Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Palyaço
Heinrich BöllEn Eski Palyaço Yorumları ve İncelemeleri
En Eski Palyaço sözleri ve alıntılarını, en eski Palyaço kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitabın konusu ve eleştiri
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı.Yazar,
2. Dünya Savaşı sonrasında Almanya'daki mezhep kutuplaşmasına ve ırk ayrımcılığına değinmiş.
Toplumda yer edinememiş palyaço, nikaha ve doğacak çocuklarını Katolik mezhebiyle büyütmeye yanaşmadığından beraber yaşadığı Katolik sevgilisi tarafından terk edilir.Palyaço maskesi altında yaşadığı Melankoli ve maddi sıkıntılar anlatılıyor. Yaptığı eleştiriler ve konusu bakımından beğendiğim ve cesurca bulduğum bir kitap. Bence yazar kendi düşüncelerini karakterin ağzından aktarmış olabilir.Aniden yapılan geriye dönüşler dikkatli olmamızı geretiriyor.
Kitabın akıcı bir dili var.Yoğun anlatımıyla yorucu olsa da okumanız gereken bir kitap :)
Güzel bir söz vardır: hiçbir şey...
Uzun uzun inceleme yazmak yerine üzerinde uzun uzun konuşmak isterdim.
Nobelist yazarın okuduğum üçüncü kitabı. "Dokuzbuçukta Bilardo"yu yıllar önce okumuştum, aklımda kalan pek bir şey yok. Fırsat bulursam tekrar okuyacağım sanırım.
Geçen yılın sonlarına doğru "Trenin Tam Saatiydi'yi okuyup çarpılmıştım. Şöyle kısa bir inceleme yazmışım: #55019546 Okunmasını önermiştim.
Yazarın yer yer şiirsel, hüzünlü cümlelerinden alıntılar yapmadım. Hem okumanın akıcılığını bozmamak hem de aralarında seçim yapamadığım için.
İki büyük savaş yaşamış Alman toplumunun geçirdiği büyük değişimi, toplumsal normlar ve din temelinde eleştiren yazar söylemek istediklerini "aykırı" bir birey olan "Palyaço" Hans Schiner'in gözünden anlatmış.
Kitabın sonuna yazdığı sonsözde kitabın yazıldığı ve yayınlandığı yıllarda kitabının anafikri nedeniyle gördüğü tepkiyle, sonsözü yazdığı 1985 yılındaki bakış açısının nasıl değiştiğinden bahsetmiş.
Her yönüyle okunası bir kitap ve Heinrich Böll hakkı verilmesi gereken bir yazar.
Israrla önerilir...
Palyaço İnceleme
“Palyaço” kitabı Nobel ödüllü Alman yazar Heinrich Böll’le tanıştığım ilk kitap.Kitapta İkinci Dünya Savaşı ve Nazizim gölgesinde yaşayan Shiner ailesinin ayrıksı otu Hans Shiner konu ediliyor.Hans Shiner ailesinin aksine Katoliklere,büyük ölçekte dinlere inanmayan,ailesinin varlıklı haline rağmen palyaçoluğu kendine meslek edinen bir karakter.O sadece katı Katolik kurallar etrafında yaşayan Alman toplumunun arasından kafasını kaldırıp “Ben farklıyım!” demesini bilmiş ancak farklılıkları yüzünden de hayatı güçlüklerle geçmiştir.Aslında Hans Shiner da bir tutunamayandır.İçinde bulunduğu koşulları reddeden,düzenin makinasına çomak sokan biridir.Yazarın palyaçoluk metaforunu bilinçli bir tercih olarak seçtiğini düşünüyorum.Palyaçolar nasıl o boyalı yüzleri ardında bambaşka bir dünyaya sahiplerse Hans’ın da yaşamak istediği ile yaşadığı dünya arasında uçurumlar vardır.Katolik kurallarıyla şekillenen bir evlilik kurumuna da karşıdır.Bu yüzden hayatta en sevdiği insan olan Marie’yi bile kaybedecektir.İnandığı değerler yüzünden sonunda yalnız kalacaktır.Hep öyle olmamıştır zaten.Toplum farklı düşünenleri sevmeyen bir sistemdir ve herkesi bu çarka sokup kendine benzetmek ister.Kim ki o çarka takılırsa sonu dışlanmışlık,yalnızlık ve belki de ölümdür.Hayatımızdaki birçok noktayı sorgulamamıza sebep olacak bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
256 syf.
·
Puan vermedi
Eylül ayında okuma grubumuzla birlikte okuyup konuştuğumuz Palyaço, Almanya’da 2. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra başlayıp 1950 yılına kadar devam eden “Yıkım Edebiyatı” hareketine mensup, hem bireysel hem de toplumsal yönden güçlü bir hiciv örneği. Bu hareketin karakteristik özellikleri, Nazilerin Almanca dilini yanlış kullanmalarına
Kahramanız Hans Schnier ,Varlıklı ve çevresi geniş bir ailenin çoçuğu :fakat Ailesinin okuyup iyi bir meslek sahibi olmasını istediği Hans meslek olarak Palyaçoluğu seçtiği için ailesi tarafından dışlanmış.Romanda sıkça Geri Dönüş Tekniği kullanılmış geçmişte bağ kurduğu insanlarla olan anılarını bölüm bölüm anlatmış.
Kız arkadaşı Maria ,çocuklarının katolik terbiyesi vermemiz konusunda bir kağıt imzalamamız gerekiyor ,diyerek Hans’ terk etmiş ve bu terk edişin sorumlusu olarak da Hans Katolik kilisenin yöneticilerini sorumlu tutmuş.
Hans Palyaço mesleği ile aslında toplumdaki bozuklukları ,savaş sonrası Almanya’nın durumunu,Dinin toplum üzerindeki baskısını,bireyin çaresizliğini anlatmıştır.
Bir Palyaço neler anlatabilir
Kaç kilo çeker bir palyaçonun yalnızlığı?
Her sirk geldiğinde beyaz maskenin ardında taşıdığı benliğini kaç kişi görebilir ve dokunabilirdi? Bir palyaçonun hüznü niye bu kadar ağır ve acı dolu olur? Yapayalnız, kimsesiz, beşparasız, acı içinde, dipte, kıymetsiz ve hep ağlamaklı okuduğum o palyaço. Gülüşleri acıtıyor insanı.
Kendi döneminin yazarı olan Böll bu eserinde çokça tepki almıştır. Sebebi ise herkesin karşı çıktığı savaş olgusunun yanında nispeten daha az öneme sahip burjuvazi şımarıklığını ve umursamazlığı bireysel boyutta aktarmasıdır bu romanına. Hem sosyolojik hem pisikolojik öğeler bulduğumuz bu kitap çok daha okunmayı ve anlaşılmayı hakediyor. Bir palyaço özelinde toplumun çarpıklığının karşısında durmak bedel gerektiriyor. Toplumdan tecrit gibi. Mizahi ve iğneleyici satırlarında toplumun ötekileştirdiği palyaçonun dürüstlüğü, inatçılığı ve çocuksu masumiyeti apayrı bir renkte okurun zihnine akıyor. Çok geniş çaplı incelenmeyi hakediyor ancak daha fazlası için bu kitabı kanaatimce en iyi inceleyenin incelemesi okunmalı diye düşünüyorum . #43171730
Osman Sonant 'ın seslendirdiği palyaço şiirini de buraya bırakıyorum youtu.be/xbdN_DSm0bs
Yüzde kocaman bir palyaço gülüşü ile iyi okumalar.
1963 yılında yayımlanmış,yayımlanmasının ardından Almanya’da ciddi tartışmalar yaratmış bir kitap Palyaço,1972 yılında Nobel Edebiyat Ödülü almış bir yazar Heınrıch Böll...Kitap o kadar eleştirilmiş ,üzerine öylesine cok konuşulmuş ki yazar 1985 yılında kitaba sonsöz eklemiş,gelen eleştirileri cevaplamış ve bazı noktalara acıklık getirmiş.Aradan geçen zamanın ve Almanya’daki hızlı degişim-dönüşümün de etkisiyle kitap “o” döneme dair dönemin izlerini taşıyan “tarihi kitap” olarak değerlendirilmeye başlanmış.Peki bizi kitapta ne bekliyorZengin bir ailenin palyaçoluğu meslek olarak seçen aykırı oğlu Hans....
Katolik olması ve ona uygun yaşamak istemesi sebebiyle Hans’ı terk edip başka birisi ile evlenen Marie.... .
Bu terk edilişten geriye kalan kasvetli bir hayat....
Melankolik bir adam.....
Ve sonuç olarak gülmeyen -güldüremeyen bir Palyaço...
“Güzel bir söz vardır;hiçbir şey!Hiçbir şey düşünme...”.
“Gitmem gereken yolda gidiyorum...”
Kitabın baş kişisi Arthur Schnitzler soylu bir katolik ailenin çocuğudur. Eğitimli ve entellektüel bir insan olmasına rağmen hayatını Palyaçoluk yaparak idame eder. Ailesinin ve içinde yaşadığı toplumun değerleriyle çatışma halindedir. Palyaçoluk yaparak kendini daha bağımsız ve toplumun dindar ve tutucu yapısından kopmuş daha özgür hisseder. Sonra bir kadına aşık olur, kadınla birlikte yaşamaya başlar. Çok mutludur, ikisi de birbirine aşıktır. Fakat kadın kilisenin üzerinde kurduğu baskıdan bunalmıştır,dinsiz biriyle evlilik dışı ilişki yaşadığı için, toplumun tepkisini görmektedir; bu sebeple sevgilisinin kendi mezhebine geçmesini ister, fakat bunun riyakarlık olacağını düşündüğü için açıkca söyleyemez, sürekli ima eder. Bir gün kadın baskılara dayanamayarak Palyaçoyu terk eder. O andan sonra Palyaçonun hayatı değişir, hiçbir şey eskisi gibi olmaz, önce sanatından vazgeçer sonra yaşadığı toplumun sahip olduğu tüm değerlere karşı saygısını kaybeder. ilginç bir biçimde bu romandaki en açık, kendisini en çok belli eden karakter Palyaçodur, diğer bütün karakterler riyakar, kendini gizleyen, iki yüzlü karakterlerdir. Trajik bir çelişkidir bu.
Bu roman yayımlandığı yıllarda katolik kilisesinin tepkisini çekmiştir ve yıllar sonra bu romanın ve içerdiği fikirlerin değerinin farkına varılmış ve yazar bu romanı ile nobel ödülü kazanmıştır.
Hans isimli karakterimiz içinde yaşadığı yahudi yankee düşmanlığının içinde bulunan Alman bir gençtir. Ailesi aşırı otoriter, milliyetçi ve pintidir. Ailesinin çok parası olmasına rağmen çocukların hepsi sefalet içinde yaşamaktadır. Hans karakterimiz içinde bulunduğundan hayat tarzından biraz farklı düşünce yapısına sahip olduğu için, çevresindeki herkes tarafından dışlanır. Sevdiği kadın bile artık onu istemez.
Hans'ın hayat hikayesini onun kaleminden okuyoruz. İçinde yaşanılan hayatı (1963) ve bu dönemki muhafazakar zihniyet çok güzel işlenmiş.
Biz o dönemde yaşamadığımız için tam anlayamasak da Palyaço kitabı, uzun dönemler satışı yasaklanan ve el altından verilen tarihi bir eser olarak damgalanmıştır.
iç karartıcı
Baş Karakteri Hans Schnier olan kitabımızda, varlıklı bir ailenin oğlu olmasına rağmen meslek olarak palyaçoluğu seçen bir insandır. Ailesiyle ve toplumla zıt karakterlere sahip olmasının yanısıra melankolik bir hayat sürmektedir her palyaço gibi. Evlenmeye ve doğacak çocuklarını Katolik terbiyesiyle büyütmek istemediği için toplum baskısına maruz kalan karakterimiz sevgilisi tarafından terk edilir ve sanatı bitme noktasına kadar gelir.