Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Peygamber Düşmanları Ne Demek İstiyor?

Mehmet Yaşar Kandemir

Peygamber Düşmanları Ne Demek İstiyor? Sözleri ve Alıntıları

Peygamber Düşmanları Ne Demek İstiyor? sözleri ve alıntılarını, Peygamber Düşmanları Ne Demek İstiyor? kitap alıntılarını, Peygamber Düşmanları Ne Demek İstiyor? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Sen bu Kur’an’dan evvel ne bir kitap okuyordun ne de elinle yazıyordun! Öyle olsaydı, bâtıla uyanlar şüpheye düşerdi.”
Şura/ 52-53
Reklam
Diğer peygamberlerin mucizelerini kabul edip de son peygamberin mucizesini kabul etmeyen aklın akıllığı kalmış mıdır?
Hayatı bütün ayrıntılarıyla bilinen tek insan, tek peygamber, tek önder Muhammed aleyhisselâmdır.
Dünyaya Yön Veren En Etkin 100 Kişi Amerikalı yazar Prof. Dr. Michael H. Hart, “yeryüzünde yaşamış milyarlarca insan içinde tarihin akışını en çok etkilemiş olanları” tespit etmek için yazdığı En Etkin 100 adlı kitabında “insanlık tarihinin en etkin tek kişisi” diyerek Peygamber Efendimiz’i ilk sıraya almıştır.
Reklam
Son peygamberin diğer peygamberlerde olmayan bir başka özelliği daha vardır: O sadece insanların değil, aynı zamanda cinlerin de peygamberidir.
“Her peygamberin bütün ümmeti için yaptığı bir duası vardır. Ben de duamı kıyamet gününde ümmetime şefaat etmek için sakladım.”
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Biriniz uyuduğu veya unuttuğu için namazını kılamazsa, uyandığı zaman namazını daha önce kıldığı gibi kılsın.”
“Muhammed hurûf-ı mukattaayı yahudilerden aldı” iddiasının bir temeli yoktur. Çünkü Tevrat’ta hurûf-ı mukattaa’ya benzer kelimeler yoktur.
Reklam
Allah’ın Resûlü Mekke’yi fethettiği zaman, “Hak geldi, bâtıl yok oldu” âyet-i kerîmesini okuyarak Kâbe’deki 360 putu elindeki sopayla devirip kırmıştır.
"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, sözlerini sizin yaptığınız gibi çabuk çabuk, arkaya arkaya eklemezdi. Ağır ağır, her kelimenin anlaşılmasını sağlayacak şekilde konuşurdu; yanında bulunanlar onun söylediklerini ezberleyebilirdi. "
Âişe radıyallahu anhâ, hem Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin hem de onun ev halkının ne yiyip içtiğini şöyle anlatıyor: “Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin Medine'yi şereflendirdiği günden vefat ettiği ana kadar o ve ailesi, üç gün arka arkaya buğday ekmeğiyle karınlarını doyurmadılar." Âişe annemiz, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin vefatından sonra Esmâ ablasının oğlu Urve'ye, bir zamanlar evlerinin durumunu şöyle anlattı: "Ey kız kardeşimin oğlu! Allah'a yemin ederim ki biz bir hilâli, sonra diğerini, sonra bir başkasını (üç ay boyunca) görürdük de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin evlerinde hiç ateş yakılmazdı” demişti. Bunun üzerine Urve, "Peki, teyzeciğim! O hâlde ne ile geçinirdiniz?” diye sordu. Hz. Aişe şu cevabı verdi: "Hurma ve su ile. Ancak şu var ki Fahr-i Kâinât Efendimiz'in, sağmal hayvanları bulunan Medineli komşuları vardı. Onlar Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme bu hayvanların sütlerinden gönderirler; o da bize içirirdi." Bir başka gün Aişe radıyallâhu anhâ, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin, peygamber olduğu günden vefat ettigi zamana kadar hem elek görmediğini hem de elekten elenmiş has undan yapılan ekmek yemediğini yeminle söyledi.
Sayfa 530
Cüveyriye annemizin kardeşi Amr ibni'l-Hâris anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefat ettiğinde, geride bindiği beyaz katırı, silahı, yolcular için vakfettiği arazi dışında ne altın ne gümüş, ne köle ne câriye ve ne de başka bir şey bıraktı." Çünkü Allah'ın Resûlü yeme-içmeyi değil, elinde olani ihtiyaç sahiplerine dağıtmayı sever ve şöyle buyururdu: "Şu Uhud dağı kadar altınım olsa buna sevinmem. Borcumu ödemek için ayırdığım dışında, yanımda bir dinar bile bulundurarak üç gün geçirmeyi istemem. Elimdekileri Allah'ın kullarına şöyle şöyle dağıtmak isterim." Server-i Enbiyâ Efendimiz vefat etmeden bir süre önce hanımlarının erzâkını temin etmek için bir yahudi tüccardan otuz ölçek arpa aldı, bunu ödeyecek parası olmadığı için ona borcuna karşılık zırhlarından birini rehin bıraktı.Rehindeki zırhını kurtaramadan vefat etti. Hz. Ebû Bekir halife olunca o zırhı rehinden kurtardı ve Hz. Ali'ye teslim etti.
Sayfa 536
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.