...vaatlerle dolu bir koku, bir his varken hatırlamak öyle zordu ki... kimden nefret ettiğimi unutuyordum, kimin benden nefret ettiğini unutuyordum. Kaçışı olmayan o neşe ya da o dayanılmaz vaatler içime saplandıkça katıla katıla ağlamak istiyordum, ya da ağlamak istememin nedeni belki de o sabahların benim için çok fazla güzellikle dolu olmasıydı, çünkü böyle bir dünyanın içeremeyeceği kadar çok nefret olduğunu biliyordum.