Sen istediğin kadar güven dipsiz kuyuya, suyu sırdaşın bil. Gün olur dile gelir ser verip sır vermeyen su, evet su bile. Kuyunun dili çözülür.İşte o zaman seyreyle dünyayı.
“Yazmanın, çocukluğundan bu yana Allah'a özgü olduğunu düşünürdü Kâmil. Her insanın kaderini alnına görünmez harflerle yazan o değil miydi? Ama Allah hiçbir zaman çocuk olmamıştı ki ! Allah resmedilemez, hiçbir şeyle karşılaştırılamaz, hayale bile sığmazdı.
Bulutlara yazı yazardı yalnızca. Bir de her insanın alnına kaderini çizerdi.”
"Geçmişi ardında kalmıştı, soğukluğunu yüreğinde hissettiği rıhtım taşları kadar gerçek, ama uzak bir zamanda. Önündeyse belirsiz bir boşluk vardı, kanalın suyu kadar bulanık ve çekici. Ne geçmişi ne de geleceği olan biriydi..."