Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Robinson Crusoe
Daniel DefoeRobinson Crusoe Yorumları ve İncelemeleri
Robinson Crusoe yorumları ve incelemelerini, Robinson Crusoe kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Robinson Crusoe puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Robinson Crusoe adlı roman Daniel Defoe’nun 1719 yılında yazıp yayımladığı bazı edebiyat tarihçileri tarafından İngiliz Edebiyatının ilk romanı olarak kabul edilen romanıdır. Eser hemen her dile çevrilmiş her ülkede en çok okunan ve satılan romanların başında gelmiştir.Daniel Defoe'nin Robinson Crusoe' adlı çevirisi edebiyatımızın ilk çeviri romanlarından birisi olmuştur. Romanın içeriğine gelecek olur isek, macera severler için müthiş bir kitap diyebilirim. Her sayfasını bir sonraki sayfanın merakıyla okuduğum bu eseri kesinlikle tavsiye ederim.
Keyifli okumalar dilerim..
Robinson birgün denize açılır ve bir adaya düşer. Gemide ki herkes ölür, sadece kendisi hayatta kalır. Adada yıllar boyunca tek başına yaşamak zorunda kalır. Gemi enkazından kendine gerekli eşyaları alır çünkü adada ki ilkel hayatında modern aletlere ihtiyacı olur. İlk olarak kendine bir sığınak yaparak işe başlar. Günler geçtikçe adaya daha çok yerleşir ve kendini adanın kralı ilan eder. Adaya kendi medeniyeti kurar ve bu medeniyet kapitalizm ve bireyselcilik üzerine kurulmuş bir medeniyettir. İngiliz kültürünün izlerini taşımaktadır. Bir gün adaya bir yabancı gelir. Onu kurtarır. Yalnız yaşamasına rağmen onu bir arkadaş olarak görmez, onu bir köle olarak görür. Cuma günü adaya gelir ve bu yüzden ona Cuma ismini verir. Adını dahi sormaz. Kendi dilini, dinini öğretir. İlk olarak “efendim” demeyi öğretir. Egoist bir karakter. Kitabın sonunda da dokuz yıl adada kaldıktan sonra kurtulur ve evine geri döner.
İnsanın Yalnızlığı ve Hayatta Kalma Mücadelesi
Daniel Defoe'nun klasik eseri "Robinson Crusoe", 18. yüzyılın başlarında yazılmış olmasına rağmen, zaman içinde insanın doğaya karşı mücadelesi ve yalnızlık temasıyla hala güncelliğini koruyan bir başyapıttır. Roman, baş karakter Robinson Crusoe'nun tropik bir adada mahsur kalmasını ve burada geçirdiği yılları konu alırken,
Çaresizlik hiç bu kadar etkileyici olmamıştı
Yalnızlık ve çaresizlik nedir?
Nasıl altından kalkılır?
Kimsesizliği iliklerinize kadar hissettiniz mi hiç?
Bu soruların cevaplarını bu kitapta en güzel ve şaşırtıcı şekilde veren , küllerinden yeniden doğan kahramanımız (kahraman olarak adlandırmaktan kendimi alamıyorum) tek başına, medeniyetten uzak bir adada sadece kendine ait bir krallık kuran,yaratıcı ve çözüm odaklı zekasıyla hayata yeniden tutunan bir macera tutkunu.Bu tutkusunun bedelini, hayatının yirmi sekiz senesini ıssız bir adada yaşayarak ödüyor.. Yirmi sekiz,kimsesiz koca yıl..
Bu süre içinde defalarca tanrının varlığından şüphe duysa da karşısına çıkan her zorluğun üstesinden gelebilmesini sadece kendi zekasına değil tanrının yardımına da bağlamaya başlıyor .Geminin enkazından kurtardığı incili sürekli okuması da bu inancını güçlendiriyor.Hatta bazı bölümlerinin bizzat ona yazıldığını bile düşünüyor ve bunun için tanrının onu kurtaracağından hiç şüphe duymuyor.Belki bu da ona güç veriyor ki;
en umutsuz durumlarda bile ayakta kalıp bitti dediği yerden yeniden başlıyor ve bunu o kadar güzel anlatıyor ki kitabın başından sonuna kadar sizi bizzat olayın içine alıyor.
Yani ben bir hafta kadar ıssız bir adadaydım arkadaşlar:)
Tahmin ettiğiniz kadar da zor değildi.Etkileyiciydi!
Defalarca karşınıza çıkan ve hikayelerini duyduğunuz bu ölümsüz eseri bir de yakından inceleyip okumanızı yürekten tavsiye ediyorum.
Çocukluğumda dikkatimi çeken ve sevdiğim bir eserdi. Tabii yetişkinliğe ulaşıp İş Bankası Yayınları'ndan tam metnini okuyunca, ister istemez daha farklı lezzetler çıkarıyorsun. Bir adada mahsur kalan Robinson Crusoe ve adada yaşadıkları anlatılıyor. Yanına bir de yardımcı buluyor Cuma adında ve ona hayatla ilgili bir şeyler öğretmeye başlıyor. Bu öğretmeler, zamanla adanın yerlilerine hükmetmeye kadar gidiyor daha sonra... Ancak ingelem anlamında, alt metinde kitabın bende uyandırdıkları rahatsız etti.
Yazar Daniel Defoe, kitabı biraz manipülasyona alet etmiş gibi, biraz da ırkçılık ve emperyalizm kokusu geliyor. Beyaz bir adam Crusoe, yanına güya arkadaş formatında gelen siyahi bir adam Cuma... Beyaz adamın siyah adama bir şeyler öğretmeye çalışırken, siyahlara batılılık ve modernlik getirdiği vurgusu yapılıyor. Beyazın, siyah üstünde hükmetme gücü anlatılıyor. Bunun yanında Batının propagandası da yapılıyor. Bu yönlerinin olması, beni açıkçası irite etti yetişkinlik okumamda..
Bakıyorum ki kitabı burada herkes övmüş, mamafih benim düşüncelerim o yönde değildir. Cruze, garbın bir dili; emperyalist yönetim, sömürgeci ve batılı düşünürleri gösteren bir karakteri olarak görüyorum. Adaya düşer düşmez siz kulsunuz ben efendiyim söylemesi, her olayda Tanrıyı suçlaması ( Tanrı bunları unutmuş yoksa eğitilirdi ), kendi dostu cumayı köle olarak kullanması ( Batıdaki beyaz insanların siyah insanlardan üstünlüğü) ve iktisadi kavramların çok olduğu ( suçsuz yere hayvan öldürüp derisini yüzmek ) bir karakterin bu kitap sayfasında ve okuyanlar acısından sadece ada hikayesi olarak görülmesi, çokça övülmesine çok üzüldüm. Eğer çok ada hikayesi okunmak istiyorsa, şark edebiyatın en önemli eserlerinden Hay Bin Yakzan okunabilir…