İçinde yaşadığımız son çeyrek yüzyılda insanların umutlarındaki yıpranma, artan zulümler ve adaletsizliklerle birlikte ortaya çıkan çaresiz hastalıklar bütün dünyada insanları Allah’a ve ona ulaşmanın en kısa yolu olan duaya yöneltmiştir. Belki de bu, bizim için en baştan beri istenilen şeydi ve artık bir mecburiyet hâlini aldı. Ancak kulluk, gönül rızasıyla Hakk’a boyun eğmek demektir. İşte işin bu kısmı kulluk görevimizdir...
Öte yandan dua etmek ve ettirmek artık modern tıbbın da reçetesine dâhil olmuş ve inanılmaz sonuçlara ulaşılmıştır. ABD, Rusya, Japonya, Hollanda, Danimarka, Almanya ve kısmen Müslüman olan Malezya ve Endonezya gibi ülkelerde iyileşmesinden ümit kesilen yüz hastadan 60-74 gibi çok yüksek bir seviyede olumlu sonuçlar alınmıştır. Dua, tedaviye katkıda bulunmakta ve hatta iyileştirmektedir. Bu nedenle bilim ve tıp dünyası âdeta “âmin” deyip duaya yönelmiştir
Ne acıdır ki, bu konuda başta Arabistan olmak üzere, bizim gibi Müslüman ülkeler ise hâlâ olması gerekenin çok gerisindedir. Bu da kök inancımızda büyük bir sorun ve derin bir çatlağın olduğunu göstermektedir.
Evet, büyük bir sorun ve derin bir çatlak var ve bu durum, inanç bakımından bile bizi Batı'nın gerisine atmaktadır.
İşte elinizdeki bu kitap, “Ruhun ve Bedenin Şifası Dua” ile, iman evimizin duvarındaki bu çatlağı onarmaya ve tavanındaki açığı kapatıp imanımızı korumaya çalışmaktadır.
Bizler, onulmaz yaralarımızdan, maddi ve manevi dertlerimizden, derdi ve dermanı yaratan Allah’a sığınma, çare için müracaat etme yolları gösterdik. Kur’an ve sünnetten dualar derleyip sizlere takdim ettik. Kitapta "Mevla’mız ile hasbihal etmek" gibi bir keyfiyet arz eden dua hususunda 300’e yakın konuda dua etme örnekleri verdik.
Bir de böyle deneyin! Hiçbir yan etkisi ve zararı olmayan bir yolu, üstelik birçok faydası varsa, denemeye değemez mi?..
