Belki de Robert'in bahtsızlığı, kendi yaptıklarını gerçekten yargılayamamış olmasıydı. Eğer yaptığı, kötülük diye adlandırdığımız şeyse, muhtemelen iyilik yapmaya davet eden tutkuya benzer bir tutkuyla yapmıştı. İtiraf edilemez bir zaaf gibi gözüken şey, belki de kimi zaman, genel kabul gören ahlak karşısındaki bir tiksintiden başka bir şey değildi.