Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İmparatorluk İttihatçıların Elinde

Osmanlı'nın Çöküşü

Ekrem Buğra Ekinci

Sayfa Sayısına Göre Osmanlı'nın Çöküşü Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Osmanlı'nın Çöküşü sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Osmanlı'nın Çöküşü kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hürriyet Bayramı!
Meşrutiyet devrinin ilk icraatı sansürün kaldırılması oldu. O zamana kadar gazeteler umumî ahlâk ve âdâba aykırı, asayişi bozucu, halkın zihnini karıştırıcı neşriyat yapamazdı. Kitaplar da dine, ahlâka ve ilmî prensiplere uygunluğu cihetiyle tetkik edilip izin verilmedikçe basılamazdı. 24 Temmuz günü gazeteciler toplanıp müsveddeleri sansüre vermeme kararı aldı ve gazeteler bu şekilde basıldı. 24 Temmuz sonradan gazeteciler bayramı kabul edildi. Mamafih daha sonra darbecilerin sansürü Sultan Hamid devrini mumla aratacaktı. Sansür kalkınca, gazeteler her gün Sultan Hamid ve devr-i sabık (eski devir) aleyhinde neşriyat yaptılar. Olmadık söz ve iftiralarla padişahı lekelemeye çalıştılar. Gazeteci Abdullah Cevdet, sonradan, "Sultan Hamid aleyhinde yüz yalan uydurdum. Birine ben de inandım. O da harbiye talebelerinin ayağına taş bağlanıp Sarayburnu'ndan denize atılması idi" demiştir. Bu neşriyat öyle bir hal aldı ki, halk bile padişahı gözden çıkarttı. Benzeri hâl, 1961'de Adnan Menderes için de bahis mevzuu olmuştur.
OSMANLI DEVLETİ'NİN RESMİ DİLİ VAR MIYDI?
Osmanlılar, resmi yazışmalarda Türkçeden başka mahalli dilleri de kullanır; kanunlar, devlet yıllıkları, resmi gazeteler birkaç dilde basılırdı. Osmanlı memurlarmın çoğu mahalli dilleri bilir; Türkçe bilmeyenlerin devlet dairesine işi düştü mü, kimse "Önce sen Türkçe öğren!" diye kaşını çatmaz, hemen bir tercüman bulunurdu. Resmî dil ne
Reklam
Türkler,yarın yokmuşcasina,bütün bir kuşağı burada kurban vermeyi göze alarak çarpıştılar.Böylece Türkiye,Çanakkale'de hem kazanmış,hem de kaybetmiş oldu.
İttihad ve Terakki'nin Güzel(!) İcraatleri
Cemal Paşa'nın yaveri Ali Fuad (Erden) Bey'in Suriye Hatıraları'nda bu hususu açıkça görmek mümkündür. Suriye'ye varabilenler top- lama kamplarına yerleştirilmiş; kâfi yiyecek verilmediği için burada açlık ve hastalıklardan ölmüşlerdir. Bir deri bir kemik kalmış muhacirlerin acıklı hâlini görüp Cemal Paşa'ya ordu deposundan kamp- takilere zahire verilmesini teklif eden Fuad Bey'e, "Sen hâlâ bizim maksadımızı anlamadın mı?" diye cevap veren Cemal Paşa, tehcir esnasında Ermenileri katleden çetecilere de hüsnükabul göstermiştir. O devirde Türkiye, Almanya'nın nüfuzu altındaydı. Tehcirde yaşananların, Almanların bilgisi, hatta arzusu dışında gerçekleşmesi mümkün değildi. II. Cihan Harbi'nde Yahudilere yaptıkları düşü- nülürse, bu hâdiseden en az İttihatçılar kadar mesul oldukları söy lenebilir. Müttefikler, 1922'de Yeni Türkiye ile anlaştıktan sonra, o zamana kadar sık sık istismar ettikleri Ermenileri kirli bir mendil gibi atıverdiler. Zira artık bunlara ihtiyaçları kalmamıştı.
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.