Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Palto - Burun

Nikolay Gogol

En Eski Palto - Burun Sözleri ve Alıntıları

En Eski Palto - Burun sözleri ve alıntılarını, en eski Palto - Burun kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bunca gürültü, kalabalık, konuşmalar; hepsi Akakiy Akakiyeviç için alışılmadık ve sıkıntı vericiydi. Nasıl davranması ya da nerede durması gerektiğini; ellerini, kollarını ve bacaklarını nereye koyacağını; bedenini nasıl kullanacağını bilemiyordu; en sonunda kağıt oynayanların yanına oturdu usulca.
parodi yayınlarıKitabı okudu
Size gelince anacığım vakit kaybetmeden çam bir tabut siparişi verin çünkü meşe onun gibi birine pahalı gelecektir.
Reklam
Evine gelir gelmez hemen masaya oturur, lahana çorbasını bir çırpıda içer, soğanlı sığır eti yahnisini yedikten sonra önündeki yiyeceklerin lezzetine aldırmadan, üzerlerine konan sineklerle veya Tanrı'nın yarattığı binbir türlü şeyle birlikte hepsini mideye indirirdi.
...kimileri ise üçüncü ya da dördüncü katta bulunan, iki küçük oda ve bir giriş ya da küçücük mutfaktan oluşan, modaya uyma hevesiyle birçok keyifli seyahatten ya da güzel akşam yemeğinden feragat edilip para biriktirilerek güç bela satın alınan bir lambanın veya değişik bir biblonun süslediği, yakın bir arkadaşın evini mesken tutardı.
Yıllık dört yüz rubleye denk gelen maaşıyla kendi payına düşene şükreden bir adamın huzurlu yaşamı işte bu biçimde sessiz sakin devam ediyordu.
...ancak bir süredir özellikle sırtının ve omuzlarının soğuktan donduğunu hissetmeye başlamıştı. En sonunda sorunun paltosundan kaynaklanma ihtimalini düşünmeye başladı. Evde paltosunu iyice bir inceledi; sırtında ve omuzlarındaki kısımların kumaşının incelip tüle dönüşmüş olduğunu fark etti.
Reklam
Sözleriyle karşısındaki kişiyi aniden ve adamakıllı afallatmayı, sonra da göz ucuyla karşısındakinin yüzünün aldığı hali izlemeyi pek severdi.
parodi yayınlarıKitabı okudu
Şef yardımcısı, şehrin iyi semtlerinden birinde; dolayısıyla da Akakiy Akakiyeviç'in evine pek de yakın olmayan bir muhitte yaşıyordu. Bu yüzden Akakiy Akakiyeviç'in başlangıçta, pek iyi aydınlatılmamış, bomboş ve ıssız sokaklardan yürümesi gerekti ama sonra daveti veren şef yardımcısının evine yaklaştıkça sokaklar daha canlı, daha kalabalık ve daha aydınlık bir hal almaya başladı.
Kendinden alt seviyedeki memurlarla hep onları azarlar gibi konuşur ve bütün söyledikleri aslında şu üç cümleden ibaret olurdu: 'Bu ne cüret! Sen kiminle konuştuğunun farkında mısın? Senin karşında kim var, biliyor musun?'
Bu işlerin böyle yürümeyecegini bilmiyor musunuz? Önce bir dilekçeyle özel kaleme başvurmaliydiniz, dilekçeniz masa şefine iletilmeliydi, oradan bölüm şefine, oradan da sekretere ve sekreterden de bana ulaşmaliydi...
Reklam
Odasına ve kişisel eşyalarına mühür vurulmadi; çünkü ne bir mirasçısı vardı ne de geriye miras diye adlandırılabilecek bir varlık bırakmıştı.
...her ne kadar bulunduğu konum, hislerini tam olarak açığa vurmasını engelliyor olsa da onun yüreği de insani duygulara açıktı.
"Bu nasıl bir kepazeliktir, anlamadım gitti!" diye söylendi. "Bari burnun yerinde başka bir şey olsaydı! Şu hale bak, hiçbir şey yok, tam bir saçmalık!"
Minik bahar çiçekleri misali hafifçe salinarak yürüyen genç kızın alnına doğru götürdüğü küçük beyaz elinin parmakları balmumundan yapılmış gibi oldukça şeffaf görünüyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.