zarafet dolu o anlar kelimelerle lekelenmemiş olsa nasıl olurdu diye bugün bile kendime hâlâ sorarım.kimi zaman duyguların,claudette ve mösyö kiet arasındaki gibi sessizlikte daha iyi anlaşılıp anlaşılmadığını..
adam kamptaki iki bin kişinin pisliğinin biriktiği açık çukurların uzağında,yeni bir ufuk görebilmemiz için gökyüzünü kaldırmayı beceriyordu.onun yüzü olmasaydı sivrisineklerden,solucanlardan,mide bulandırıcı kokulardan yoksun bir ufuk hayal edemezdik.onun yüzü olmasaydı her öğleden sonra yiyeceklerin dağıtıldığı saatte yere fırlatılan bayat balıkları bir gün gelip de yemeyeceğimizi hayal edemezdik.onun yüzü olmasaydı hayallerimize ulaşmak için ellerimizi onlara uzatma isteğimizi kesinlikle kaybederdik.