Alman subayların da Türk dilini öğrenemeyip, Türkiye'yi tanımamaları ve tanımamakta ısrar edişleri onların başarısızlık ve sevimsizliklerinin en önemli nedenlerindendir.
Türkiye Almanya'nın iktisadi, siyasi, askerî nüfuz alanına girdi, ama gerçek Alman kültürünü değil, yüzeydeki Alman kültürünü, daha doğrusu Alman propagandasını tanıdı.
Berlin kongresi'nden sonra ağır bir darbe yiyen ve tarihi dönüm noktasına gelen Osmanlı İmparatorluğu yöneticilerinin büyük devletler arasında Almanya yakınlık duymalarının nedenini Avrupa büyüklerin dış politikalarındaki ilkeleri yöneldikleri etki alanlarının Osmanlı İmparatorluğu'nun yaşama şansına son verecek biçimde değişmesidir.
Yıkımın eşiğinde olan ve tebaasının hayat güvenliği ve refahını sağlamaktan aciz İmparatorluk; bütün dünyada ezilen Müslümanları kurtarmak ve onlara önderlik etmek gibi göstermelik bir ideolojiye sığındı.
Umutlarını Almanya'ya ve Kayzer Wilhelm'e bağlayan sadece Sultan Abdülhamid değildi. Hattâ o tedbirli bir tutum içinde idi denebilir. Ülkenin birçok çevresinde Almanya yeni bir kurtarıcı olarak düşünülüyordu.
Alman sanayiinin çağın ölçüleri içinde önemli gelişmeler kaydetmesinde demiryolu yatırımlarının payının İngiltere ve ABD'ye oranla daha fazla oluşunun rolü büyüktür.