“He invented a face for himself.
Behind it, he lived, died,
and was resurrected many times.
Today
his face has the wrinkles of that face.
His wrinkles have no face ...”
“Kendisi için bir yüz icat etti.
Arkasında yaşadı, öldü
Ve defalarca dirildi.
Bugün,
Yüzünde o yüzün kırışıkları var;
Kırışıklıklarının yüzü yok...”
Oyalanma alışılagelmiş durumumuzdur. Bu, kendisini fantezisinin gizli ve daima değişen ülkesine kapatmak için dünyadan elini eteğini çeken birinin oyalanması değil, her zaman kendisinin dışında olan, gündelik yaşamın ufak tefek, anlamsız kargaşalığında kaybolmuş birinin oyalanmasıdır. Binlerce şey, aynı anda dikkatimizi çeker, ama hiçbiri ilgimizi üzerinde toplamayı beceremez; böylece yaşam parmaklarımızın arasında kuma, saatler de beyinlerimizde bir dumana dönüşürler. Günlük edimlerimizin ve düşüncelerimizin bir incelemesini yapacak cesarete sahip olsaydık, affolunamaz suçlardan değil de kendimizin ve diğerlerinin sayısız anlık tutkularını ve isteklerini izleyen anlık vazgeçişler ve aldatışlardan suçlu olduğumuzu itiraf ederdik.
“He invented a face for himself.
Behind it, he lived, died,
and was resurrected many times.
Today
his face has the wrinkles of that face.
His wrinkles have no face ...”