Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Palyaço
Heinrich BöllEn Eski Palyaço Yorumları ve İncelemeleri
En Eski Palyaço sözleri ve alıntılarını, en eski Palyaço kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
810 üzerinden
Güldürmeyip düşündüren bir Palyaço hikayesi...
NOT: Her kitap incelemesi doğası gereği bir miktar spoiler içerir ve birazdan okuyacaklarınız bir kitap incelemesi niyetiyle kaleme alınmıştır...
------------------------------------------------
Almanya'da yazar olmak (ya da Alman ekolünden bir yazar olmak diyelim), Brezilya'da futbolcu olmak gibi bir şey... Çok iyi, çok yetenekli de olsan;
#heinrichböll ile henüz tanışmadıysanız, neler kaçırdığınızı bilmiyorsunuz demektir diye başlayayım yorumuma. #palyaço gerek konusu gerekse alt mesajlarıyla çok keyifli bir okuma oldu benim için. Asla tahmin edemeyeceğim kadar akıcı bir dili olması da cabası. Konusuna gelirsek: Katolik sevgilisi tarafından terk edilen inançsız bir palyaçonun içine düştüğü ruhi ve maddi sıkıntıları, geçmişin feneriyle aydınlatarak anlamlandırmaya çalışmasını okuyoruz. Beğenilmeyecek gibi değil inanın, tavsiyemdir. =)
Kendine mesleki hedef olarak palyaçoluğu seçen karakterimizin(Schnier) kendi ağzıyla anlatılan bir eser.
Palyaço 1963 yılında yayınlandığında Almanya'da büyük tartışmalara yol açmış, Böll din karşıtı olarak suçlanmıştır. Dönemi gereği çok da haksız sayılmasalar gerek. Çünkü kitabın hemen hemen her bölümünde Katoliklere bir sataşmayla geçiyor. Sevgili Maria tarafından da bu yüzden ayrılıyor Schnier, hem de bir katolik tarafından.
Terkedilmeyi bir türlü kabul etmeyen Schnier, sevgilisini kendinden soğutan katoliklere (Maria'nın arkadaşları) karşı kin beslemeye başlıyor.
Hayata karşı bohem bir duruş sergileyen Schnier, zengin bir aileye sahip olmasına karşın, yokluk çekiyor. Ablasını savaşta kaybetmenin hüznünü sürekli içinde taşıyan Schnier, bu durumdanda ailesini sorumlu tutuyor.
Genel anlamda rutin bir anlatıma sahip kitap, katoliklerin din adına sergiledikleri çıkarcı tutum, sıkça vurgulanıyor. Bunun yanın sıra yavaş yavaş dibe doğru çöken bir adamın ruh hali çok iyi yansıtılmış. Yazarın Nobel ödüllü olması da dildeki ustalığın göstergesi gibi. Keyifli okumalar.
"Güzel bir söz vardır: hiçbir şey. Hiçbir şey düşünme. Başbakan'ı düşünme, Katolikleri de düşünme. Küvette ağlayan, terliklerine kahve damlayan o palyaçoyu düşün." --------------------------------------------
Varlıklı bir ailenin oğlu olmasına karşın meslek olarak palyaçoluğu seçmiş biri Hans Schiner. Beraber yaşadığı Katolik sevgilisi Marie toplum baskısına dayanamayıp onu terk ettiğinde Schiner bu kayıp yüzünden yıkılır, yalnızlaşır, sanatı bitme noktasına gelir.. Dar kafalı burjuva toplumunun ikiyüzlü düşüncelerini kabul etmemekle kalmayıp bütün o acımasızlıklarını ve boş kurallarını insanların yüzüne tokat gibi çarpmaktan çekinmediği için yalnız bırakılan Schiner'in hayatı, düşünceleri ve sonu beni çok etkiledi. Kitabı iyi ki okumuşum dedirtti.. Evet o bir palyaço.. Hatta melankolik bir palyaço.. Ama aynı zamanda, kendinden daha çok maske takanlara o maskenin ardındaki sarsıcı gerçekleri söylemekten de hiç vazgeçmeyen biri..
Palyaço olan Hans, toplumun bütün değerlerine karşıdır. O ne bir Katolik ne de bir Protestan'dır. Hristiyan olmadığı gibi ateistlere de karşıdır.
Hans, insanları bir kalıba sokmaya çalışan topluma tepki olarak palyaço olur.
Birlikte yaşadığı Marie onu terk eder. Hans'a göre Katolik kurallarına uymadığı için Marie onu terk etmiştir.
Hans'ın babası varlıklıdır. Annesi cimridir. Hans o varlık içinde yokluk çekmiştir. Sevdiği tarafından terk edilmenin acısını taşıyan hayata tutunmaya çalışan bir palyaçonun duyguları işlenmiş.
256 syf.
·
Puan vermedi
Alman Edebiyatı 20.yy yazarı Heinrich Böll ile tanışma kitabım oldu Palyaço.
Toplumu, insanları, yaşamı eleştiren tavrı ile döneminde oldukça dikkat çeken bir isim.
Topluma dayatılan bir çok kuralın acımasız ve boş olduğunu, bir palyaço maskesi altında söylüyor.
Bu kuralların, dini, politik, savaş içerikli gelebileceğini görüyoruz.
O dönemin sanat, sanatçı ve sanatsal yaşamına da ağır eleştiriler var kitapta.
Hatta döneme ağır laflar ediyor. (o... dönemi) diyor. Şimdiyi görse ne derdi acaba. Dönemi iyi kurgulamış.
Kahramanımız Hans'a bakarsak sıcaklık ve samimiyetten uzak bir çocukluk yaşadığını görüyoruz. 'Zenginlik içinde yaşanan fakirlik' ayrı bir pisikoloji olmalı.
Sevdiği kadın ile nikahsız birlikte yaşamasına toplum tarafından ağır tepkiler gelince Marie daha fazla dayanamayıp başkasına kaçıyor bunda katolik oluşunun etkisi büyük. Ki metres hayatı yaşayan - örnek babası- onlara ses edilmiyorken bu ilişki dışlanıyor. Çünkü ortalıkta yaşanıyor. Hans dini kuralları önemseyen biri değil. Çocuk yapabilmeleri için imzalaması gerekenler olunca bunlara karşı çıkıyor.
Hayatında, mesleğinde boşluğa düşüp çöküşü yaşayan bir adamın hikayesi Palyaço.
Aykırı olmak her zaman ayrı düşmeye sebeptir. Bundan kaçış yok.
Palyaçomuz da bu durum içerisinde kalıyor.
What unfolds in these pages is the tragedy of an atheist who loves a believer, a son who cannot love his parents , a young man with no clear way forward. Into this story , Böll will weave a deeply satirical portrait of postwar Germany , painting it as a nation populated by ex-Nazis who have struck it rich through false contribution , a hapless
Terk ediliş ve sonunda kendini de terk edişin hikayesi. Arka planda dini değerler ve evlilik kurumuna toplumun bakışı, aile hesaplaşmaları ve neticesinde kopuk sevgi-sevgisizlik üzerine harmanlanmış bir eser. İyi bir dili, sıcak samimi hesaplaşmaları olan palyaço kimliğiyle politikliği irdeleyen bir roman. Tavsiyedir.
Küvette ağlayan ve terliklerine kahve damlayan o palyaçoyu düşünerek geçti bu okuma süreci benim için. Cesurca üzülen ve korkmadan seven bir adamın hikayesi. Dili muazzam.
Palyaço bir meslek değil! Palyaço bir topluluğun reklam yüzü... Dinin toplumları köleleştirişine, insanların sorgulamadan kabul edişlerine, bu kabulleri yüzünden vicdanlarının seslerini kulak arkası edişlerine, insanlıktan çıkışlarına karşı gelen bir topluluğun reklam yüzü.Yorumuma bu güzel alıntı ile başlamak istedim..
Palyaço, dinin kurallarını
Kitabın konusu ve eleştiri
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı.Yazar,
2. Dünya Savaşı sonrasında Almanya'daki mezhep kutuplaşmasına ve ırk ayrımcılığına değinmiş.
Toplumda yer edinememiş palyaço, nikaha ve doğacak çocuklarını Katolik mezhebiyle büyütmeye yanaşmadığından beraber yaşadığı Katolik sevgilisi tarafından terk edilir.Palyaço maskesi altında yaşadığı Melankoli ve maddi sıkıntılar anlatılıyor. Yaptığı eleştiriler ve konusu bakımından beğendiğim ve cesurca bulduğum bir kitap. Bence yazar kendi düşüncelerini karakterin ağzından aktarmış olabilir.Aniden yapılan geriye dönüşler dikkatli olmamızı geretiriyor.
Kitabın akıcı bir dili var.Yoğun anlatımıyla yorucu olsa da okumanız gereken bir kitap :)
Güzel bir söz vardır: hiçbir şey...
Uzun uzun inceleme yazmak yerine üzerinde uzun uzun konuşmak isterdim.
Nobelist yazarın okuduğum üçüncü kitabı. "Dokuzbuçukta Bilardo"yu yıllar önce okumuştum, aklımda kalan pek bir şey yok. Fırsat bulursam tekrar okuyacağım sanırım.
Geçen yılın sonlarına doğru "Trenin Tam Saatiydi'yi okuyup çarpılmıştım. Şöyle kısa bir inceleme yazmışım: #55019546 Okunmasını önermiştim.
Yazarın yer yer şiirsel, hüzünlü cümlelerinden alıntılar yapmadım. Hem okumanın akıcılığını bozmamak hem de aralarında seçim yapamadığım için.
İki büyük savaş yaşamış Alman toplumunun geçirdiği büyük değişimi, toplumsal normlar ve din temelinde eleştiren yazar söylemek istediklerini "aykırı" bir birey olan "Palyaço" Hans Schiner'in gözünden anlatmış.
Kitabın sonuna yazdığı sonsözde kitabın yazıldığı ve yayınlandığı yıllarda kitabının anafikri nedeniyle gördüğü tepkiyle, sonsözü yazdığı 1985 yılındaki bakış açısının nasıl değiştiğinden bahsetmiş.
Her yönüyle okunası bir kitap ve Heinrich Böll hakkı verilmesi gereken bir yazar.
Israrla önerilir...
Palyaço İnceleme
“Palyaço” kitabı Nobel ödüllü Alman yazar Heinrich Böll’le tanıştığım ilk kitap.Kitapta İkinci Dünya Savaşı ve Nazizim gölgesinde yaşayan Shiner ailesinin ayrıksı otu Hans Shiner konu ediliyor.Hans Shiner ailesinin aksine Katoliklere,büyük ölçekte dinlere inanmayan,ailesinin varlıklı haline rağmen palyaçoluğu kendine meslek edinen bir karakter.O sadece katı Katolik kurallar etrafında yaşayan Alman toplumunun arasından kafasını kaldırıp “Ben farklıyım!” demesini bilmiş ancak farklılıkları yüzünden de hayatı güçlüklerle geçmiştir.Aslında Hans Shiner da bir tutunamayandır.İçinde bulunduğu koşulları reddeden,düzenin makinasına çomak sokan biridir.Yazarın palyaçoluk metaforunu bilinçli bir tercih olarak seçtiğini düşünüyorum.Palyaçolar nasıl o boyalı yüzleri ardında bambaşka bir dünyaya sahiplerse Hans’ın da yaşamak istediği ile yaşadığı dünya arasında uçurumlar vardır.Katolik kurallarıyla şekillenen bir evlilik kurumuna da karşıdır.Bu yüzden hayatta en sevdiği insan olan Marie’yi bile kaybedecektir.İnandığı değerler yüzünden sonunda yalnız kalacaktır.Hep öyle olmamıştır zaten.Toplum farklı düşünenleri sevmeyen bir sistemdir ve herkesi bu çarka sokup kendine benzetmek ister.Kim ki o çarka takılırsa sonu dışlanmışlık,yalnızlık ve belki de ölümdür.Hayatımızdaki birçok noktayı sorgulamamıza sebep olacak bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
256 syf.
·
Puan vermedi
Eylül ayında okuma grubumuzla birlikte okuyup konuştuğumuz Palyaço, Almanya’da 2. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra başlayıp 1950 yılına kadar devam eden “Yıkım Edebiyatı” hareketine mensup, hem bireysel hem de toplumsal yönden güçlü bir hiciv örneği. Bu hareketin karakteristik özellikleri, Nazilerin Almanca dilini yanlış kullanmalarına
Kahramanız Hans Schnier ,Varlıklı ve çevresi geniş bir ailenin çoçuğu :fakat Ailesinin okuyup iyi bir meslek sahibi olmasını istediği Hans meslek olarak Palyaçoluğu seçtiği için ailesi tarafından dışlanmış.Romanda sıkça Geri Dönüş Tekniği kullanılmış geçmişte bağ kurduğu insanlarla olan anılarını bölüm bölüm anlatmış.
Kız arkadaşı Maria ,çocuklarının katolik terbiyesi vermemiz konusunda bir kağıt imzalamamız gerekiyor ,diyerek Hans’ terk etmiş ve bu terk edişin sorumlusu olarak da Hans Katolik kilisenin yöneticilerini sorumlu tutmuş.
Hans Palyaço mesleği ile aslında toplumdaki bozuklukları ,savaş sonrası Almanya’nın durumunu,Dinin toplum üzerindeki baskısını,bireyin çaresizliğini anlatmıştır.