Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Psikoterapi Pratiği

Carl Gustav Jung

Psikoterapi Pratiği Gönderileri

Psikoterapi Pratiği kitaplarını, Psikoterapi Pratiği sözleri ve alıntılarını, Psikoterapi Pratiği yazarlarını, Psikoterapi Pratiği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Bilgeliğe sırdaş olmak isteyen kimse, kibir yükünü üstünden atmalı.” —Hermes Trismegistus, “tractatus aureus”
Reklam
Malum, insanın, afekt değerini yitirene dek şiddetli bir olayı tekrar tekrar anlatmaya ihtiyacı vardır. Atasözü der ki, "Dervişin fikri neyse zikri de odur." Travma olayının duygu yoğunluğu, anlata anlata zayıflar, böylece rahatsız edici etkisi de kaybolur.
Tecrübeler çoktan göstermiştir ki, bilinçle bilinçdışı arasında dengeleyici bir ilişki vardır ve bilinçdışı sürekli, ruhun bilinçli kısmını, eksik olanı ekleyip bütünlüğe kavuşturmaya ve böylece tehlikeli denge kayıplarının önüne geçmeye çalışır.
Onun için durmadan ferdin gelişimi hedefine hizmet etmek, psikoterapinin günümüzdeki en asil görevidir, kanaatindeyim. Çabalarımız böylece tabiatın, her fertte hayatın olabilecek en büyük zenginliği geliştirme gayretini takip etmiş oluruz, zira hayat, anlamını, ancak fertte gerçekleştirebilir, altından kafeste oturan kuşta değil.
Her şey başlarken küçük başlar. Bu yüzden, uğraştığımız amaç erişilemeyecek kadar uzaktaymış gibi görünse de sıradan fertler üzerindeki gerçi zahmetli ama titiz çalışmamızı sürdürmek canımızı sıkmamalı.
Reklam
Sesimiz çok zayıf olup siyasetin kargaşası içinde etkisini yitirip sönse de Çinlilerin şu vecizesiyle teselli bulabiliriz: "İçi aydınlanmış kimse yalnızsa ve doğruyu düşünüyorsa binlerce mil mesafeden bile işitilir."
Antik devrin belki tüm kabul törenlerinin ve esrarengiz kültlerinin bildiği bir hakikattir bu, aynı şu esrarengiz antik sözün ispat ettiği gibi: "Sahip olduğunu bırak, o zaman kabul edileceksin."
"Alterius non sit, qui suus esse potest". (Kendi kendisinin olabilen şey, başka kimseye ait olmasın.)
İster Freud'un ister Adler'in olsun, hangisi olursa olsun, belli görüşlerden kaçmak mümkün değildir. Psikoterapistin sadece kendi metodu yoktur: bizzat kendisi metot olmuştur. "Ars totum requirit hominen (Bu sanat, insanı kanıyla canıyla ister)" der eski bir üstat.
Reklam
Psikoterapist genel olarak peşinen ne kadar az şey bilirse, tedavinin o kadar yüksek şansı vardır. Rutin "çoktan anladımcılıktan" ölümcül bir şey daha yoktur.
Beni tarihi araştırmalar yapmaya sevk eden, merakım değil, oldukça pratik sebeplerdi. Hem okullarda okutulan modern tıbbı- mız hem de akademik psikoloji ve felsefe, hekimin eline, psikoterapi pratiğinin acil taleplerini etkili ve anlayışlı şekilde karşılamak için ne gerekli eğitimi ne de gerekli vasıtaları veriyor. Bu yüzden tarihteki acemiliğimizin yetersizliğinden çekinmeden biraz daha, uzak bir geçmişin, ruhla bedeni henüz farklı fakültelere ayırmamış hekim-filozofların okuluna gitmeye muhtacız.
Gölgem olmadan nasıl cevherim olur? Karanlık olan da benim bütünlüğüme aittir ve ben gölgemin bilincine vararak herkes gibi benim de bir insan olduğumu hatırlarım.
Çetrefilli ifade etmeden, samimiyetle günah çıkarmanın muazzam önemi buradan anlaşılır, antik devrin belki tüm kabul törenlerinin ve esrarengiz kültlerinin bildiği bir hakikattir bu, aynı şu esrarengiz antik sözün ispat ettiği gibi: "Sahip olduğunu bırak, o zaman kabul edileceksin."
Bilinçdışı intihar dürtüsü türlü türlü tehlikeli tesadüflere yol açıyordu, mesela tehlikeli bir yerde ani baş dönmesi, bir arabanın önünde duraksama, öksürük şurubu yerine tuz ruhuna uzanma, aniden tehlikeli akrobatik hareketler yapma isteği ve benzeri şeyler gibi.
219 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.