Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Marcus Aurelius’un Stoacı Felsefesi

Roma İmparatoru Gibi Düşünmek

Donald Robertson

En Eski Roma İmparatoru Gibi Düşünmek Sözleri ve Alıntıları

En Eski Roma İmparatoru Gibi Düşünmek sözleri ve alıntılarını, en eski Roma İmparatoru Gibi Düşünmek kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Birisi vahşi bir hayvanı yakaladığında bu yakalayabileceği bir şans gibidir der [Borysthenesli] Bion; eğer yılanı ortasından yakalarsanız ısırılırsınız ama kafasından tutarsanız kötü bir şey olmaz. Bunun gibi, sizin dışınızdaki şeylerden dolayı çekebileceğiniz acı onları nasıl kavradığınıza bağlıdır. Eğer Sokrates'in kavradığı gibiyse acı duymazsınız, fakat başka bir şekildeyse acı çekersiniz, o şeylerin yüzünden değil, kendi karakteriniz ve yanlış fikirleriniz yüzünden
Sayfa 184Kitabı okudu
Şimdi yaşlı bir adam olarak ölümünü ilk kez değil ama son kez karşılamaktaydı. Doğduğumuz andan itibaren sürekli ölmekteyiz, sadece yaşamın her aşamasında değil, aynı zamanda bir gün bir seferde. Marcus'un söylediği gibi, bedenlerimiz artık annelerimizin doğurduğu o bedenler değil. Hiç kimse dünkü insanla aynı değil. Bunun farkına varmak, işi oluruna bırakmayı kolaylaştırır; yaşama, sel gibi akan bir derenin sularını tutmaktan daha fazla tutunamayız.
Reklam
Retorik, bir eğlence biçimidir, dinlemesi hoştur; felsefe ahlaki ve psikolojik bir terapidir, pek çok kez dinlemesi acı da verebilir, çünkü hatalarımıza çare bulmak için bizi onları kabul etmeye zorlar - hakikat bazen acıtır. Epiktetos'un kendi öğretmeni Stoacı Musonius Rufus öğrencilerine şunu söylerdi: "Beni övmek için boş vaktiniz varsa, ben boşa konuşuyorum demektir." Bu yüzden, "Filozofun okulu..." der Epiktetos. "Doktor kliniği gibidir: Oraya haz değil, acı ümit ederek gitmelisin."
Sağlık, zenginlik ve şöhret gibi şeyler, kendi içlerinde iyi olmaktan ziyade, olsa olsa, avantaj ya da fırsattır. Sosyal, maddi ve fiziksel avantajlar, aptal bireylere aslında kendilerine ve başkalarına zarar vermek için daha fazla fırsat sunarlar. Kötü idare edildiğinde zenginlik gibi dış avantajlar yarardan çok zarar getirirler. Stoacılar daha da ileri gider: Bilge ve iyi adam hastalıkla, yoksullukla ve düşmanlarla karşı karşıya kalsa bile gelişebilir. Stoacılar için hayatın gerçek amacı mümkün olduğu kadar dış avantaj elde etmek değil, hastalık ya da sağlık, zenginlik ya da yoksulluk, arkadaşlar ya da düşmanlar, başına ne gelirse gelsin, sahip olduklarını bilgece kullanmaktır.
Bir şeyin iyi ya da kötü olduğuna kuvvetlice hüküm verirseniz, onu elde etmek ya da ondan kurtulmak istediğinizi söylemeyi de kendinize bağlarsınız. Fakat, bir şey sizin kontrolünüz dışındaysa onu elde etme ya da ondan kurtulma gereğini talep etmek düpedüz akıl dışı olur. Hem bir şey yapmanız gerektiğine, hem de onu yapmanın elinizden gelmediğine inanmak bir çelişkidir.
Mentor
"Akıl hocası" terimi Homeros'un Odysseia'sından gelir. Bilgeliğin ve erdemin tanrıçası Athena, büyük tehlike altında olan oğlu Telemachus'a akıl verebilmek için Odysseus'un arkadaşı Mentor'un kılığına girer.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
bizi üzen, olaylar değil; olaylar hakkındaki yargılarımızdır
Dünyaya pozitif pembe gözlüklerin ya da kederli mavi olanların ardından bakarız ve her şeyin bizim gördüğümüz gibi olduğunu sanırız. Lâkin gözlüklerin kendisine de bakarız ve görüşümüzü renklendirdiklerini fark ederiz. Düşüncelerimizin ve inançlarımızın bizim dünya algımıza nasıl renk kattıklarını fark etmek, onları bilişsel terapide değiştirmek için önkoşuldur.
Stoacılar yalnızca kendi eylemlerini iyi ya da kötü, erdemli ya da erdemsiz diye görür, bu nedenle tüm dış faktörleri ilgisiz olarak sınıflandırırlar, çünkü onlar bu anlamda tamamen "bize bağlı" değillerdir.
Agrippinus gibi olmak gerek.
Agrippinus gerçekten usta bir felaket hafifleticisidir. Her zorluğu; bilgeliği ve karakter gücünü gösterip baş etmek için bir fırsat olarak görerek yeni bir çerçeveye oturtmuştur. Epiktetos, Agrippinus'un bir gün arkadaşlarıyla yemek hazırlığı yaparken bir habercinin gelip İmparator Neron'un onu siyasî bir tasfiyenin parçası olarak Roma'dan uzaklaştırıp sürgüne gönderdiğini söyler diye anlatır. "Peki o zaman..." der Agrippinus omuz silkerek. "Yemeğimizi Aricia'da yiyeceğiz; onun sürgüne gittiği yerin yol üzerindeki ilk durağında."
Aslında Seneca, hissetmediğimiz şeylere tahammül etmekte bir erdem olmadığını söyler. Şunu not etmek önemli: Bir Stoacı ölçülü olma erdemini sergilemek için feragat arzusunun biraz izine ve cesareti sergilemek için de katlanacağı korkunun en azından bu ilk hislerine sahip olmalıdır. Stoacıların söylemeyi sevdiği şekliyle, bilge insan taştan ve demirden değil, etten kemikten yapılmıştır.
396 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.