Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Red Yazıları

Rasim Özdenören

En Eski Red Yazıları Sözleri ve Alıntıları

En Eski Red Yazıları sözleri ve alıntılarını, en eski Red Yazıları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğer İslâm'ın hayata ve bireysel yaşantıya egemen kılınması söz konusu ise, bu sonuca ancak gene İslâm'ın öngördüğü yöntemle ulaşılır.
Sayfa 28 - İz YayıncılıkKitabı okudu
İslâm hâlen müslümanlar arasında yürürlükte değilse böyle bir sonucu ancak kendi bireysel yaşantımızdan pay çıkararak değerlendirebiliriz. Ben İslâm'ın hükümlerini kendi yaşantıma ne denli etkili kılmışsam sonuç toplum yaşantısına da o ölçüde yansır.
Sayfa 28 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İslâm'a ulaşma çabası İslâm dışı yöntemde aranırsa belki bir yerlere varılabilir ama o yerin İslâm'a ait olup olmadığı sorgulanmalıdır.
Sayfa 26 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Diyanet İşleri Başkanlığı, her şeyden önce, kurulu düzenin bir müessesesidir. Ama böyle bir müessese temelde laikliğe aykırıdır. Şimdi, Türkiye'deki laikliğin eleştirisi zımnında; bu kurumun çelişkili bir tabana oturtulduğunu, yani bu kurumun Batı anlamında laik bir rejimde Başbakanlığa bağlı bir kuruluş olmasındaki tutarsızlığı ileri sürebilirsiniz. Fakat kurulu düzen içinde, bu kuruma özerklik verilmesini isteyip istememek büsbütün ayrı bir olaydır. Eğer bugünkü Diyanet'in özerk bir kurum olmasını gerçekten isterseniz, bu, gerçekten laik bir işleyişe talip olmakla eşanlama gelir.
Sayfa 45 - İz YayıncılıkKitabı okudu
İnsan, kendi kültürünün gereği olan davranış biçimini, kimsenin önyargısına aldırmadan yerine getirecek olursa, bu davranış biçimi başkasını da etkiler, onu da kendisi gibi hareket etmeye zorlar.
Sayfa 59 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Faiz, öncelikle üretim maliyetini yükseltir. Üretim maliyetinin yükselmesi, günümüzde sabit gelirli diye anılan zümrenin satın alma gücünü olumsuz yönde etkiler. Satın alınamayan malın üretimi durur.
Sayfa 64 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Sosyalistin Mistik Büyülenmesi
Sosyalizmin elinden vaatlerini alınız, geriye bir şey kalmadığını göreceksiniz. Onun İslâm'la temel farklılıklarından biri de budur belki. İslâm insanların bir takım vaatlerin büyüsüyle oltaya getirmiyor. Bu anlamda hiç bir vaadi yok onun. Sadece müslüman insan için öngörülmüş bir yaşama tarzı vardır, o kadar. Yani Müslüman, her hangi bir vaade kapılarak Müslüman olmadığı halde; sosyalist için bu büyülü vaatler olmadıkça ve onların gerçekleşeceğine inanmadıkça onun sosyalist olması anlamsızdır. Bu bağlamda, Müslüman, tek başına da Müslümanca bir hayatı sürdürebilir ama bir sosyalist bunu başaramaz. Olsa olsa vaatlerin büyüsüyle avunur. Mistik bir büyülenmeyle... Bu büyüdür onu cezbeden, bir bakıma da cezbeye düşüren, başka bir şey değil.
Sayfa 76 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Tasavvuf Deyince
Özellikle müsteşriklerin kaleme aldığı yazılarda tasavvuf Yunan düşüncesine, yahut Budizm'e bağlanmaya çalışılıyor. Bu durum da, tasavvufun İslâm dışı bir uygulama gibi anlaşılmasına yol açmaktadır. Tasavvufun bazen "İslâm felsefesi" diye adlandırılması da, onun "bidat" sayılmasına yetmektedir.
Sayfa 114 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Bu açıdan bakınca "mutasaavıf" diye görülmeyecek bir tek sahabi tasavvur edilemez. Açık veya gizli zikri, sahabilerine bizzat Peygamberimiz'in (s.a.v.) talim ettiğini ve sahabilerin kendi aralarında zikir halkaları kurduklarını biliyoruz. Bu gün de uygulanan "zikir" Peygamberimiz'in (s.a.v.) sünnetidir. Hatta sünnet-i müekkededir. Yani hiç terk etmediği sünnetleri arasındadır. Kaldı ki, tasavvuf "zikir"den ibaret bir şey değil. Daha doğrusu her şey "zikrin" içinde...
Sayfa 115 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Zikir... yani Allah'ı anmak ve ondan bir an bile gafil bulunmamak. Tasavvuf denilen vakıa işte bunun talimini yaptırıyor.
Sayfa 115 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Tasavvuf demek, dinin öngörüsüyle hakikate varmaya cehdetmek demektir. Kendini dinin hükümleriyle bağlı görmeyen, zaten bu yolun sahtekârıdır. Onların fiillerine bakarak tasavvuf hakkında yanlış kanaate saplanmaksa yanlışların en yanlışı olur.
Sayfa 116 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Hakikat Arayıcılığı mı, Tutarlılık mı?
Hayatımız boyunca geçirildiğimiz eğitimden bize belletilenleri gerçekte çoğu kez irdelemeden, bazı önyargılarla şimdi bulunduğumuz yerlere geldik. Kafamızda çoğu şey ikonlaştırıldı. Bilimsellik, çağdaşlık gibi laflar o kadar çok ve çeşitli vesilelerle önümüze sürüldü ki artık bunların reddi mümkün olmayan, reddettiğimiz takdirde kınanacağımızdan ürktüğümüz, tutarsızlıkla suçlanacağımızı sandığımız peşin kabullerimiz arasında yer aldı. Oysa yiğitlik ve gözü peklik tutarsız sayılmayı göze alarak hakikat araştırıcılığından vazgeçmemek olmalıdır.
Sayfa 119 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Turizm ya da Babil Kulesi
Dostoyevski, Babil Kulesi göğe yükselmek için değil, fakat göğü yere indirmek maksadıyla inşa edilmiştir, diyordu. Günümüzdeki turizm olayı da, insanların masum seyahat ihtiyaçlarının giderilmesi için değil, fakat tüketim ekonomisinin uzantısı olan birtakım sapıklıkların ve sapkınlıkların meşrulaştırılması için ortaya çıkartılmıştır. Kendi asli işlevini yitirmiş, türetilmiş, yapay bir ihtiyaç haline getirilmiştir.
Sayfa 127 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Büyüyen Şehirler, Yalnızlaşan İnsanlar
Eskiden mahalle dediğimiz şehrin bir bölümü, günümüzde bir tek apartmana sığdırılmıştır. Arada şu fark var ki, eskiden aynı mahallede oturanlar birbirlerini tanırdı. Günümüzde ise aynı apartmanda oturanlar, kapı komşu olanlar bile artık birbirlerini tanımıyor.
Sayfa 128 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Günümüzde boşanma oranının artmış olması, aslında ailenin küçülmüş olmasıyla da ilgilidir. Aile küçülmüş olmakla beraber, aile fertleri arasındaki iletişim son kerte zorlaşmıştır. Ailede, otorite boşluğu meydana gelmiştir. Günübirlik "aile kavgaları" boşanmayla sonuçlanmaktadır.
Sayfa 129 - İz YayıncılıkKitabı okudu
273 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.