Rahmet Yağmurları
İbni Kayyim El CevziyyeRahmet Yağmurları İletileri
Rahmet Yağmurları iletilerini, Rahmet Yağmurları okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kişi dilini sürekli zikre alıştırırsa hayatını düzene koymuş olur ve bu kişi zikirsiz bir şekilde yaşayamaz. Zikri kaybetmek beden için gıdayı ve suyu; sıcak ve soğukta da elbisesini kaybetmek gibidir.
Gerçek anlamda kulluk, Allah'ı zikretmeyi bu seviyeye, hatta daha ötelere taşımaktır. Bedenin helâkı ve fesadı nerede; ruhun ve kalbin fesadı ve helâkı nerede?
Bedenin fesada uğraması bazen daha sonra da telafi edilebilir. Ancak ruhun ve kalbin helâkının daha sonra ıslah edilmesi pek ümit edilecek bir durum değildir.
Rahmet Yağmurları
Bazı ârifler şöyle demiştir:
"Eğer krallar ve çocukları bizim saltanatımızın nasıl olduğunu bilselerdi onu elde etmek için kılıçlarla bize savaş açarlardı."
Rahmet Yağmurları
Nitekim bazı eserlerde şöyle geçmiştir:
"Ey Âdemoğlu! Ahiret için dünyayı sat ki her ikisinde de kazançlı olasın! Eğer dünya için ahireti satarsan ikisini de kaybedersin!
Rahmet Yağmurları
Kalpler üç çeşittir:
1. İmandan ve tüm hayırlardan soyutlanmış kalptir. Bu kalp kapkaranlık bir kalptir. Şeytan böyle bir kalbe vesvese vererek rahatını sürer. Çünkü şeytan böyle bir kalbi ev ve yurt edinir, bu kalbe istediği gibi tahakküm eder ve iyice bu kalbe çöreklenir.
2. İmanın nuru ile nurlanmış olan kalptir. İman bu kalpte bir ışık tutuşturur. Ancak bu kalbin üzerinde şehvet karanlığı ve hevâ kasırgası vardır. Şeytan bu kalbe bir gelir, bir gider. Onun hırsları oove çeşitli istekleri vardır. Bu harpte galibiyet bir o tarafa bir bu tarafa kayar. Bu kalp bazen düşmanlara karşı galip olur; bazen de mağlup...
13. İmanla dolu olup imanın nuruyla aydınlanan kalptir. Bu kalpte şehvet engeli sıyrılıp gitmiş; karanlıklar yok olmuştur. O kalbin sahibinin göğsündeki nur ışık saçar. Bu ışık vesvesenin yaklaş- ması halinde onu yakıp atar. Bu kalp semadaki yıldızlar gibi koruma altındadır. Eğer şeytan yaklaşıp girmek istese taşlanıp yanar.
Rahmet Yağmurları
Namazlarda huşûyu kaybetmek
Kulun, Rabbinin huzurunda kalben huşû içinde olması namazın özü ve ruhu demektir. Huşû ve hudû olmadan kılınan namaz cansız bir bedene benzer. Bir kul kendisi gibi olan başka bir kula, ölü köle veya ölü cariye hediye etmekten utanmaz mı? Peki, böyle bir hediye bir krala, sultana ve benzeri şahsiyetlere gönderilse durum ne olur? İşte bu durumda olan kulun Allah'a sunduğu ameller, o kişinin kral ve sultanlara göndermek istediği ölü köle veya cariye mesabesindedir. Her ne kadar dünyevi açıdan farzlar yerine getirilmiş olsa da, Allah (c.c) o kişinin bu yaptıklarını kabul etmez ve o kula mükâfat vermez. Bir kulun namazı ancak onun namazı kavrayabildiği kadarıyla makbuldür. Nitekim hadiste şöyle geçmiştir:
إِنَّ العَبْدَ لَيُصَلِّي الصَّلَاةَ و ما كُتِبَ له إِلَّا نِصْفَهَا إِلَّا ثلُثها إِلَّا رُبعها إِلَّا خُمُسها حتى بَلَغَ عَشْرَهَا
"Kul namaz kılar ancak kendisine (ihlâsına göre) onun yarısı yazılır; (bazılarına) üçte biri, dörtte biri veya beşte biri (sevap olarak) yazılır. Hatta bu durum onda bire kadar iner."
Ebu Davud, 796; Beyhaki, Sünenu'l Kübra, 3243
Rahmet Yağmurları
ذكر الله تعالي شفاء، و ذكر الناس داء
"Allah'ı anmak şifa, insanları anmak ise hastalıktır..."
Rahmet Yağmurları
SADECE ALLAH'A İBADET EDİP O'NA HİÇBİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAMAK
Peygamber (s.a.v) mezkûr hadiste şeytandan korunmak için önemli hususları açıklamıştır. Her müslümanın bunları ezberleyip üzerinde düşünmesi gerekir. Kişi bunlara riayet ederse dünya ve ahirette kurtuluş ve kazanç elde eder. Bu hadiste muvahhid ve müşrikten de bahsetmiştir. Muvahhid kişi, efendisi için kendi evinde çalışan kişi gibidir. Efendisi onu satın almıştır ve o da çalışarak bunu ödemeye gayret eder. Müşrik kişi ise, efendisinin satın alıp evinde çalıştırdığı kişi gibidir. Bu kişi çalışır ancak kazancını efendisine değil de başkasına verir. İşte müşrik, Allah'ın evinde Allah'tan başkası için çalışan kişiye benzer. O kişi, Allah'ın nimetlerinden faydalanıp Allah'ın düşmanlarına yakınlaşır.
Rahmet Yağmurları
Seleften bazıları şöyle demıştir
ما أَصْبَحَ الغَفْلَةُ عَنْ ذِكْرِ مَنْ لَا يَغْفُلُ عَنْ ذِكْرِكَ
"Seni hatırlamaktan gafil olmayan kişiye karşı senin O'nu hatırlamaman ne çirkin gaflettir."
Rahmet Yağmurları
Kalbin bazı ihtiyaçları ve gedikleri vardır ki bunu kapatacak olan sadece zikrullahtır. Eğer Allah'ı zikretmek (hatırlamak) kalbin şiarı olursa, o zaman zikreden kişi de asıl ve doğru yolda demektir. Dil bu durumda kalbe tabi olur. İşte bu zikir gedikleri kapatır, ihtiyaçları giderir. O zaman da kişi mal olmadan zengin olur, aşireti olmadan aziz olur, kral olmadan heybet sahibi olur. Ancak kişi, Allah'ı hatırlamaktan gafil olursa bunların tam tersini yaşar; malı ve serveti olmasına rağmen fakirdir, kralla beraber olsa da zelildir, sülalesi ve akrabası çok olsa da hakirdir.
Rahmet Yağmurları
وربما صحت الاجسام با العلل
Bazen de bedenler hastalıklarla sıhhat bulur...
Rahmet Yağmurları
Amelleri fasit kılan şeyler
Amelleri batıl ve fasit kılan şeyler kısıtlanamayacak kadar çoktur. Marifet amel işlemekte değil, o ameli fesada uğratacak ve batıl kılacak hususlardan korumaktadır.
Riyâ çok basit gibi görünen bir mesele de olsa ameli boşa çıkartır. Riyâ bazı kalıplara münhasır kılınamayacak kadar geniş yelpazeli bir durumdur. Bir amelin sünnete tabi olunmadan
Malik b. Dinar şöyle demiştir:
"Bir kul Allah'ı zikretmekteki lezzet kadar hiçbir şeyden lezzet almamıştır. Hiçbir amelin külfeti Allah'ı anmak kadar hafif değil; hiçbir amelin lezzeti de onun kadar büyük değildir. Yine hiçbir amel zikir kadar kalbe ferahlık ve zevk vermez."
Süfyan'ın Ebi Zübeyr den, onun da Abdullah b. Damre den, onun da Kab dan naklettiği rivayet şöyledir:
"Bir kimse evinden çıkacağı zaman 'Bismillah' (Allah'ın adıyla) derse melek ona: 'Doğru yola ulaştırıldın' der. Eğer Tevekkeltü alellahi' (Allah'a tevekkül ettim) derse melek ona: 'İhtiyaçların karşılandı' der. Eğer kişi: La havle vela kuvvete ille billah' (Kuvvet de güç de Allah ile olur) derse melek ona: 'Kötülüklerden korundun' der. Bu durumda şeytan diğer arkadaşlarına şöyle der:
"Geri dönün! Sizin ona yapacağınız bir şey kalmamıştır. Kendisine doğru yol gösterilen, ihtiyaçları karşılanan ve kötülüklerden korunan kimseye ne yapabilirsiniz ki?
Rahmet Yağmurları
Allah'ın düşmanı olan şeytan, bir hırsızın gafil bir adamı avladığı gibi bir mü'mini avlamak isterse ki mü'minin gaflette bulunması da kaçınılmazdır bunu ancak üç kapıdan girerek yapabilir. Kul; gafletle, şehvetle ve öfkeyle imtihana tabi tutulmuştur. Kul ne kadar korunmaya çalışsa da yine gaflet hâlini yaşayacaktır. Mesela Âdem (a.s) beşerin babası ve insanların en hâlimi idi. Buna rağmen iblis onu yine de kandırmayı başardı. Normal bir insanın aklı ile babası Âdem'in aklının misali; bir avuç suyla denizin misali gibidir. Allah'ın düşmanı olan şeytan mü'min kullara ancak onların gafil olduğu zamanlarda saldırır ve şaşırtır. Şeytan zannederki bu kul bir daha Rabbine yönelmeyecek ve kulun düştüğü bu günah onu helak edecek! Oysa Allah'ın rahmeti, mağfireti, affi ve fazlı tüm bunların çok ötesindedir.
Eğer Allah (c.c) bir kulun hayrını murat etmişse ona tövbe, pişman- lik, inkisar, zillet, muhtaçlık, kendisinden yardım isteme, kendisine yönelme, daimi bir tazarru, dua ve iyiliklerde bulunarak kurbiyet elde etme kapısını açar. Böylece şeytanın bu kula musallat olarak yaptırdığı o kötülük bu kul için rahmete vesile olur. Hatta Allah'ın düşmanı olan şeytan şöyle der: "Keşke bu kişiyi bıraksaydım da o hataya düşürmeseydim.
el-vâbilü's-sayyib mine'l-kelimi't-tayyib
Rahmet Yağmurları
Zeyd b. Erkam: 'Size Peygamber'in (s.a.v) söylediği bir şeyi söyleyeyim mi?' dedi ve Rasulullah'ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ العجز وَالْكَسَلِ وَالْبُخْلِ وَالْهَرَمِ وَعَذَابَ الْقَبْرِ اللَّهُمَّ آتِ نَفْسِى تَقْوَاهَا وَزَكّهَا أَنْتَ خَيْرٌ مَنْ زَكَاهَا أَنْتَ وَلِيُّهَا وَمَوْلاهَا اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عِلْمٍ لَا يَنْفَعُ وَمِنْ قَلْبٍ لا يَخْشَعُ وَمِنْ نَفْسٍ لا تَشْبَعُ وَمِنْ دَعْوَةٍ لا يستجاب لَهَا
"Allah'ım! Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, yaşlılıktan ve kabir azabından sana sığınırım. Allah'ım! Nefsime takva ihsan et ve onu her türlü günahtan arındır. Onu yalnız sen arındırabilirsin. Onu eğitip yardım edecek ancak sensin. Allah'ım! Fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım."
Müslim, 2723; Nesâi, İstiaze 12; Müsned, 18880
Rahmet Yağmurları
İbn-i Abbas (r.a) Peygamber'in (s.a.v) şöyle dua ettiğini rivayet eder:
رَبِّ أَعِنِّي وَلَا تُعِنْ عَلَيَّ، وَانْصُرْنِي وَلَا تَنْصُرُ عَلَيَّ، وَامْكُرْ لي وَلَا تَمْكُرْ عَلَيَّ، وَاهْدِنِي وَيَسِرِ الْهُدَى لِي، وَانْصُرْنِي عَلَى مَنْ بَغَى عَلَيَّ، رَبِّ اجْعَلْنِي لَكَ شَكَارًا ، لَكَ ذَكَارًا، لَكَ رَهَّابًا، لَكَ مِطْوَاعًا، لَكَ مُحْبِيًّا، إِلَيْكَ أَوَّاهَا مُنِيبًا ، رَبِّ تَقَبَّلْ تَوْبَتِي وَاغْسِلْ حَوْبَتِي وَأَجِبْ دَعْوَتِي وَثَبِّتْ حُجَّتِي وَسَدِّدْ لِسَانِي وَاهْدِ قَلْبِي وَاسْلُلْ سَخِيمَةَ صَدْرِي
"Rabbim bana yardım et, bana karşı olana yardım etme! Bana zafer ver, benim aleyhimde olana zafer verme! İşleri benim lehime olacak şekilde tertiple, benim aleyhime olacak şekilde düzenleme! Bana hidayet yolunu kolaylaştır! Bana saldırmaya yeltenene karşı yardımcım ol! Beni kendine şükreden, zikreden, Senden korkan, Sana çok itaat eden, Sana ibadet eden, Sana yalvaran, Sana yönelen kişi kıl! Rabbim, tövbemi kabul et, günahımı temizle (affet), duamı kabul et, hüccetimi (delil ve dayanaklarımı) kuvvetlendir, dilimi doğru konuşmaya yönelt, kalbime hidayet ver ve kalbimdeki düğümü çöz!"
Ebu Davud 1510, Tirmizi 3551,İbn Mace 3830
Rahmet Yağmurları