Paran Kadar Sağlık sözleri ve alıntılarını, Paran Kadar Sağlık kitap alıntılarını, Paran Kadar Sağlık en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"(...) Artık hastalara 'müşteri', hastane hizmetlerine de 'üretim hattı' olarak bakılıyor. Klinik araştırmaların çoğu artık Ulusal Sağlık Kurumu'nca değil ilaç endüstrisince finanse ediliyor, önde gelen akademisyenlerin maaşları ilaç şirketlerince ödeniyor ve araştırma gündemini şirketler belirliyor. Hekimler ve hastalar, şifa gücü şüpheli pahalı ilaçları tükettirmeye yönelik (çoğu kez eğitim süsü verilmiş) yoğun ve incelikli reklam kampanyalarına maruz kalıyor.” Monthly Review, Ocak 2005
Ücretlerini artık kaç hasta baktıklarına, kaç reçete yazdıklarına, kaç operasyon yaptıklarına, kaç sevk yaptıklarına vb. göre alıyorlar. 20. yüzyılın başlarında fabrikalarda uygulanan “Bilimsel Yönetim”, yani Taylorizm, artık sağlık sektöründe….
Ucuz işçilikle, ‘az işçiyle çok iş’ mantığıyla, taşeronlaştırma mantığıyla devam ettiği sürece sağlık hizmetleri aksayacaktır. Bu taşeron çalıştırma biçimi hastalara ve yakınlarına da acı bir biçimde yansımaktadır.
Sağlık hizmetlerinin , salt bir kamusal hizmet olarak sunulduğu dönem geride kaldı. Şimdi "kaynak verimliliği" , özelleştirme, piyasalaşma, dolayısıyla kâr ve sermaye alanına sokulmuş bir sağlık hizmeti "üretme ve tüketme" biçimi var.
Sağlığın bir meta, yani alınır satılır bir “şey” haline getirilmesi, ticarileştirilmesi, piyasalaştırılması ile tesis edilen “kapitalist tıp modeli” hızla hayatımıza egemen kılınmaya çalışılıyor.
Sağlık hizmeti üretenlere daha ziyade "işgücü" olarak bakıldığı bir dönemdeyiz artık. Meta üretiminin geçerli olduğu her alandaki gibi sağlıkta da işgücüne en azı ödeyip en çok çıktıyı alma güdüsü baskındır günümüzde
Türkiye gibi çevre ülkelerde sağlık, özel sermaye birikiminin ilgi alanına girmiş, sağlığın metalaşmasına yeşil ışık yakılmış, özel klinikler, hastane zincirleri, özel sigorta şirketleriyle bir endüstri ortaya çıkarılmıştır.
Artık hastalara ‘’müşteri’’, hastane hizmetlerine de '’üretim hattı’’ olarak bakılıyor.Klinik araştırmaların çoğu artık Ulusal Sağlık Kurumu’nca değil ilaç endüstrisince finanse ediliyor, önde gelen akademisyenlerin maaşları ilaç şirketlerince ödeniyor ve araştırma gündemini şirketler belirliyor.