Perde ve Mana kitaplarını, Perde ve Mana sözleri ve alıntılarını, Perde ve Mana yazarlarını, Perde ve Mana yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kur'an-ı Kerim'de karşımıza çıkan akıl ve rasyonalite düşüncesi, evrenin hikmet sahibi bir Tanrı tarafından belli bir amaç için yaratıldığını ifade eden, benim "yaratılış metafiziği" diye adlandırdığım bir bağlam içinde işlev görür. Bu yaklaşım, dünyanın bir başı ve sonu olduğu ve "O'nun zâtından başka her şeyin yok olacağı" (Kasas, 28:88) öncülüyle başlar. Başlangıç (mebde) ve son ya da Tanrı'ya "dönüş" (meâd), bizim rasyonel görüş ve ahlakî tercihlerimiz için bir menzil ve ufuk oluşturur. Evren gibi insanoğlu da, beşerî aklın öznelci ontolojisinin dar sınırlarının ötesine geçen bir amaç için yaratılmıştır. Akıl, bir yönüyle insanı diğer insanlara, öbür yönüyle Allah'a ve evrene bağlayan bir ontolojik zeminde fonksiyon icra eder.
Rasyonelliğin nicel olarak ölçülebilir özellikle ve rakamlara dayalı işlemsel tercihler olarak tanımlandığı bu çağda, aklın ontolojik temelleri radikal bir biçimde değiştirildi ve idealize edildi. Sonuçta insanî olmayan rasyonellik biçimleri insan aklının temeli olarak tanımlandı. Halbuki, bizi diğer mahlukattan ayıran ve açıkça onlardan üstün kılan (İsrâ, 17:70) akıl dediğimiz eşsiz beşerî nitelik, rakamlara dayalı işlemsel rasyonellik kavramının aksine, esasen ve önce- likli olarak niteliksel (keyfiyete dayalı) ve aksiyolojik [değer temelli] bir zeminde faaliyet gösterir.
“İnsan aklı, sahip olduğu bilginin bir türünde, aklın kendi doğası gereği görmezden gelemediği fakat bütün gücünü aştığı için de bir türlü cevap veremediği soruları yüklenen tuhaf bir kadere sahiptir.”