En Yeni Popular Science Türkiye - Sayı 96 Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Popular Science Türkiye - Sayı 96 sözleri ve alıntılarını, en yeni Popular Science Türkiye - Sayı 96 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz."Günümüz DNA çalışmaları sayesinde, insan vücudundaki bakterilerin çeşitliliğini açıklamanın ne kadar önemli olduğunu öğrendik. Bulgularımız, hareketi sağlayan genlere ve mekansal yayılıma bakarak bu çeşitliliğin bir kısmını açıklama fırsatı yaratabilir."
Birliktelik Paradoksu
Sebastian Gude, iki suş bakteriyle çalıştı. Her iki suş da yaşamayı başarırsa bunları kendi deneylerinde kullanacaktı. Aralarında rekabeti takip edebilmek için suşlardan birini mavi, diğerini kırmızı renge boyadı. Ancak ilk cabaları başarısız oldu: Birlikte yetiştirilen iki suştan mavi olan her zaman diğerinden daha az çoğalarak sonunda rekabeti kaybediyor ve sonunda yok oluyordu.
Ancak Gude, deneyin tasarımını değiştirdi ve şansı bir anda döndü: Bakterilerin büyüdüğü şekerli sıvıyı, jöleli tatlıya benzer bir jel malzeme ile değiştirdi. Jel ortamda sürekli kaybeden mavi bakteri, sayısı kırmızıdan daha az olduğu anda üremeyi hızlandırdı ve sayısını arttırdı; dolayısıyla kazanmaya başladı. Fakat kırmızı bakteri de nüfusu azaldığında rekabetini artırarak çoğalmaya başladı. Bu şekilde her iki suş da yok olmaktan kurtuldu ve birlikte yaşamaya başladılar Bu deneyin sonuçları, birliktelik paradoksunu tekrar masaya yatırmaya sebep oldu: Yok olma tehlikesiyle karşılaşan tür neden bir anda kazanmaya başlamıştı?
Kodlama, Matematik ve Dil Becerisi
Scientific Reports dergisine yayınlanan çalışmada daha önce hiç kodlama öğrenmemiş 40'a yakın yetişkinin nörobilişsel yetenekleri, bir programlama dili olan Python'u öğrenirken bir dizi test ile incelemeye tabi tutuldu. Python'u çabuk öğrenen kesim, hem problem çözme, hem de dil yetenekleri konusunda yüksek skorlar elde etti. Aritmetik yetenekler ise, öğrenme hızı ve kabiliyeti açısından çok küçük bir farklılık yarattı.
Araştırma, dil öğrenmeye yatkınlığın programlama dili öğrenme konusunda çok önemli bir gösterge olduğunu gösteren ilk çalışma olması nedeniyle bir hayli ilgi çekici.
Koronavirüs Neden Erkekleri Daha Fazla Etkiliyor
Biyolojik olarak arka planı tam anlaşılmamış olsa da kadınların bağışıklık sistemi, enfeksiyonlara karşı daha iyi savaşıyor. Yaşam stiline bağlı olaraksa erkeklerin hastaneye gitme konusunda daha az istekli olması ve bu nedenle daha geç bir evrede teşhis almasının yanı sıra, kadınlara kıyasla daha fazla sigara tüketimi, daha yüksek diyabet ve kolestrol oranına sahip olması, yani daha sağlıksız yaşaması gösteriliyor.
Sayfa 8
SOSYAL ANKSİYETENİN HAFIZAYA ETKİSİ
Cognition and Emotion dergisinde yayımlanan bir araştırma, sosyal anksiyetesi olan insanların pozitif olayları ve anıları hatırlamakta zorluk yasadığını ortaya koydu. Waterloo Üniversitesi'nden araştırmacıların yürüttüğü deneylerde katılımcılardan bazı senaryolar hayal etmeleri ve daha sonra da bu senaryoların pozitif sonuçlanıp sonuçlanmadığını hatırlamaları istendi. Sosyal anksiyetesi yüksek seviyelerde olan katılımcıların, pozitif sonuçlanan senaryoların detaylarını hatırlamakta güçlük çektiği görüldü. Uzmanlar, bu durumun önüne geçebilmek için anksiyete seviyesi yüksek kişilere duygu ve düsüncelerini sık sık kağıda dökmelerini öneriyor. Bu sekilde pozitif sonuçlanan olaylara dair hislerini, o an aldıkları notlar üzerinden görüp objektif bir sekilde yaklasabilmelerinin önü açılıyor.
Sayfa 9Kitabı okudu
OKSİJEN KULLANMAYAN BİR HAYVAN KESFEDİLDİ
Tel Aviv Üniversitesi evrimsel biyologları, Henneguya salminicola adlı parazitler üzerinde yaptığı arastırmalarda ilginç bir keşfe imza attı. Deniz analarıyla uzaktan akraba olan tür, artık hayvanlar arasında özel bir yere sahip; çünkü yaşamak için oksijene ihtiyaç duymuyorlar.
Diğer tüm hayvanların aksine H.salminicola, solunumdan sorumlu genlerin yer aldığı mitokondriyal genoma sahip değil. Türün, küçük genomlu canlılarda her bir genin biyoenerjik maliyeti yüksek olduğundan, bir evrimsel avantaj yakalamak için oksijen kullanan genlerini zamanla kaybettiği düşünülüyor. Bu tarz bir "genetik küçülme", hızlı şekilde çoğalmak isteyen parazitler için son derece avantajlı.
Somonların kaslarına yerleşen bu parazitlerin, oksijen kullanmadan nasıl enerji sağladığı bilinmiyor. Diğer parazitler gibi H. salminicola'nın da konak hücreden enerjiyi kendisine aktaran proteinlere sahip olabileceği düşünülüyor.
Sayfa 8Kitabı okudu