Selçuk Baran'ın yedi başlık altında toplanan öykülerinin yer aldığı "Ceviz Ağacına Kar Yağdı" öykü kitabının en sonunda yeralan "Porselen Bebek", YKY tarafından Doğan Kardeş serisine dahil edilerek ayrıca basılmış.
Diğer öyküleri de zaten altı ayrı kitap şeklinde yayımlanmıştı.
Bu güzel, minik kitap yalnız küçüklere değil büyüklere de hitap eder nitelikte. Hepsi birbirinden güzel beş öyküyü okurken, kâh düşündüm kâh hüzünlendim. Elinizde "Ceviz Ağacına Kar Yağdı" kitabı varsa, bu öyküleri hemen okuyabilirsiniz.
Kapağının güzelliğini görünce paylaşmadan geçemedim
#porselenbebek #selçukbaran #selçukbaranöyküleri #yapıkrediyayınları
#okudumokuyun #doğankardeş #kitaptavsiyesi #okumaönerisi
Porselen BebekSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 201882 okunma
- O elindeki ne? diye sordu Durmuş, hayatının en uzun cümlelerinden birini yaparak.
- Kitap.
- Ya.
- Adı da var üstelik.
- Ya!
- Tom Sovyer'in Serüvenleri.
- Ya!
Ne abiler bilirim, vara yoğa kızarlar. Hani ille de abi olduklarından ötürü kızmış bile görünürler. Sonra da basarlar dayağı. "Pabucunun burnunu neden toprağa sürtüp duruyorsun," derler. "Bakkaldan paranın üstünü eksik almışsın, salak," derler. "Ben konuşurken neden havada uçan kuşlara bakıyordun," derler, basarlar dayağı. Kısacası dövmek için her zaman, her yerde haklı bir neden bulabilirler. Daha olmadı, canları sıkıldığı için, öyle, keyif olsun diye döverler adamı.
Kırılan bir şey, der, onarıldı mı eskisinin yerini hiçbir zaman tutmaz. En iyisi atmalı onu. Hiç değilse gözümüz görmez. Gözümüz görmeyince de unutur, gideriz.