Paris'te Bir Osmanlı Sefiri sözleri ve alıntılarını, Paris'te Bir Osmanlı Sefiri kitap alıntılarını, Paris'te Bir Osmanlı Sefiri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Toulouse şehrine Kanal ile gelirken halkın bizi seyretmeye rağbeti öyle bir mertebede idi ki, dört beş saatlik yerlerden gelüp nehrin kenarından bizi seyrederlerdi ve birbirlerinin önüne geçmek isterken nehrin kenarından suya düşerler idi.
“Çelebi'nin Fransa seyahati, batılılaşmanın dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Çelebi'nin gezip gördüğü eğitim ve bilim kurumları ile saraylar, parklar ve bahçeler hakkındaki izlenimlerinin Osmanlılar için model olduğu vurgulanır.”
İftar eyledik. Bunlar gitmezler. Saat üçe varınca otururlar. Meğer bunlar namazı beklerler imiş. Çare yok, abdest alıp namaz kıldık. Her gece bunlar gelip iftar ve namazımızı temaşa için yalvarır oldular, izin verdik. Bizleri seyredip hayran oldular.
“Kilimciler için mahsus bir kârhâne var ki, kralındır. Kral namına buraya bakan kimesnenin izni ve bilgisi olmadıkça kimesneye kilim satılmaz ve dokutmak isteyen, nazırdan izin alup harcın verüp dokutur ve gayet pahalıdır.”
“Fransa memleketlerinde kadınların itibarı erkeklerden üstün olmağla istedikleri ne ise, işlerler ve murad ettikleri yere giderler. En âlâ beyzade, en düşkününe haddinden ziyade riayet ve hürmet ederler; ol vilayetlerde hükümleri cârîdir.”
Bir iki günden sonra yine Teşrifatçı gelüp: "Kral sarayında opâre cemiyeti olacaktır. Eğer gelürsenüz gâyet hazzedeceğinizden şüphe yoktur. Kral ile bir mecliste oturursuz. Kralın sağ tarafında akrabası ve Prensesler vardır ve sol tarafında elçiler yeri vardır. Geldikte herkes rütbesine göre otururlar ve siz cümle elçilerin önüne geçüp krala yakın oturursuz" dedi.
Kanal ile gelirken halkın bizi seyretmeye rağbeti öyle bir mertebede idi ki, dört beş saatlik yerlerden gülüp nehrin kenarından bizi seyrederlerdi ve birbirlerinin önüne geçmek isterken nehrin kenarından suya düşerler idi.
Paris'te Ramazan-ı Şerif geldi oruç tuttuk.
Bu esnada Mareşal gelip 'rica ve niyaz ederiz ki hanımlarımız gelip iftar ettiğinizi ve yemek yediğinizi seyretmek isterler. İzniniz olursa kral dahi hazzeder' dedi.
Çaresiz kalıp 'Elimizden ne gelir, hoş geldiler, safa geldiler' dedik.
Birkaç bin kadın içinde kaldık!
Hele her ne hal ise bu azabı çekip iftar ettik ve yemek yedik.