Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Osmanlı Tarihi

Halil İbrahim İnal

Osmanlı Tarihi Gönderileri

Osmanlı Tarihi kitaplarını, Osmanlı Tarihi sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Tarihi yazarlarını, Osmanlı Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
557 syf.
8/10 puan verdi
·
40 günde okudu
Osmanlı İmparatorluğu ,600 yıl varlığını korumuş ,36tane padişahın ,bu imparatorluğu ayakta tutabilmek adına uygulanan iç ve dış politikalarla bugüne gelmesini sağlamış koca bir imparatorluktur.Her ne kadar bazı bilgilere sahip olsam bile daha önce bu şekilde derli toplu bir kitap okumadım bu yüzden benim için bir gereksinim olduğunu bilerek okumaya başladım.Kitabın başında kronolojik olarak olaylar verilmiş ,bu benim nezdimde güzel bir detay ve kitaba başlamadan evvel şöyle bir genel bakış açısı sundu bana ve içerisine girdikçe her padişahın devleti ayakta tutabilmek uğruna yapmış olduğu askeri, idari ,hukuki ve toplumsal olarak var ettikleri mücadelelerini gayet açık ,sade ,anlaşılır bir dil ile ortaya koymaktadır bu yüzdendir ki okurken sıkılmadan ,yorulmadan ,keyifli bir şekilde bir tarih kitabı okumak isteyenler için bu kitabı önerebilirim .
Osmanlı Tarihi
Osmanlı TarihiHalil İbrahim İnal · Nokta Yayınları · 2013203 okunma
"Osman Bey, oğlu Orhan Gâzi’ye vasıyyetinde şöyle demişti: “Her kim Hak Teâlâ’nın buyurmadığı bir iş tavsiye ederse, onu kabûl etme, bilmediğini ulemâya (bilginlere) danış, bir işi bitirmeden öbürüne başlama.”
Reklam
‘Medeniyet,’ ‘insan’ içindir, onun ‘rahat, huzur içinde’ yaşaması içindir.
Fâtih’in dünyâ görüşü, şu şiirinde özetlenmiştir;
İmtisâl-i ‘Câhidû Fillâh’ olubdur niyyetüm Dîn-i İslâm’un mücerred gayretüdür gayretüm Fazl-ı Hakk-u Himmet-i Cünd-i Ricâlullâh ile Ehl-i Küfrü ser te ser kahr eylemekdür niyyetüm.
İstanbul’un Fethi
Mâneviyâtı iyice bozulan Rûmlar, İstanbul surlarına kadar bütün yerlerin Osmanlı’ya âid olması, İstanbul içinde emniyet ve inzibat memurlarının Türkler tarafından tâyini ve Fâtih’in belirleyeceği en yüksek haracın ödenmesi gibi çok ağır şartlarla barış istediler. Fâtih, ‘Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni’ cevabını verdi, şehrin teslimini istedi.
İSTANBUL’UN FETHİ 857/1453
Bilindiği gibi, hoşgörü ve tevâzu, ancak güçlü ve kendine güvenen tarafından gösterilebilir. Güçsüz ve kendine güvensiz, hoşgörüden uzaktır, tevâzudan çok uzaktır, güçsüzlüğünü gösterişle örtmeye çalışır.
Reklam
İlk Halîfe Hz. Ebûbekir (r.a) gönderdiği orduya, kadınlara, çocuklara, yaşlılara, din adamlarına, bitki ve hayvanlara zarar verilmemesini buyurmuştu. Bu medenî davranışı, 21. Yüzyılda bile, ‘ileri’, ‘gelişmiş’ kabûl edilen ülkelerin ordularında göremiyoruz.
Osmanlı’da, her şey devlet için, devlet ise, halkın râhat ve huzûru içindi.
Fetret Devri, on bir yıl gibi oldukça uzun sürmesine rağmen, dikkate değer bir konudur ki, Osmanlı’ya karşı, yeni fethedilen Avrupa topraklarından hiçbir ayaklanma olmamıştır.
FETRET DEVRİ (1402-1413)
Yıldırım’ın tutsak düşmesinden sonra, oğulları devleti ele geçirmeye çalıştılar. Emîr Süleymân ve sonra Mûsa Çelebi Osmanlı Avrupa’sına hükmederken, Mehmed Çelebi’de Anadolu’da elde kalan bölgeye kardeşi Îsa Çelebi’den sonra hâkim oldu.
Reklam
Yıldırım Bayezîd, Niğbolu meydân muhârebesinde elde edilen ganîmetle Bursa’da Ulu Câmii yaptırdı.
Timurtaş Paşa ve diğer bâzı beyler vezîr olunca, başları olan Ali Paşa’ya, ayırdedilmek için Vezîr-i A’zam dendi. Anadolu Beylerbeyi’nin merkezi Ankara idi.
Hristiyan gençleri Müslümanlaştırmak için, iyi düzenlenmiş programlı okullar kullanılmıyordu, buna gerek yoktu, halkta yaşayan üstün kültür, kendiliğinden kabûl ediliyor, benimseniyordu.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasıyla ortaya çıkan beylikler içindeki en büyük iki beylik, Karaman ve Germiyan Beylikleri idi. Bu önemli beylik, hiç savaş olmaksızın, kardeş kanı dökülmeksizin, Osmanlı Devleti’nin bir parçası haline geliyordu. Öyle anlaşılıyor ki, kuruluşu üzerinden daha bir yüzyıl geçmeden, Osmanlı Devleti, Avrupa’da da toprak sâhibi olduğu ve sürekli genişlediği için, Anadolu Türklüğü’nün gözde beyliği ve ümidi olmuştu.
Osman Bey, oğlu Orhan Gâzi’ye vasıyyetinde şöyle demişti: “Her kim Hak Teâlâ’nın buyurmadığı bir iş tavsiye ederse, onu kabûl etme, bilmediğini ulemâya (bilginlere) danış, bir işi bitirmeden öbürüne başlama.”
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.