En Eski Öyküler Şiirler ve Oyun kitaplarını, en eski Öyküler Şiirler ve Oyun sözleri ve alıntılarını, en eski Öyküler Şiirler ve Oyun yazarlarını, en eski Öyküler Şiirler ve Oyun yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
dışarıda mevsim baharmış
gezip dolaşanlar varmış
günler su gibi akarmış
geçmiyor günler geçmiyor.
gönülde eski sevdalar
gözümde dereler bağlar
aynadan hayalin ağlar
geçmiyor günler geçmiyor.
yanımda yatan yabancı
her söz zehir gibi acı
bütün dertlerin en gücü
geçmiyor günler geçmiyor
Seneler sürer her günüm,
Yalnız gitmekten yorgunum;
Zannetme sana dargınım,
Ben gene sana vurgunum.
Başkalarına gülsem de,
Senden uzakta kalsam da,
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sana vurgunum.
Göklerde kartal gibiydim.
Kanatlarımdan vuruldum;
Mor çiçekli dal gibiydim,
Bahar vaktinde kırıldım.
Yar olmadı bana devir,
Her günüm bir başka zehir;
Hapishanelerde demir
Parmaklıklara sarıldım.
Coşkundum pınarlar gibi,
Sarhoştum rüzgarlar gibi;
İhtiyar çınarlar gibi
Bir gün içinde devrildim.
Ekmeğim bahtımdan katı,
Bahtım düşmanımdan kötü;
Böyle kepaze hayatı
Sürüklemekten yoruldum.
Kimseye soramadığım,
Doyunca saramadığım,
Görmesem duramadığım
Nazlı yarimden ayrıldım.
Ey gönül, kuşa benzerdin,
Kafesler sana dar gelir;
Bir yerde durmaz gezerdin,
Hapislik sana zor gelir.
Ey gönül, acaip huyun,
Boğazından geçmez tayın,
Acır testindeki suyun;
Aklına nazlı yar gelir.
Gözlerin uzağa bakar,
Kimden ne beklediğin var?
Yar semtinden gelen rüzgar
'Seni unuttu! ' der gelir.
Bakmazsa senin yüzüne
Çok görme elin kızına;
Dışarda serbest gezene
Hapiste yatan hor gelir.
Ayağında gezen itler,
Başının üstünden atlar;
Hapise düşen yiğitler
Yari dışarda kor gelir.
Sevip sevip yarı ele kaptırmak
Kara bahtın bana eski işidir.
Ömrümdeki yıllar kadar yar sevdim
Her biri bir başkasının eşidir.
Canlar verdim her birinin yoluna,
Hepsi girdi bir yiğidin koluna,
Bülbül bile kondu bir gül dalına,
Boşta gezen bizim gönül kuşudur.
Baktığım yok üzüntüye, sevince.
Feryat etmem yar başından savınca,
Benim gibi sevmelidir sevince:
Ne göz görür, ne kulağım işitir.
Kara saçım dik başımda kar oldu,
Ak saçımla yar sevmesi ar oldu,
Bana vuran eller değil, yar oldu,
Bu dert benim dertlerimin başıdır.
Kimi aşık dileğine ulaşır,
Sevdiğiyle cümbüş eder, gülüşür,
Kimi benim gibi garip dolaşır,
Asıl aşık kam almıyan kişidir.
Gece, yavaşça siyah mantosunu sürükler
Vapurlar, şimdi suya bırakılmış kütükler,
Ufuk, banyo edilen bir fotoğraf camıdır..
Dağlar dudaklarını boyar pembe bir tüyle
Köprüde fersiz gözler açılır üzüntüyle
Sabah, ızdırap çeken kalplerin akşamıdır..
Kollarını gererken iş bekleyen bir sandal,
İlk ışıklar açılır esmer sularda dal dal;
Rüya görür kıyılar bir uyanık uykuda..
Gecenin bir mehtabı andırırken sonları,
Gemi fenerlerinin ziyadan bastonları
Kaybolur ağır ağır kurşunileşen suda..
Paslı mızraklar gibi uyuklayan direkler
Bir gün yapacakları muhayyel cengi bekler,
Uçuşur beyaz deniz kuşları alay alay..
Buruşuk bir deriyi andırır titreyen su,
İner merdivenlerden ilk vapurun yolcusu,
Uyandırır ihtiyar köprüyü bir tramvay..
Başucu kitabı. Uyku tutmadı mı? Aç herhangi bir sayfayı ve uykusuzluğun tadını çıkar. Sabahattin Ali dünyaya çok farklı bir pencereden bakan bir insan.