Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pekin'de Sonbahar

Boris Vian

En Yeni Pekin'de Sonbahar Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Pekin'de Sonbahar sözleri ve alıntılarını, en yeni Pekin'de Sonbahar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kim ki sorunu incelemekten kaçınır, hataya düşmek onun için kaçınılmazdır.
Sayfa 7 - Can yayınlarıKitabı okudu
İnsanın, dağın taşın kum ve yapışkan lümetlerle kaplı olduğu bir çölün ortasında kendi düzeyinde biriyle karşılaşması büyük zevk.
Sayfa 208 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bilirsiniz, genellikle kimse bir şey bilmez. Hatta bilmesi gereken insanlar bile. Yani demek istediğim, düşünceleri düzenleyenler, oluşturanlar ve onları kendilerine özgü düşüncelermiş gibi pazarlayanlar. Hiçbiri oluşturduğu düşüncelerin temeline inemez, öyle ki, anlatım tarzları anlatmak istedikleri konudan en az yirmi yıl daha ilerdedir. Sonuç olarak onlardan hiçbir şey öğrenilemez, çünkü onlar yalnızca sözcüklerle yetinirler.
Sayfa 201 - Can YayınlarıKitabı okudu
Kocaman, köpüklü dalgalar peşpeşe geliyor, gemi de bütün bunlara karşın az çok yol alıyordu. Ama ileriye değil geriye doğru. Durum böyle olunca da, onu hızlandırmak söz konusu olamazdı. İyot ve firavunsıçanı kokusuyla yüklü serin bir rüzgar dümencinin kulaklarına doluyordu. Rediyezden şakıyan tatlı bir çulluğun sesini andırıyordu rüzgarın ıslığı.
Sayfa 96 - Can YayınlarıKitabı okudu
Nitekim emme hareketini çağrıştıran bir gürültü oldu ve metro beş kişiyi daha yutuverdi. Bunlardan üçü köylüydü, çünkü ellerinde taşıdıkları sepetlerden kaz çığlıkları geliyordu.
Sayfa 88 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ulusal Demiryolu İdaresi tasarruf olsun diye ıslak, artık barutları kullanıyordu ve tabancaların zamanında patlamasını sağlamak için tetiğe yarım saat önceden basılıyordu.
Sayfa 87 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Zenci uşak Dupont akşam yemeği için mutfakta başka bir konserve kutusu hazırlamakla uğraşıyordu. Önce yemeği bol baharatla ve harlı bir ateşin üstünde pişirmek gerekiyordu. Sonra lehim hazırlanacak, bol suyla pişirilmiş yiyecek kalaylı saç kutuya doldurulacak, ama önce yemeğin suyu dökülecekti. Sonra kutunun kapağı sımsıkı lehimlenecek ve akşam yemeğinin konserve kutusu böylece hazırlanmış olacaktı.
Sayfa 70 - Can YayınlarıKitabı okudu
Arthur Eddington çöldeki aslanları toplamanın kolay bir yolu olduğunu söyler; bu iş için kumu elemek yeterlidir, böylece aslanlar eleğin üstünde kalacaktır. Bu işlemin aşamalarından biri -belki de en ilginci- eleği sallama aşamasıdır. Sonuçta bütün aslanların eleğin üstünde biriktirdiği görülür. Ama Eddington bir şeyi unutmuştur; kumun elenmesi sırasında yalnızca aslanlar değil, çakıl taşları da eleğe takılır.
Sayfa 66 - Can YayınlarıKitabı okudu
Dansın vazgeçilmez figürlerinden biri olan tehlikeli bir sıçrayışın en keyifli noktasındayken duydukları bir sesle irkildiler.Telefonun zili, bir medüzün kulak zarı patlatan ıslığını çağrıştırabilmek için ne yapmak gerekiyorsa hepsini yaparak, acı acı çaldı. Havada yakalanan Mangemanche sırtüstü yere yayıldı.Cruc da o sırada tepeüstü yere çakılıyordu. İçinde çalımlı, büyük bir hurma ağacı bulunan yeşil bir saksıya gömülüverdi sonunda. İlk ayağa kalkan Mangemanche oldu ve telefonu yanıtlamak için atıldı. Cruc ise topraktan kendini kurtarabilmek için manevra yapıp duruyordu. Sonunda saksıyla birlikte ayağa kalktı, çünkü kafasını kurtarabilmek için çekiştirdiği şey boynu değil ağacın gövdesiydi. Yaptığı yanlışı ancak bütün toprak sırtından aşağı boşaldıktan sonra fark etti.
Sayfa 53 - Can YayınlarıKitabı okudu
Cruc, büyülenmiş gibi bakıyor, gözleriyle pervanenin dönüşünü izlemeye çalışıyordu.Gözyuvarlarını çukurlarının içinde döndürüp duruyordu bu amaçla ama, merkezkaç kuvvetinin etkisiyle göz billurları dışarı uğruyordu. Bu nedenle ancak kirpiklerinin iç kısmını görebiliyordu. Sonunda bu izlemeden vazgeçti.
Sayfa 53 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Odadan dışarı çıkıp kapıyı kapattı. Claude kalemi yeniden eline aldı, çok heyecanlıydı. Ve elleri öyle titriyordu ki, bir yeri daha lekeledi. Üstelik bu kocaman bir lekeydi. Sırıtan bir insan suratını andırıyor ve fışkıran petrol gibi kokuyordu.
Sayfa 24 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Ve işinize zamanında gelin," diye bağırdı amiri. "Dün altı dakika geç kaldınız." " Ama nasıl olur, dokuz dakika erken geldim," diye itiraz edecek oldu Claude. "Evet , tamam da, her zaman on beş dakika erken gelirsiniz," dedi Saknussem(amiri). "Azıcık gayret edin, gözünüzü seveyim."
Sayfa 23 - Can YayınlarıKitabı okudu
Tek bir hareketle ışığı yaktı. Dünkü suratı hâlâ oradaydı.
Sayfa 21 - Can YayınlarıKitabı okudu
... ve otobüsün içine yayılan tekdüze ezgi Amadis'i sallayıp duruyordu. Arka taraf çukurlara dalıp çıktıkça otobüsün omurgası iniltiler çıkarıyor, kıvılcımların çatırtısı o tekdüze müziğe eşlik ediyordu. Birbirini izleyerek geçip giden dükkânlar rengarenk parıltılar saçıyorlardı. Bir vitrinden ötekine atlayan görüntüsünü görmek onu eğlendiriyordu. Ama görüntüsünün o elverişli pozisyondan yararlanarak öteberi aşırmaya kalktığını anlayınca kıpkırmızı kesildi ve yüzünü öteki tarafa döndü.
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okudu
Odadan dışarı çıkıp kapıyı kapattı. Claude kalemi yeniden eline aldı, çok heyecanlıydı. Ve elleri öyle titriyordu ki, bir yeri daha lekeledi. Üstelik bu kocaman bir lekeydi. Sırıtan bir insan suratını andırıyor ve fışkıran petrol gibi kokuyordu.
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.