Annesini, şaşkınlıkla zavallı olarak düşündüğü annesini sayısı giderek azalan ev halkıyla yani tutarsız babası, yarı ağlamaklı yarı gücenmiş ifadeli kendisiyle uğraşırken görür gibi oldu. Hepsi de ne kadar mutsuzdular! Hepsi de tutsaktı, kaçamıyorlardı. Sanki kendisi de oradan hiç kaçamamıştı, bir kez daha, kendisine acı veren bir gerçeklikle, düzenini ürkütücü bir berraklıkla anımsadığı o evdeydi işte.