kadehine ne katmış ki bir yudumunu içen mest olup önünü arkasını görmez oluyor.
Sayfa 156 - II. CiltKitabı okudu
Eğitim
Müverrih Esad Efendi der ki: "Halkın bir şeyi beğenmeyip kabul etmemekteki inatları cahillikten, yani o şeyin faydasını ve mahiyetini bilmediklerinden ileri gelir. İnsan tabiatı, bilmediği hususlara yüz çevirir ve meçhule düşmanlık besler.
Sayfa 399 - II. CiltKitabı okudu
Reklam
912 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ahmet Cevdet Paşa'nın yazdığı kitabı yayınlarken Ahmet Cevdet Paşa'nın kim olduğu bilgisini de -derin bir şekilde- veren bu kaynak kitabının başlangıcıyda oldukça güzeldi. Ahmet Cevdet kendi deyimiyle 27 Mart 1823'te dünyaya gelmiş, ismi Ahmet olup Cevdet mahlasını İstanbul'da eğitim görürken Şair Süleyman Fehim Efendi'den almıştır. Devrin en
Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (2 Cilt)
Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (2 Cilt)Ahmed Cevdet Paşa · İlgi Kültür Yayınları · 201163 okunma
İnsan yaratılışından medenî olduğundan, dayanışma için yer yer topluluklar meydana getirir. Bu toplulukların birçok dereceleri vardır. En ilkeli göçebe hâlinde yaşayan kabile topluluklarıdır ki sadece beşeri ihtiyaçlarını tedarik etmeye ve hayat ağacının meyvesi olan üremeye vesile olurlar. Bu kabileler; ilimden, hünerden ve diğer insanların birikiminden ve meziyetlerinden mahrum olurlar. Köy halkı şehir halkına nispetle medeniyet nimetlerinden uzak oldukları gibi, çadırda yaşayanlar da köy halkından medeniyetçe daha geri seviyede kalırlar.
Devlet-i Aliye’nin nizamlarının korunması tarih ilmiyle olup geçmiş usullerin şimdiki olaylara uygulanmasında çok faydalar olduğundan, bazı din bilginleri tarih öğrenme ve öğretmenin farz olduğunu söylemişlerdir.
Abbasî halifesi Kaim Biemrillah zamanında Hayberli birkaç bilgin Yahudi Bağdat’a gelip cizyeden muaf tutulmalarının gerektiğini göstermek için bir vesika ortaya koymuşlardır. Güya bu vesika Hazret-i Ali’nin el yazısı ile Hazret-i Peygamber tarafından kendilerine verilmiş ve Ashab-ı kiramdan birkaç zatın şahit olarak isimleri yazılmış. Halife bu vesikaya itibar ederek Yahudilerin cizyeden muaf tutulmaları hakkında ferman vermek üzereyken, ulemanın reisi Ebü’l-Kasım bin Mesleme’ye şüphe gelmiş: “Bu vesika bir kere zamanımızın tarihçisi Hatib-i Bağdadî’ye gösterilsin.” demiş. Belge Hatib-i Bağdadî’ye gösterilmiş. Bunun üzerine tarihçi senedin sahte olduğunu, tarih ilmi ile ispat etmiştir. Şöyle ki: Bu senette yazılı şahitlerden Hz. Muaviye, Hicretin sekizinci senesi Mekke’nin fethi günü İslâm ile müşerref olmuştu. Hayber’in fethi ise Hicretin yedinci senesinde olmuştur. Şahit yazılanlardan Said İbni Maaz Hicretin beşinci yılı Hendek günü ölmüş ve Hayber fethinde bulunamamıştı. Böylece vesikanın sahteliği meydana çıkarılmış ve devlet hazinesi zarardan korunmuştur.
Reklam
Mutlak hükûmet: Dizginlerinin bir şahıs elinde bulunduğu hükûmettir.
633 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.