Öne Çıkan Resimli Osmanlı Tarihi kitaplarını, öne çıkan Resimli Osmanlı Tarihi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Resimli Osmanlı Tarihi yazarlarını, öne çıkan Resimli Osmanlı Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yıllar önce Osmanlı tarihine merak sardığım ilk yıllarda, bir kitap sergisinde görüp almıştım. Doyurucu görsel içerikleri, Osmanlı padişahlarını tek tek kronolojik olarak ele almasıyla okurken çok keyif aldığım bir eserdi.
Zamanla çokça farklı tarihçinin bakış açılarına şahit oldum ve yepyeni bilgiler edindim. Geçmiş yıllara göre daha tarafsız ve daha geniş bir yelpazeden bakıp tüm olayları önyargısız yorumlayabilmeme sebep; kitabın taraflı anlatımı gözüme çarpan olumsuz noktası oldu. Neo-Osmanlıcı bakışla yazılan bu kitapta yer yer abartı, yer yer kaynağı rivayet(kulaktan dolma) olan kıssalar mevcut. Padişahların olumsuz özelliklerine ve sonucu ülkeyi felakete sürükleyen politikalarına neredeyse yer verilmemiş.
Kısacası, fikir olsun diye incelenebilir ama tamamını referans alarak "ben Osmanlı tarihini öğrendim" demek yanlış olur. Yazarı araştırıp politik görüşlerini de incelerseniz ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Keyifli okumalar dilerim.
Bu sırada Avrupa ve Balkan Ülkelerinin kendi dertlerine düşmelerini, "Allah'ın bir lütfu olarak, İslamiyete bunca hizmet eden Osmanlıları koruduğu" şeklinde düşünmelidir.
Bu devirde İngiltere'den Osmanlı Devleti'nin merkezi olan İstanbul'a bir heyet gelmiş,Osmanlı hukuk sistemini incelemiş ve bu sistem İngiltere kanunlarının temeli yapılmıştır...
Güya Müslümanlar Rumları eziyor, Hristiyanlara baskı yapıyorlardı... Tabiî bütün bunların aslı astarı yoktu. Ama bugün olduğu gibi dünyaya, o gün de derdimizi anlatamıyorduk.
Cevdet Paşa, tarihi, pusulaya benzetir. tarih bilmeyen devlet adamının, pusula okuyamayan bir kaptan kadar tehlikeli olduğunu söyler. "İkisinde de karaya oturma tehlikesi vardır" der.
Haklı oldukları noktalar da çoktu. Ne var ki haklı hedeflerine ulaşmak için kullandıkları metotta hatalar vardı. Hükûmeti vuralım, derken devleti vuruyorlardı...
J. J. Rousseau tarihi "okuyana kendi gözünün görme derecesine göre yol gösteren bir kılavuz" şeklinde tarif ederken Ömer Hayyam "Tarih, kainatın vicdanıdır" der. Voltaire'e göre ise "tarih, kralların/generallerin çiftliği değil, milletlerin tarlasıdır. Her millet geçmişte bu tarlaya ne ekmişse, gelecekte onu biçer."