En Eski Ruhun Aynası Enneagram'a Gönderileri
En Eski Ruhun Aynası Enneagram'a kitaplarını, en eski Ruhun Aynası Enneagram'a sözleri ve alıntılarını, en eski Ruhun Aynası Enneagram'a yazarlarını, en eski Ruhun Aynası Enneagram'a yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ay'ı gösteren parmak Ay'ın kendisi değildir"
Sayfa 14
"Tren vagonlarındaki tamponların ne olduğunu biliriz. Vagonlar birbirine çarptığında çarpışmanın şiddetini azaltmak için tasarlanmış mekanizmalardır bunlar. Eğer bu tamponlar olmasaydı, çarpışmanın şiddeti oldukça tehlikeli ve rahatsız edici sonuçlar doğururdu. Tamponlar şokların sonuçlarını yumuşatır ve şokları fark edilemez, algılanamaz hale getirir. İnsanda da benzer bir mekanizma vardır. Bunları yaratan doğa değil, istemsiz de olsa insanın kendisidir. Ortaya çıkmalarının nedeni, insanın içinde pek çok çelişkiyi, çelişkili fikirleri, duyguları, sözcükleri ve eylemleri barındırmasıdır.
İnsan içindeki çelişkilerin hepsinin her an farkında olsa sürekli bir sürtüşmeye, rahatsızlığa maruz kalır ve çıldırdığını düşünürdü. Çelişkileri ortadan kaldıramayız, ancak içimizde "tamponlar" yaratarak çelişen görüşlerin, çelişen duyguların, çelişen sözcüklerin çatışmasının neden olduğu etkiden kurtuluruz."
"Sözcüklerin önemi yoktur, yalnızca boşlukları doldururlar. "
Sayfa 145Kitabı okudu
"...ama sevgide yanlış aranabilir mi? Sevgi herkesi eşit kılar..."
Sayfa 343Kitabı okudu
Hoşlandıklarımız ve hoşlanmadıklarımız, yanlı yaklaşımlarımız ve önyargılarımız, saplantılarımız ve mizacımız, gerçek görüntüyü hep bir sis tabakasıyla örtüyor. Bu kişisel hata payından kurtulamadığımız sürece, nesneleri ve insanları oldukları gibi görmeyi nasıl umabiliriz?
Başkalarına değil kendine odaklanması insanı dehşete düşürüyor çünkü içinde nasıl biriyle karşılaşacağını, hatta birisiyle karşılaşıp karşılaşmayacağını dahi bilemiyor.
Bütün konuşmalarda insan kendini bir taraf tutmak zorunda hissediyordu. Siyaset, kişisel düşünceler, kısacası her şey bir düşmanlık havasına bürünüveriyordu sanki.
Sayfa 357Kitabı okudu
Yitirilenin aranması bize güç ve canlılık katar
Öfkelerini içlerinde saklarlar ve sonunda meşru bir neden bulduklarında tüm öfkelerini bir anda kusup ortalığı birbirine katarlar..
Mükemmeliyetçilerin öfke ve acılarının kaynağında, kişisel gereksinimlerinin doyurulmaması yatar.
Bir durumu başkasının bakış açısıyla tanımlayabildiğim zaman istediğim kadar eleştirel olabiliyorum çünkü insanlar da onların gözlerinden duruma bakabildiğimi ve eleştirilerimin yapıcı olduğunu anlıyorlar.