Popular Science Türkiye - Sayı 96 Sözleri ve Alıntıları
Popular Science Türkiye - Sayı 96 sözleri ve alıntılarını, Popular Science Türkiye - Sayı 96 kitap alıntılarını, Popular Science Türkiye - Sayı 96 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kedinizin size koronavirüs bulaştırma
ihtimali yok denecek kadar az; ancak
Hong Kong Tarım, Balıkçılık ve Çevre
Koruma Bakanlığına göre onlar da bu
virüsü kapabilir ve testleri pozitif çıkabilir.
Zira bir süs köpeğinin sahibinden bu
virüsü kaptığı, fakat hastalığa dair hiçbir
semptom göstermediği belirlendi. Dünya
Hayvan Sağlığı Örgütü, köpeklerin bu
insan hastalığının bulaşmasında rol
oynadıklarına veya hastalandıklarına
dair hiçbir kanıt olmadığını belirtiyor.
Dolayısıyla uzmanlar, “hayvanların
yemeklerine ve eşyalarına dokunduktan
veya onları sevdikten sonra ellerinizi
yıkamanız halinde; onları öpmediğiniz,
yemeğinizi paylaşmadığınız sürece”
karşılıklı bir tehlike olmadığını söylüyorlar.
Grip
Milattan önce 412 yılında bir liman kasabası olan Perinthus'u hastalık harap etmisti. Kasabalılar şiddetli öksürükten şikayet ediyorlardı ama bunun yanında boğaz ağrısı, halsizlik, burun akıntısı, yutkunma güçlüğü ve vücut ağrıları da şiddetliydi. Hipokrat adında bir doktor bu hastalığı oldukça güzel tanımladı. Adına da ”Perinthus Öksürüğü" dedi. Bu, günümüzde grip dediğimiz hastalığın tarihte ilk tanımlanmasıdır.
İlginç olan ise olayın geçtiği yer. Perinthus'un bugün bilinen adı "Marmara ereğlisi," evet bildiğiniz Marmara ereğlisi.
İlginçtir, o zamana kadar bu hastalık,
halk tarafından küçük tanrıların kendilerini
cezalandırması olarak görülüyordu. Hipokrat ise bunu insanların üzerinde tesirli olan bir etkene bağladı. Bu tanım hala kullanılan epidemi. Anlamı: Epi, üstünde, Demos ise insan.
Biyolojik olarak arka planı tam anlaşılmamış olsa da kadınların bağışıklık sistemi, enfeksiyonlara karşı daha iyi savaşıyor. Yaşam stiline bağlı olaraksa erkeklerin hastaneye gitme konusunda daha az istekli olması ve bu nedenle daha geç bir evrede teşhis almasının yanı sıra, kadınlara kıyasla daha fazla sigara tüketimi, daha yüksek diyabet ve kolestrol oranına sahip olması, yani daha sağlıksız yaşaması gösteriliyor.
virüs cogunlukla erkekleri vuruyormusKitabı okudu
Şubat ayında çıkan bir söylentiye göre
Japonya’da bir kadında iki kez COVID-
19 tespit edildi. Uzmanlar bunun ikinci
bir bulaşmadan ziyade, hastalığın
nüksetmesi olduğuna kanaat getirdiler.
Genel olarak hastalığın bir kişiyi
iki kez enfekte etmesi çok düşük bir
ihtimal. Rivers, çoğu bulaşıcı hastalıkta
vücudumuzun iyileşme döneminde kalıcı
bir bağışıklık oluşturduğunu; eğer bir
kişi ikinci kez COVID-19’a yakalandı ise
bu kişide bağışıklık sisteminin tehlikede
olduğunu belirtiyor; ancak Rivers bunun
da çok nadir olduğunu hatırlatıyor.
HAMİLE KALMADAN BEBEK DOĞURMAK
Günümüzde araştırmacıların yapay rahim dedikleri şey aslında sıvı dolu bir inkübatörden ibaret. Fetüs kendisine gereken besinleri ve oksijeni yapay bir “plasenta" vasıtasıyla alıyor. Teknoloji henüz bu noktada iken tamamen rahim dışında, yapay olarak gerçekleşen bir doğum süreci son derece büyük bir sıçrama. Biyoetikçilere göre ise teknoloji hızla ilerliyor ve olasılıkları şimdiden değerlendirmek çok önemli. ABD ' nin Fordham Üniversitesinden Dr. Elizabeth Yuko, bu fütüristik yaklaşıma göre yapay rahimlerin toplum için son derece faydalı olabileceğini düşünüyor. Hastalık, yaş, kısırlık ya da cinsiyet gibi çeşitli nedenlerden ötürü hamile kalamayanlara yardımcı olabilecek bir çözüm. Ayrıca bebek taşıma sorumluluğunu/ayrıcalığını kadınların tekelinden alma olasılığı da var. Diğer taraftan yapay rahimlere dair endişeler de mevcut. Örneğin Manchester Üniversitesi biyoetik avukatı Chloe Romanis, rahim dışı gebeliğin üreme haklarının el değiştirmesi anlamına gelebileceğini düşünüyor: “Bir cenin kadın vücudu dışında gelişebiliyorsa, bebeği yapıp yapmama hakkıda kadından pekala alınabilir. Bir diğer belirsizlik de yasal haklarımızın canlı doğuma isnat ediliyor olması. Yapay bir rahimde başlayıp biten bir gebeliğin bu koşullara riayet ettiğini sanmıyorum. Aksi takdirde daha önce gerçekte yaşamamış, fakat bir rahimden çıkmış gerçek kişilere dair birçok mesele ortaya çıkacaktır”.
Yapay zeka gittikçe ilerliyor. Bizi oyunlarda yeniyor, görüntüleri sınıflandırabiliyor hatta otomobil kullanabiliyor. Ama asla insan düşüncesini taklit edemeyecek.
Sayfa 51Kitabı okudu
KUANTUM FİZİĞİNDE BİR İLK: ATOMLAR TEKER TEKER "YAKALANABİLDİ".
Yeni Zelanda Otago Üniversitesi Fizik Bölümünde bir araya getirilmiş lazerler, aynalar;vakum odası ve mikroskoplar
gibi sayısız ekipmana ek olarak,çok fazla zaman, enerji ve uzmanlık, bu olağanüstü
için gerekli bileşenleri sağladı.Araştırmacılar bu kuantum sürece daha önce
Sayfa 22Kitabı okudu
OKSİJEN KULLANMAYAN BİR HAYVAN KESFEDİLDİ
Tel Aviv Üniversitesi evrimsel biyologları, Henneguya salminicola adlı parazitler üzerinde yaptığı arastırmalarda ilginç bir keşfe imza attı. Deniz analarıyla uzaktan akraba olan tür, artık hayvanlar arasında özel bir yere sahip; çünkü yaşamak için oksijene ihtiyaç duymuyorlar.
Diğer tüm hayvanların aksine H.salminicola, solunumdan sorumlu genlerin yer aldığı mitokondriyal genoma sahip değil. Türün, küçük genomlu canlılarda her bir genin biyoenerjik maliyeti yüksek olduğundan, bir evrimsel avantaj yakalamak için oksijen kullanan genlerini zamanla kaybettiği düşünülüyor. Bu tarz bir "genetik küçülme", hızlı şekilde çoğalmak isteyen parazitler için son derece avantajlı.
Somonların kaslarına yerleşen bu parazitlerin, oksijen kullanmadan nasıl enerji sağladığı bilinmiyor. Diğer parazitler gibi H. salminicola'nın da konak hücreden enerjiyi kendisine aktaran proteinlere sahip olabileceği düşünülüyor.
Sayfa 8Kitabı okudu
Bilime ve akılcı düşünceye her zamankinden daha sıkı sarılmamız gereken zor zamanlarda yaşıyoruz.
Sayfa 3Kitabı okudu
Mars gezegeninde mavi renk bulunmadığı için, çekilen fotoğraflarda beyaz dengesi değiştiriliyor ve gökyüzü mavi renge yaklaştırılıyor. Böylece fotoğraflardaki öğelerin dünyada çekilmiş olsalardı nasıl görünecekleri daha kolay tahmin edilebiliyor.
Dünya'daki karaların %10'unu,yani yaklaşık 16 milyon kilometrekarelik bir alanı, çöller oluşturur.
Her bir kilometrekare büyüklüğündeki savan içerisinde yer olan bitki ve topraklar yaklaşık 146 ton karbon tutar. Küçük bir hesapla, çöllerin tamamını savana çevirseydik, atmosferden 2.3 milyar ton ağırlığında karbonu temizlemiş olurduk. Bu da yıllık karbon üretimimizin, sadece %8'i ediyor.
Sayfa 96Kitabı okudu
Koronavirüs Neden Erkekleri Daha Fazla Etkiliyor
Biyolojik olarak arka planı tam anlaşılmamış olsa da kadınların bağışıklık sistemi, enfeksiyonlara karşı daha iyi savaşıyor. Yaşam stiline bağlı olaraksa erkeklerin hastaneye gitme konusunda daha az istekli olması ve bu nedenle daha geç bir evrede teşhis almasının yanı sıra, kadınlara kıyasla daha fazla sigara tüketimi, daha yüksek diyabet ve kolestrol oranına sahip olması, yani daha sağlıksız yaşaması gösteriliyor.
Sayfa 8
Matematik
Ama kral bir şey istemesi için çok ısrar edince, keşiş krala hınzırca bir oyun oynamak ister ve der ki, “Haşmetlim, bu satranç tahtasının
64 karesi vardır. 1. kareye 1 pirinç tanesi, 2. kareye birincinin iki katı, 3. kareye 2.’ nin iki katını,…, genel kural olarak, (n+1)-inci kareye n- inci karedekinin iki katı kadar pirinç koymalarını emrediniz.” der. Kendisine güzel bir oyun öğreten adamı cömertçe ödüllendirme fırsatı vermediğini düşünerek, kral, keşişin bu isteğine çok içerler. Veziri
çağırarak, “Ayağına gelen talihi tepen bu sefili
karşımdan alın! Götürün ambara, satranç tahtasına istediği bir avuç pirinci koyup saraydan atın!..” buyruğunu verir. Keşişi pirinç ambarına indirirler. Saatler geçtikten sonra, vezir telaşla içeri girer ve “Haşmetlim, depodaki pirinç keşişe yetmedi!”
Sayfa 26Kitabı okudu
Dünya üzerindeki veri miktarı her geçen sene çok daha büyük bir hızla artmakta, durum böyle olunca da veri depolamanın en efekt yolları araştırılmaya devam ediyor. Genlerde veri depolama fikri ve uygulamaları yeni değil, fakat bu konuda alınacak daha çok yol olduğu da bir gerçek. Harvard Üniversitesi’nden Joe Davis, Halobacterium salinarium adlı bir mikrobun, veri saklamak için çok ideal bir aday olduğunu düşünüyor. Çok tuzlu ortamlarda yaşayan bu mikroorganizma, zorlu kosullara kolayca dayanabiliyor. Yapılan deneylerde H.salinarium genomu içerisine eklenen veriler, hücreler kendini defalarca kopyaladıktan sonra bile hicbir değişime uğramamış.Bir sonraki aşamada, mikroorganizmanın yetenekleri birkaç yıllık süreçlerle test edilecek.Başarılı olunursa, dünyadaki tüm veriyi tek bir oda içerisinde depolamamızın önü açılabilir.
Sayfa 8Kitabı okudu