Rahmet Yağmurları
İbni Kayyim El CevziyyeRahmet Yağmurları Gönderileri
Rahmet Yağmurları kitaplarını, Rahmet Yağmurları sözleri ve alıntılarını, Rahmet Yağmurları yazarlarını, Rahmet Yağmurları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peygamber'in(s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Gıybetin kefareti gıybetini yaptığın kişi için istiğfarda bulunman ve 'Allah'ım, bizi de, onu da bağışla!' demendir."
Gıybeti yapılan kişinin kalbinde, kendi hakkında söylenenleri duyduğu zaman gıybetini yapan kişiye karşı öfke oluşur ve belki de ona karşı düşmanlığı hiç durulmayacak bir hal alır. Onun yolu böyle bir yol değildir. Peygamber(s.a.v.) bunu vacip görmek veya emretmek bir yana mubah bile saymamış, caiz de görmemiştir. Şeriatın maksadı fesadı bertaraf etmek ve azaltmaktır; fesadı tekmil etmek veya teşkil etmek değildir.
Ömer b. Hattab(r.a.) Allah Rasulü'nün(s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Sizden biriniz abdest alır, onu tastamam yerine getirir de sonra: 'Ben Allah'tan başka ilah olmadığına; Muhammed'in Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şehadet ederim.' derse o kimseye cennetin sekiz kapısı (birden) açılır. Hangisinden dilerse o kapıdan girer."
Müslim, 234
Said b. Zeyd'in rivayet ettiği hadiste de Peygamber(s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Abdeste başlarken Allah'ın adını anmayan (besmele çekmeyen) kişinin abdesti olmamıştır."
Tirmizi, 25
Abdullah b. Ömer(r.a.) Allah Rasulü'nün(s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Allah'a en sevimli gelen isimler Abdullah ve Abdurrahman'dır."
Müslim, 2132
Enes(r.a.) şöyle rivayet eder:
"Bir defasında Allah Rasulü(s.a.v.) ile beraberken yağmura tutulduk. Peygamber elbisesini çıkardı ve yağmur onu ıslattı. Biz ona: 'Ya Rasulullah! Neden böyle yaptın?' diye sorduğumuzda O: 'Bu yağmur onun Rabbi katından yeni geliyor da onun için!' cevabını verdi.
Müslim, 808
Bazı ârifler şöyle demiştir:
"Eğer krallar ve çocukları bizim saltanatımızı nasıl olduğunu bilselerdi onu elde etmek için kılıçlarla bize savaş açarlardı."
İbn-i Abbas (r.a.) Peygamber'in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Kim, eceli gelmeyen bir hastayı ziyaret eder de o hastaya yedi defa:
'Büyük arşın Rabbi olan yüce Allah'tan ona şifa vermesini dilerim.' diye dua ederse Allah o kimseyi kesinlikle o hastalıktan afiyete kavuşturur.' "
Ebu Davud, 3106
Sünen'de geçen Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiği hadiste Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"İki çeşit zikir vardır ki bunlara devam eden müslüman kişi mutlaka cennete girer. Bjnlar kolaydır ancak bunları yapanlar azdır. Her namazın arkasından on defa 'Sübhanallah', on defa 'Elhamdülillah', on defa 'Allahuekber' der. Bunlar günde dil ile yüz elli defa söylenmiş olur, ancak mizandaki karşılığı bin beş yüz eder. Yatağına yattığında otuz dört defa 'Allahuekber', otuz üç defa 'Elhamdülillah', otuz üç defa 'Sübhanallah' der. Bunlar dille yüz defa söylenmiş olur, ancak mizanda bin kabul edilir." Ravi Abdullah b. Amr (şöyle devam eder):
'Ben Rasulullah'ı (s.a.v.) bu duaları eliyle parmaklarıyla sayarken gördüm.'
Sahabeden biri: "Ya Rasulallah! Bunlar kolay olduğu halde yapanlar neden az oluyor? diye sorduğunda Allah Rasulü (s.a.v.) şöyle cevap verdi:
"Sizden biri yatağındayken şeytan ona gelir, kulun söylemesine fırsat vermeden onu uyutur. Yine şeytan namaz kılarken gelir, namazın sonunda bunları söylemeden önce ona bir ihtiyacını hatırlatıverir."
Rifaa b. Rafi (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber'in (s.a.v.) arkasında namaz kılıyorduk. Başını rükudan kaldırınca 'Semiallahü limen hamideh (Allah hamd edeni duydu.) dedi. Arkasında bir adam şöyle dedi:
'Rabbena ve lekel hamd. Hamden kesiran tayyiben mubareken fih' 'Ey Rabbimiz! Çokça, tertemiz ve yaptıkça bereket üzerine bereket katan hamd ancak sanadır.' dedi. Namaz bitince Allah Rasulü (s.a.v.): 'Az önce konuşan kimdi?' diye sordu. O kişi 'ben' dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: 'Otuz üç melek gördüm. Hepsi onu (söylediğin şeyleri) ben en önce yazayım, diye birbirleriyle yarış ediyorlardı.'
Buhari, 799
Sahihayn'da geçen Aişe'nin (r.anha) rivayeti şöyledir: Allah Rasulü (s.a.v.) rüku ve secdede şunları söylerdi:
سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ الْمَلاَئِكَةِ وَالرُّوحِ
'Subbuhun, Kuddusun, Rabbü'l-melaiketi ve'r-ruh (Her türlü noksanlıktan münezzehsin, mukaddessin, meleklerin ve ruhun Rabbisin.)'
Müslim, Salat 223
Sahihayn'da geçen Aişe'nin (r.anha) rivayeti şöyledir: Peygamber (s.a.v.) rüku ve secdede şunları çokça söylerdi:
' سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ رَبَّنَا وَبِحَمْدِكَ، اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي
Her türlü noksanlıklardan münezzehsin ey Allah'ım! Sen bizim Rabbimizsin, hamd sanadır! Allah'ım beni bağışla.'
Buhari, 817
Sahihayn'da geçen bir hadiste Peygamber (s.a.v.) namaza başlarken şu duayı okumuştur:
"Allah'ım! Doğu ile batı arasını uzaklaştırdığın gibi benimle hatalarımın arasını da öyle uzaklaştır! Allah'ım! Beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi benim hatalarımı da öyle temizle! Allah'ım! Hatalarımı kar, su ve buzla tertemiz yap!"
Buhari, 744
Şu beş husus ezanın sünnetlerindendir:
1. Ezana icabet etmek
2. Şu sözü söylemek:
رَضِيتُ بِاللهِ رَبّاً، وَبِاْلإِسْلاَمِ دِيناً، وَبِمُحَمَّدٍ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَسُولاً
Rab olarak Allah'tan, din olarak İslam'dan, peygamber olarak da Muhammed'den razı oldum.
3. Peygamber (s.a.v.) için Allah'tan vesile ve fazileti istemek
4. Allah Rasulü'ne salat-u selam getirmek
5. Kişinin, nefsi için istediği kadar dua etmesi
Sünen-i Erbaa'da geçen Ümmü Seleme'nin rivayeti şöyledir: "Allah Rasulü evden çıktığı zaman mutlaka gözünü semaya diker şöyle derdi:
'Allah'a sığınır ve Allah'a tevekkül ederim. Allah'ım, hak yoldan sapmaktan veya saptırılmış olmaktan, kaymaktan veya kaydırılmış olmaktan, haksızlık etmekten veya haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten veya saygısızlığa maruz kalmaktan sana sığınırım.' "
Ebu Davud, 5094
Ebu Umame (r.a.) şöyle nakleder: Ben Peygamber'in (s.a.v.) şöyle dediğini işittim:
"Abdestli olarak yatağına giren, uykusu gelinceye kadar Allah'ı zikreden bir kimse, uykusu anında veya gecenin bir vaktinde dünya ve ahiretin hayrına dair hangi duayı yaparsa mutlaka Allah ona isteklerini verir."
Tirmizi, 3526