"Bir gün kör olacaksın, benim gibi. Bir köşeye oturmuş, boşlukta kaybolmuş, küçücük, sonsuza dek karanlıkta kalacaksın. Benim gibi. Bir gün, yoruldum, diyeceksin kendine, gidip oturacaksın. Sonra, acıktım, kalkıp bir şeyler yiyeyim diyeceksin. Ama kalkamayacaksın. Kendine, oturmakla kötü ettim, ama madem böyle biraz daha oturayım, sonra kalkarım, bir şeyler yerim diyeceksin. Ama kalkamayacak, bir şeyler yiyemeyeceksin. Bir ara duvara bakacak, sonra kendine, gözlerimi kapatıp bir parça uyuyayım, sonra her şey düzelir, deyip kapatacaksın gözlerini. Yeniden açtığında karşında duvarı bulamayacaksın. Sonsuzluk boşluk saracak çevreni, tüm zamanların yeniden dirilen ölülerin dolduramayacakları, bir bozkırın ortasındaki küçük bir çakıltaşından farksız olacaksın orada. Bir gün bunların ne anlama geldiğini öğreneceksin, benim gibi olacaksın, bir farkla tabii, senin hiç kimsen olmayacak, çünkü kimse sana acımayacak, senin de acıyacak kimsen kalmayacak."