Bazı teistler, "iyi"nin anlamının, "Tanrı'nın·onayladıkları"ndan başka bir şey olmadığı için, etiğin din olmadan yapamayacağını söyler. Platon benzer bir iddiayı iki bin yılı aşkın bir süre önce çürütmüştü. Onun savına göre; tanrılar bazı eylemleri onaylıyorsa, bu eylemlerin iyi olmasından dolayıdır ki o zaman da, onları iyi yapan şey tanrıların onayı olamaz. Alternatif görüş, ilahi onayı tamamen keyfi kılar: Eğer tanrılar işkenceyi onaylayıp, komşularımıza yardım etmeyi onaylamamış olsaydı, işkence iyi olurdu, komşularımıza yardım etmek kötü olurdu.
Frans de Waal, birlikte yaşayan bir grup şempanzeyi gözlemledikten sonra, Puist adındaki bir şempanzenin, başka bir şempanze Luit'yi, üçüncü bir şempanze, Nikkie'den gelen bir saldırıyı savuşturmada destekledikten sonra, Nikkie'nin sonradan Puist'ye saldırdığını fark etti. Puist yardım için Luit'ye işaret etti, fakat Luit hiçbir şey yapmadı. Nikkie'nin saldırısı bitince, Puist hiddetle Luit'ye saldırdı. De Waal şöyle yorumluyor: "Eğer [Puist'nin] öfke si gerçekten [Puist] ona yardım ettikten sonra Luit'nin de ona yardım etmeyişinin sonucuysa, bu durum, şempanzeler arasındaki karşılıklılığın, insanlar arasındaki gibi aynı ahlaki doğruluk ve adalet anlayışıyla yönetildiğine işaret eder."
Çok az nüfuslu bir gezegendeki küçük insan topluluklarının, "Verimli ol ve çoğal" diyen ve bununla tutarlı olarak geniş aileleri kollayıp eşcinselliği kınayan bir etikleri olduysa, hayatta kalmaların daha muhtemel olduğu su götürmez.