Yan, ey eşiğim, ey der ü divârım, yan!
Çıktık yola... ey şüphem, ey inkârım yan!
Leylâ da, Zelıhâ da cezâ oldu sana..
Kaldın çölün insafına, yan bağrım, yan!
Sen, dehri gezip şûhların şûhunu bul!
Sen, ruhunu kaybeden çocuk., ruhunu bul!
Lâkin, dilerim, sen de bu gül devrinde
Güller arıyorken dil-i mecrûhunu bul!
Yer burda, semâ orda., yolun, hangisine?
Dalmak dilemez misin ebed ninnisine?
Varlık dağılıp hicret ederken evlân
Kat mâvini, sen de, göklerin mâvisine!
«Zâlim» demedim kimseye, «hâin» demedim..
Vurdun bana ey el, «ne bu hâlin!..» demedim,
însanlık için duâ duâ yalvardım;
Tel'îne ve bedduaya «âmin!» demedim.