Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Kaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed'in Siyasi ve Askeri Faaliyeti

Selahattin Tansel

Osmanlı Kaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed'in Siyasi ve Askeri Faaliyeti Gönderileri

Osmanlı Kaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed'in Siyasi ve Askeri Faaliyeti kitaplarını, Osmanlı Kaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed'in Siyasi ve Askeri Faaliyeti sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Kaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed'in Siyasi ve Askeri Faaliyeti yazarlarını, Osmanlı Kaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed'in Siyasi ve Askeri Faaliyeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlılarla bir anlaşmaları bulunmalarına rağmen İstanbul muhasarasının devamı müddetince Galata Cinivizleri Bizans'a pek çok yardım etmişler, hatta Giustiniani'nin bayrağı altında fedakarca savaşmışlardır. Bundan başka Türklerin yanına ticaret için gidip gelen bu insanlar pek faydalı birtakım malumatı Bizanslılara götürmekte tereddüt etmemişler yani mükemmel bir casusluk şebekesi kurmuşlardır.
Türk elçisinin gelişinden bir gün soma yani 24 mayıs'ta Bizans'ta, Türklerin 29 Mayısta karadan ve denizden hücum edecekleri şayiası meydana çıktı. Bunun üzerine İstanbul'da müdafaa için daha sıkı ve şiddetli tedbirler alındı. Bu arada Giustiniani ile Notaras arasında, istenilen topların verilmemesi yüzünden, anlaşmazlıklar çıktı. İki komutan birbirlerine söğüp saydılar.
Reklam
Filhakika Galata Cinivizleri şehrin düşeceğine ihtimal vermiyorlardı. Çünkü onlar İstanbul'un alındığını duydukları vakit dahi hayret etmekten kendilerini alamamışlardı.
Ayrıca İsfendiyaroğlu bu şartları kabul edilmesini bir dost sıfatiyle imparatordan rica etti. Bunun üzerine toplanan bir harp meclisi bu teklifleri münakaşa etmiş ve sonunda da reddetmişti. Halbuki bu durum karşısında Bizans'ın yaşayabileceğine ihtimal verilemezdi. Belki bunu imparator da böyle kabul ediyordu ve belki de şehri birtakım müsait şartlarla teslim edecekti. Ancak Galata Cinivizleri şehrin verilmesine razı olmadılar ve şehrin sukut etmiyeceğini ileri sürdüler.
Öte taraftan Bizanslılarla yabancılar arasında anlaşmazlık bulunduğunu, ve ihtimal Venedik-Ciniviz rekabetini de haber almış olan padişah umumi bir hücuma hazırlanmakta idi. Ancak türlü kaynaklardan çıkan ve birbirine uymıyan birtakım haberler padişahı ihtimal bu hücum emrini vermekten biraz alıkoydu. Çünkü papadan, Macarlardan ve Avrupa'dan Bizans'a yardım gelmekte olduğu şayiaları ortaya çıkmış bulunuyordu. Bütün bunları dikkate aldığını ve fakat İstanbul'un alınmasından vazgeçmeyi asla düşünmediğini tahmin ettiğimiz Fatih Sultan Mehmet son olarak Bizans'a bir elçi daha göndermeye karar verdi. Padişah bu suretle hem şeriat hükümlerini yerine getiriyor hem de Bizans'ın daha uzun müddet müdafaaya devam edip edemiyeceğini anlamak istiyordu.
Diğer taraftan Bizans'a yardıma gelmiş olan Venediklilerle Cinivizler arasında büyük bir anlaşmazlık vardı. Esasen birbirlerine rakip olan bu iki millet birbirlerini Bizans'ı sadıkane müdafaa etmemekle, korkaklıkla ve ilk fırsatta gemilerine binerek kaçacaklarını ileri sürmekle itham ettiler. Mesele gittikçe büyüdü ve nihayet aynı gayeye hizmet etmek üzere Bizans'a gelmiş olan bu insanlar, esas gayelerini unutarak, birbirleriyle sokaklarda vuruştular.
Reklam
Hulasa yukarıda söylediğim gibi bir gece içinde yetmişe yakın geminin bir denizden ötekine geçirildiği muhakkaktır.. Fakat nasıl sevkedildiğini bugünkü eserlere dayanarak izah etmek mümkün değildir.
Filhakika arabalarla nakil yapıldığını kabul ettiğimiz takdirde toprağın hafif surette tesviye edilmesi ve tekerleklerin geçeceği yerlere: kalaslar konması kafi gelecektir. Böyle olunca da iki günden daha az bir zaman içinde bu yolun nasıl olup ta yapıldığım izah etmek imkan içine girecektir. Gerçi mandalara ve öküzlere çektirilmiş olan bu arabaların mukavemet dereceleri, tekerleklerinin bu kadar ağırlığa tahammül edebilmeleri, gemilerin boyları dikkate alındığı takdirde yine bu arabaların ne büyüklükte olması lazım geleceği elbette insanı düşündüren keyfiyetlerdendir. Ancak yukarıda da söylediğimiz gibi kızaklarla yapılacak olan bir nakliyattaki güçlüklerle kıyasladığımız vakit bunun daha kolay tatbik edilebileceği aşikardır. Gemilerin muhakkak bu şekilde sevkedilmiş olduğu söylenemez. Fakat kızaklarla yürütüldükleri de kati değildir. Çünkü en eski şark kaynaklarında (Dursun Bey, Aşık Paşa-zade, İdris-i Bitlisi gibi) gemilerin ne kızakla ne de tekerlekli vasıtalarla naklettiklerine dair bir kayıt vardır. Ducas'a göre de Galata'nın arkasındaki ormanlıktan geçen yol mümkün mertebe düzeltilmiş ve gemiler buradan çekilmiştir. Yani bir kızak veya tekerlekten, bahsedilmemektedir. Fakat buna karşılık Phrantzes Galata'nın arka tarafındaki tepeden limana bir yol açıldığını, yola boydan boya tahtalar ve odunlar konulduğunu, bunların öküz ve koç yağı ile yağlandığını, türlü türlü makineler ve aletler yapılarak gemilerin tepeden kolaylıkla limana indirildiğini söylemektedir.
Görülüyor ki bu eserlerde artık bir kızak bahis konusu değildir. Camiü't-tevarih'e göre gemiler tekerlekler üzerinde ve oluk biçiminde yapılmış olan bir yoldan çekilmiş ve götürülmüştür. Ali de araba gibi tekerlekli vasıtalardan bahsetmektedir.
Bazı kaynaklar ise gemilerin kızakla yürütüldüğünü tamamiyle reddetmekte ve gemilerin Okmeydanı'nda yapılarak denize indirildiğini iddia etmektedirler. Müneccimbaşı kızak meselesini reddetmekle beraber kızakla gemilerin nasıl yürütüldüğü hakkında da ayrıca izahat vermektedir. Daha sonra bu hususta kitap yazan Türk müellifleri gemilerin kızaklar vasıtasiyle sevkedildiğine kani bulunuyorlar. Bundan başka bir kısım kaynaklar hem kızak kullanıldığını hem de rüzgardan faydalanıldığını yazmaktadırlar. Halbuki bunlardan tamamiyle farklı olarak bu gemilerin tekerlekler üzerinde yürütüldüğünü söyleyenler de mevcuttur.
78 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.