Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Post Öykü - Sayı 42 (Eylül-Ekim 2021)

Post Öykü

Sayfa Sayısına Göre Post Öykü - Sayı 42 (Eylül-Ekim 2021) Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Post Öykü - Sayı 42 (Eylül-Ekim 2021) sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Post Öykü - Sayı 42 (Eylül-Ekim 2021) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sesin, diyorum sesin. Beni bazen büyük bir çıkmaza sokuyor. Öyle büyük bir kararsızlığın içine düşüyorum ki sesin mi daha güzel yoksa ellerin mi, bir türlü emin olamıyorum.
Sayfa 12
Zaten ellerini de fotoğraflardan gördüm. Sesini, sesiniiiiiii... Sesini de bir şekilde duydum. iste onu söylemeyeyim. Ama cümlelerini çok okudum. Her yazdığın cümleyi okudum, bazen yanlışlıkla tekrar tekrar okudum. Bazen bilerek, defalarca. Bir maden işçisi gibi indim kelimelerinin altına. Kimi zaman üzerime çöktü. Kimi zaman, kimi zaman.... Şarkılı kısmı yukarıdan düzenle! "Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse Her sey silinip kayboluyorken nazarımdan Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse"¹
Sayfa 12 - ketebe / ¹atsızKitabı okudu
Reklam
Sesin, diyorum sesin. Beni bazen büyük bir çıkmaza sokuyor. Öyle büyük bir kararsızlığın içine düşüyorum ki sesin mi daha güzel yoksa ellerin mi, bir türlü emin olamıyorum
Sayfa 12
Hiç kimseyi tanımadığım, hiç kimsenin beni tanımadığı bu kalabalıkları deliler gibi seviyorum. Böyle zamanlarda kendimi, tekerlekli bir cam fanusun içinde yalnızca benim onları gördüğüm hayaline kapılıyorum. İnsanı, sadece böyle sevebiliyorum. Birileri beni geçiyor. ben de başka birilerini. Kimisiyle aynı yönde kimisiyle ters yönde yürüyoruz. Birbirimizin hiçbir şeyini bilmeden, mesela irinli kasıklarını, günlerdir su değmemiş koltuk altlarını, sol ayağındaki mantarı, az önce ettiği küfrü, günlerdir kafasını kurcalayan o ağır yükü, yirmilik dişininin kancık ağrısını, yetiştiklerini veya geç kaldıklarını, ihanetini, sadakatini, piçliğini, cebindeki son beşliğini, ilk günahını, avuçlarındaki kanı, tırnaklarının arasındaki çiş ve bok parçalarını, bir insanı ne zaman nasıl ve ne kadar sevebileceğini, ne olursa nefret edeceğini, en son ne için hangi yalanı söylediğini ya da kimin yalanına kandığını, hayatında kimse olup olmadığını, birinin hayatında kimse olup olmadığını bilmeden ve umurunda da olmadan geçip gitmenin benzersiz hazzı. Çünkü bilince yani birilerine ait birtakım bilgilere sahip olunca mesela, bir kere soluyunca bir daha burnundan çıkmayacak her köşede arayacağın kokusu, denk gelmedikçe yanan canın ve işte bunların omuzlarına karabasan gibi çöküşü.
Sayfa 15 - ketebeKitabı okudu
Reklam
Mümkün olduğunca insandan uzakta yaratılan bir şey kurmaca. Ama gelgelelim ki, malzemesi doğrudan toplumun içinde bekliyor.
Sayfa 69 - Abdullah Harmancı
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.