21. yüzyıl, içinde korku odaları ve zinciri kopmak üzere olan tehlikeli gondollarla dolu çirkin bir lunapark gibi.
Yeni bir güne uyanınca aydınlığın aksine, sanki kurgulanmış bir karanlığın ve tatsızlıkların içinde buluyoruz kendimizi, sonra akşama kadar vaziyet uşak aşçıya, aşçı bahçıvana haline geliyor.
Galiba bazen yanlış yerlerde duruyoruz, yanlış insanlarla, yanlış çemberlerin içinde olmakta fazla ısrar ediyoruz, karanlıklarımız bundan ötürü.
Oysa rengarenk insanlarız, aynı rüyalar misali; renkli rüyalar gibi.