Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Psikoloji ve Din

Carl Gustav Jung

En Eski Psikoloji ve Din Sözleri ve Alıntıları

En Eski Psikoloji ve Din sözleri ve alıntılarını, en eski Psikoloji ve Din kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar genellikle kendilerine ezici gelen, kendilerini aşan şeylerden korkarlar. Fakat bir insanda, kendinden daha güçlü olan bir şey var mıdır?
Sayfa 9 - Okyanus YayıncılıkKitabı okudu
" Vicdan, ve özellikle de rahatsız bir vicdan, cennetin bir hediyesi olabilir; eğer özeleştiri amacıyla kullanılırsa gerçek bir lütuftur. "
Sayfa 55 - Okyanus YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
" Bilinçten silip atmak , bilinçli bir ahlaki seçim sayılırken bastırma, kabul edilmeyen kararlardan kurtulmayı amaçlayan oldukça düşük ahlaklı bir eğilimdir. Bilinçten atmak, kaygıya, çatışmaya ve ıstıraba yol açabilir fakat asla sıradan bir nevroza neden olmaz. Nevroz, yasal acı çekmek gibi bir şeydir. "
Sayfa 81 - Okyanus YayıncılıkKitabı okudu
“ Kendinle hemen anlaş, henüz kendinle birlikteyken.”
Sayfa 83 - Okyanus YayıncılıkKitabı okudu
“Yalnızca yakın çevresindeki şeyleri görmeye alışmış, miyop diyebileceğimiz kafa yapısına sahip birinin aradığı yerde değildir psike.”
deneyimlerden, tek kelimeyle, gerçeklerden hareket etmektedir. Sahip olduğu gerçeklik, bir olgudur, yargı değil. Örneğin, bakire doğum motifini ele alırsak, psikoloji, sadece böyle bir düşüncenin varolması durumuyla ilgilenir, doğru mu yoksa yanlış mı olduğu sorunuyla ilgilenmez. Böyle bir düşünce, mevcut olduğu sürece psikoloji açısından gerçektir. Psikolojik açıdan varoluş, sadece bir bireyde meydana geliyorsa özneldir (sübjektiftir). Fakat, psikolojik varlık toplumdan çıkıyorsa, diğer bir deyişle kaynağı kamuoyuysa, nesneldir (objektiftir).
Reklam
Örneğin, zooloji farklı hayvan türleriyle nasıl uğraşıyorsa , psikoloji de fikirleri ve farklı kafa yapılarını aynı şekilde inceler. Bir fil gerçektir, zira varlık olarak mevcuttur. Dahası, fil, ne bir sonuçtur, ne bir ifadedir, ne de bir yaratıcının öznel (sübjektif) yargısıdır. O bir fenomendir. Fakat biz psişik olayların isteğe ve keyfe bağlı oldukları, hatta insanı yaratan gücün icatları olduğu fikrine o kadar alışmışız ki, psike’nin (ruh) ve onun içeriğinin kendi keyfi icadımızdan ya da varsayım ve yargılarımızın sanal ürününden başka bir sey olmadığı önyargısından kendimizi kurtaramayız
Oysa gerçek şudur : belirli bazı fikirler neredeyse her devirde ve her yerde bulunur, hatta geleneklerden ve göçlerden bile etkilenmeyebilir. Bunlar, birey tarafından oluşturulmaz, kendiliklerinden ortaya çıkar-hatta bireylerin bilincine kendilerini kabul ettirir. Bu durum ise, platonik felsefenin değil, ampirik psikolojinin ilgi alanına girer.
Din
Dinden sözederken, bu terimle ne anlatmak istediğimi en başta açıklığa kavuşturmam gerekir. Latince anlamının da ifade ettiği gibi, din, Rudolf Otto’nun(l) deyimiyle “numinosum” a, yani istence bağlı keyfi hareketlerin bir sonucu olmayan dinamik bir varlığa veya etkiye, dikkatli ve özenli bir şekilde uymaktır.
Bir psikolog, bilimsel bir tavır sergilediği sürece, her inancın kendini tek ve ebedi gerçek olarak görme savını kulak ardı ölmelidir.
Reklam
Hatta şuna inanıyorum ki, psişik tehlikeler, salgın hastalıklardan veya depremlerden daha tehlikelidir. Ortaçağdaki veba ya da çiçek salgınları bile, 1914 yılındaki belirli fikir ayrılıklarının ya da Rusya’daki bazı politik görüşlerin neden olduğu kadar kadar çok insanın ölümüne yol açmamıştır.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.