Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Postmodernizmin Yanılsamaları

Terry Eagleton

En Yeni Postmodernizmin Yanılsamaları Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Postmodernizmin Yanılsamaları sözleri ve alıntılarını, en yeni Postmodernizmin Yanılsamaları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sol, politik hasımlariyla hesaplaşırken güçlü etik ve hatta antropolojik temellere, şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla ihtiyaç duyacaktır. Bundan başka hiçbir şey, ihtiyaç duyduğumuz politik kaynakları sağlayamaz bize. Ve bu nedenle, postmodernizm sonuçta sorunun çözümünden ziyade bir parçasıdır ancak.
Sayfa 181 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Postmodern tarihin-sonu düşüncesi, bugünkünden çok farklı bir gelecek tasavvur etmez ve bu beklentisini de tuhaf biçimde bir şenlik nedeni sayar. Ama aslına bakılırsa, olanaklı birkaç tane gelecek var ve birinin adı da faşizm. Postmodernizmi ya da bu sorunla ilintili olarak herhangi başka bir politik öğretiyi bekleyen en büyük sınav, gerçekleştiği takdirde buna nasıl karşılık vereceğidir.
Sayfa 180 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Reklam
Hem özgürlükçü hem otoriter, hem hedonistik hem baskıcı, hem çokkatlı hem yekpare olmak, ileri kapitalist toplumların çarpıcı bir görünümüdür. Bunun nedenini anlamak da zor değil. Piyasanın mantığı haz ve çoğulluğa, geçicilik ve süreksizliğe, bireyi yalnızca kendisinin geçici bir etkisi gibi gösteren büyük bir merkezsiz arzu şebekesine yaslanan bir mantıktır. Ama tüm bu anarşi potansiyelini yerli yerinde tutmak, sağlam temeller ve sağlam bir politik çerçeve gerektirir.
Sayfa 177 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Evrensellik yalnızca ideolojik bir kuruntu değildir. Tam tersine, politik dünyamızın en ele avuca gelir tek görünümüdür. Bu yalnızca teorik hayallerinize göre serbestçe tercih edebileceğiniz ya da karşı çıkabileceğiniz bir fikir değil, bizzat küresel gerçekliğin yapısıdır.
Sayfa 173 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Ne kendisini adlandıramayan bir öznenin ne de kendisini gereğinden fazla iyi biçimde adlandırabilen bir öznenin toplumsal dönüşümün etkin bir faili olması muhtemeldir.
Sayfa 170 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Charles Taylor'un belirttiği gibi, bu "ahlaki bakış toplumumuzun içinde evrensel saygı standartını karşılayamayan tüm inanç ve pratiklerin acımasız bir eleştirisini doğurur.
Sayfa 168 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Reklam
Akıl, en iyi biçimi altında cömertlikle bağıntılıdır; bir başkasının iddiasının, bizim çıkarlarımıza ve arzularımıza ters düştüğü anlarda bile doğru ya da adilane olduğunu kabul edebilme yeteneğiyle bağıntılıdır. Bu anlamda akla yatkın, makul olmak, kupkuru bir hesabı değil , cesaret, gerçekçilik, adalet, tevazu ve gönül zenginliğini gerektirir; bunun alaycı kayıtsızlıkla hiçbir ilgisi yoktur kesinlikle.
Sayfa 167 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
(…) mülkiyet sahipliği ve denetimine ilişkin sorunları sırf yerel nitelikteki bir söz dağarcığı içerisinde ifade edemezsiniz.
Sayfa 166 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Erkekler ve kadınlar çeşitli sömürü biçimleri altında çürürken farklılık gerçek anlamıyla serpilemez; ve bu sömürü biçimlerine karşı etkin bir savaş yürütmek, insanlık terimi çerçevesinde geliştirilmiş, kaçınılmaz olarak evrensel nitelikte fikirler gerektirir.
Sayfa 164 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Sosyalizme göre, farklılık, nihai amacın bir parçası olup bu amaca erişme sürecinden kopartılamaz olsa bile, nihai amaç değildir kesinlikle. Tek başına farklılık so irununa yaslanan bir politika, geleneksel liberalizmin çok uzağına gidemeyecektir -aslında, barındırdığı çoğulluk, çokkatlılık, geçicilik, totalite karşıtlığı, açık uçluluk vb. çeşnisiyle postmodernizmin büyük bir bölüğü kurt postuna bürünmüş bir liberalizm kuzusu gibi görünmektedir. Sosyalizmin politik amacı farklılıkta durup kalmak (bu, düzmece bir evrenselciliğin küstah bir yönüyle yetinmek olurdu) değil, insani ortaklık ya da karşılıklılık düzeyinde farklılığın özgürleşmesidir.
Sayfa 163 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Reklam
Marx’ın bütün politik etiği, duyumlu tikelliği ya da bireysel güçlerin zenginliğinin tamamını, soyutlanmanın metafizik hapishanesinden kurtarmaya adanmıştır.
Sayfa 160 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Sınıflı toplumlarda insanlar hukuki ve politik düzeylerde soyut olarak eşitlenir, ama toplumsal ve ekonomik düzeylerde eşitsiz hale gelirler. Bu tür bir durumda bireysel gelişim başka bireylerin sömürülmesinden ayrı tutulamayacağından (bu, liberallerin kabul etmeye yanaşmadıklan bir noktadır), sonunda bu durumun tuhaf bir şekilde kendi kendini katleden bir toplumsal düzen olduğu ortaya çıkacaktır.
Sayfa 160 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Marx, genel ya da evrensel bir insan doğasına güçlü biçimde inanıyordu, ama bireyleşmeyi de bu genel insanlığın kopmaz bir parçası olarak görüyordu. Kendi doğalarımızı farklı biçimlerde yaşayacak şekilde oluşmamız, mensubu olduğumuz türün bir özelliğidir -ortalıkta birbirleriyle eksiksiz biçimde özdeş domateslerin olmaması anlamında değil, bu bireyleşmenin bizim "türsel varlığımız"ın bir faaliyeti olması anlamında. Kendimizi başkalarının aracılığıyla biricik bireyler haline getirmemiz, mensubu olduğumuz türün yaşamının bir parçasıdır.
Sayfa 159 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Marx:”Herkese ihtiyacına göre, herkese yeteneğine göre!”
Öyleyse, insanlara eşit davranmak ne anlama gelebilir? Bunun insanlara aynı biçimde davranmak anlamına gelemeyeceğine kuşku yok; çünkü bu bireyler farklı ihtiyaçlar ve kapasiteler barındırıyorlarsa eğer, kendilerine eşit davranmak kesinlikle adaletsizliğe yol açacaktır. İşte bu nedenledir ki, Marx, The Critique of Gotha Programmeda ve başka yerlerde eşitlik nosyonunu tipik bir burjuva soyutlaması olarak gizliden gizliye meta biçimi mübadeleleri modeline göre kurulmuş bir soyutlama olarak nitelendirmişti Sosyalizm sonuçta eşitlikle fazla ilgilenmez. İki insana eşit davranmak mutlaka, onlara aynı biçimde davranmak değil, farklı ihtiyaçlarına eşit derecede yanıt vermek anlamına gelmelidir. Söz konusu olan, bu iki insanın eşit bireyler olması değil, ikisinin de eşit ölçüde birer birey olmasıdır. Ve bu kadarıyla, akla yatkın bir eşitlik kavramı zaten farklılık nosyonunu içerimler.
Sayfa 159 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Hem seçkincilik-karşıtı hem de evrenselcilik karşıtı olmaya eğilim gösteren postmodernizm, savunduğu politik değerler ile felsefi değerlerin arasında belli bir gerilim yaşamaktadır. Bu gerilimi evrenselciliğe kısa devre yaptırarak ve bir anlamda modern-öncesi tikelciliğe yönelerek çözmeye çalışır; ama bu kez yöneldiği tikelcilik imtiyaz barındırmaz, yani hiyerarşinin olmadığı bir farklılığa yönelir. Postmodernizmin sorunu, hiyerarşinin olmadığı bir farklılığın nasıl olup da arı kayıtsızlığa, fark gözetmemeye dönüşmeyeceği ve böylelikle, kabul etmediği evrenselciliğin bir tür tersine çevrilmiş ayna imgesi haline gelmeyeceğidir.
Sayfa 155 - Ayrıntı Yayınları, 2011.Kitabı okudu
216 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.