Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu

Enver Altaylı

En Eski Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu sözleri ve alıntılarını, en eski Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye'de aydınların bir kısmının en ciddi hastalıklarından biri,olayları tek bir sebebe bağlayarak izah etmeye çalışmalarıdır.Onlara göre bir olayın arkasında ya CIA ya KGB veya başka bir karanlık güç vardır.Sosyal ve siyasi olayların arkasında çok karmaşık sebeblerin bulunduğunu anlamak istemezler.
ithaf
İkinci Dünya Savaşı yıllarında milyonlarca Tatar, Azerbaycanlı, Kuzey Kafkasyalı, Türkistanlı, Kazak, Kırgız, Özbek, Tacik ve Türkmen genç insan hayatını kaybetti. Bunların bir kısmı Sovyet Kızıl Ordusu saflarında ülkelerini Nazi işgalcilere karşı savunurken can verdi. Bir kısmı ise ülkelerinin bağımsızlığı ve hürriyeti için Alman ordusu saflannda savaşırken hayata veda etti. Kitabımı, hayatlarınım baharında can veren bu genç şehitterin aziz hatırasına armağan ediyorum.
Reklam
Cunta yüzünden biten öğrencilik ve Ruzi ile tanışma
19.yaşında bir Kara Harp Okulu öğrencisi, 1963 yılının 21 Mayıs gecesi 1.459 Harp Okulu öğrencisi gibi alarm sesleriyle uyanır, birkaç dakika içinde üniformasım giyer, silahını kuşanır ve okulun iç avlusundaki içtima yerinde toplanmakta olan arkadaşlarına katılır. Harp Okulu'nun eski komutanı Talat Aydemir, bir askeri darbeyle hükümeti devirmek için kendisine bağlı subaylarla okula gelmiş ve okulun yönetimini ele geçirmiştir. Alarm talimatını veren de odur. Albay Talat Aydemir'in darbe teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlanır. Talat Aydemir ve Binbaşı Fethi Gürcan asılarak idam edilirler. O 1.459 Harp Okulu öğrencisinden biri de bendim. Her ne kadar daha sonra askeri mahkemede beraat etmiş olsak da hepimiz okuldan atıldık Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde hukuk eğitimine başladım. Bu arada hayatımı idame ettirmek için de Yeni İstanbul gazetesinde çalışıyordum. Baba dostu Özbek asıllı Ruzi, o sırada Ankara'da ABD Büyükelçiliği'nde CIA görevlisiydi. Bir gün gazeteye gelen Ruzi, bana kendisinin de Özbek asıllı bir Türkistanlı olduğunu söyledi ve böylece tanışmış olduk...
Referanslar Nazar, Türkeş ve Hayit
Rahmetli MlT Müsteşarı Fuat Doğu'ya beni tavsiye edenlerden birisi de Ruzi Nazar'dı. Rahmetli Alparslan Türkeş ve Baymirza Hayit'in de tavsiyede bulunanlar arasında olduğunu biliyorum.
Tûrancı CIA casusu
Komünist Parti'ye üye olduğu zamanlarda, Kızıl Ordu subayı olduğu dönemde, Türkistan lejyonları saflarındaNazi Almanyası'nın bir subayı olduğu yıllarda ve daha sonra 40 yılı aşkın görev yaptığı CIA döneminde hiç değişmeyen bir hayat çizgisi vardır. Onun KızılElması Türkistan' dır. Onun hedefi, Sovyetler Birliği dağılmadan önce, Sovyet sömürgesi olan beş Orta Asya cumhuriyetinin bağımsızlıklarına kavuşmaları ve adı Türkistan olan bu coğrafyada bunlann Türkistan Devletler Federasyonu adı altında bir araya gelmeleriydi. Beni ve Ruzi'yi dost yapan ve bu dostluğun yarım asırdır sürmesini sağlayan temel sebep de her ikimizin aynı gayeye, Türkistan fikrine inanmış olmamızdır.
Ekonomik ve Millî savaş
Batı, savaşı atom bombası kullanarak değil, Sovyetler Birliği'nin iki önemli zaafını kullanarak kazanmıştır. Bunlardan birincisi ekonomi, ikincisi ise milliyetler meselesidir. Batı, Soğuk Savaş yıllarında, Sovyetler Birliği sınırları içinde yaşayan Rus olmayan milletierin Sovyetler Birliği'nden ayrılarak bağımsız devletler kurma çabalarına hep destek vermiştir. Yani milliyetler meselesinin Sovyet devletinin en ciddi meselelerinden biri olarak varlığını sürdürmesi için olağanüstü gayret sarf etmiştir
Reklam
Hayatına kısaca bakış
İnsanlık tarihinin en kanlı, en acımasız, en vahşi savaşı olan İkinci Dünya Savaşı'nın canlı tanığıdır Ruzi. İkinci Dünya Savaşı başladığında Kızıl Ordu saflarında askere alınan milyonlarca Orta Asyalı gençten biridir. Savaş yıllarında bu gençlerden çok azı hayatta kalma şansına sahip olur. Ruzi her gün ölümle karşı karşıya olmasına rağmen Tann'nın hayatta kalma izni verdiği az sayıda talihli gençten biridir.
En kalabalık lejyon; Ostturkestan
Alman Kara Kuvvetleri'nde Gönüllüler Komutanlığı'na bağlı olarak faaliyet gösteren milli lejyonlar içinde en güçlü, en kalabalık olanı, bünyesinde Orta Asyalı askerleri barındıran Türkistan Lejyonu'dur. Bu askerlerin sayısının yüz binden çok fazla olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar ne Türkistan Milli Birlik Komitesi ne de Türkistan lejyonları hakkında çok detaylı bilimsel bir çalışma yapılmıştır. Türkistan Milli Birlik Komitesi ve Türkistan lejyonları tarihi, Türkistan tarihinin bilinmeyen, ancak en önemli sayfalarından biridir. Bağımsızlık ateşinin muhafaza edildiği, bağımsızlık uğruna belki de en son organize silahlı mücadeleyi sembolize ederler.
Radio Liberty / Sputnik
CIA'nın kontrol ettiği Radyo Liberty gibi çeşitli kurumlar, Moskova'nın kontrol ettiği Kominform, Asya Afrika Dostluk Kuruluşu, Dünya Gençlik Festivali gibi teşkilatlar, tarafların birbirlerine karşı kullandıkları yapılanmalardır.
Dünya çapında görüştüğü kişiler
Şair Nazım Hikmet, Mısır'da kraliyet rejimine son veren General Necib, Cemal Abdülnasır, Endonezya Devlet Başkanı Ahmed Sukarno, Suudi Arabistan Kralı Faysal, Türk devlet adamları İsmet İnönü, Alparslan Türkeş, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu bunlardan bazılarıdır.
Reklam
İskân ve asimilasyon gayretleri
İngiliz İmparatorluğu Hindistan'ı ele geçirmiş ve kuzeye doğru ilerliyordu. Rus Çarlığı ise 1552'de Kazan'ı, 1554'te Astarahan'ı (Astrahan), 1552- 1568 arasında Sibirya'yı işgal etmiş ve Türkistan sınırlarına dayanmıştı. 6 Çar I. Petro (Deli Petro) Moskova için Üçüncü Roma Imparatorluğu olma zamanının geldiğine, dolayısıyla da Hindistan'ın fethedilmesi gerektiğine inanıyordu. Hindistan'ın kapısı ise Türkistan'dı. Rusya, 1852 yılına kadar Türkistan göçebelerinin yaşadığı toprakların büyük kısmını, yani Kuzey Türkistan'ı işgal etmişti. Kazakların 1824 yılında ortadan kaldınlan Büyük Cüz, Orta Cüz ve Küçük Cüz hanlıklarının yerine, 1868'de Step Genel Valiliği kuruldu. Böylece Kuzey Türkistan bir Rus sömürgesi haline getirildi. Çarlık ordusunun 1884 yılına kadar devam eden askeri operasyonlarıyla da üç Türkistan devletinin, Hokand, Hive, Buhara hanlıklarının askeri güçleri tamamen yok edildi. Modern silahlarla donatılmış çarlık orduları karşısında modern top ve makineli tüfekten yoksun hanlık ordularının hiçbir şansı yoktu. Buna rağmen Türkistan halkı büyük kayıplar pahasına da olsa sonuna kadar ülkesini savunmaktan geri durmadı. Hokand Hanlığı Rusya'ya katıldı. Hive Hanlığı Buhara Hanlığı ise Petersburg'a bağlı vasal devletçikler haline getirildi. Hive ve Buhara dışındaki Güney Türkistan toprakları ise yeni kurulan "Türkistan Genel Valiliği"ne bağlandı. Çar tarafından atanan genel vali Taşkent'te oturacak ve sömürgeyi oradan yönetecekti. 1917 yılına kadar Step Genel Valiliği bölgesine 1 milyon 221 bin Rus köylüsü, 327 bin Kozak* -Rus askeri iskan edildi.
Ruzinin Ceditçi hocası
Cedidci bir Kırım Tatan olan Nogay Hoca, Margilan'da yeni usul (usul-i cedid) bir okul açmıştı. Kırımlı İsmail Bey (Gaspıralı) ekolüne mensup Nogay Hoca'nın Margilan Şehir Postanesi yanındaki "Nogay Mektebi" adlı okulu, Ruzi için en doğru adresti. 1923 yılında bu okulda eğitime başlayan Ruzi, Nogay Hoca'dan ilk vatanseverlik ve disiplin derslerini aldı. Üçüncü sınıfa geçtiği yıl, "Nogay Mektebi" yedi yıllık Sovyet okuluna dönüştürüldü. Artık Nogay Hoca da yoktu. Bir ara rejim karşıtı olduğu gerekçesiyle tutuklandığı söylendiyse de bir daha kendisinden haber alınamadı. Bu durumda geriye iki ihtimal kalıyordu: Ya bir idam mangası önünde ya da Sibirya'daki bir toplama kampında hayata veda etmişti.
Saklanan Türkistan bayrağı
Ruzi bir gün evde oynarken ağabeyinin odasında bir bayrak buldu. Sovyetler Birliği'nin orak-çekiçli kızıl bayrağından farklı bir bayraktı bu. Ağabeyine sordu, o da hemen "Bizim bayrağımız ama bundan kimseye bahsetme. Evimizde böyle bir bayrak olduğu duyulursa büyük sıkıntı yaşarız" dedi. Ancak Ruzi'nin sorulannın arkası kesilmeyince Hokand Milli Muhtar (Özerk) Hükümeti Başkanı Mustafa Çokay'dan söz etmek zorunda kaldı. Mustafa Çokay, Ekim Devrimi'nin ardından, 10 Aralık 191 7'de Hokand'da kurulduğu ilan edilen Türkistan Özerk Cumhuriyeti'nin başkanıydı. Bayrak da o devletin bayrağıydı.
Türkistanda kanla bastırılan isyanlar milli hükümetler
27 Kasım'da "Milli Türkistan Muhtariyeti" ilan edildi. Rus Kızıl Ordusu bu oluşumu Türkistan'daki Rus hakimiyeti için ciddi bir tehdit sayıyordu. General Frunze'nin Kızıl muhafızlar ile Ermeni milislerden oluşan kuvvetleri 14 Şubat 1918 tarihinde Hokand'a saldırdı. Milli Hükümet' e bağlı birlikler ile Frunze kuvvetleri arasında dört gün süren bir sokak savaşının ardından hükümet düştü. Frunze kuvvetleri şehirde büyük bir katliama girişti. Kızıl askerler şehri talan edip 50.000 civannda sivili katletti. Kuzey Türkistan'da (bugünkü Kazakistan) kurulan ve "Milli Muhtariyet" talep eden Alaş Orda hükümetinin akıbeti de güneydeki Milli Hükümet'in akıbetinden farklı olmadı. 1917 yılı Aralık ayında kurulan Alaş Orda hükümeti, 1920 Ocak ayında Kızıl Ordu kuvvetleri tarafından dağıtıldı. Böylece kuzeyde de yönetim Rus komünistlerinin eline geçti. Rusya'daki komünist rejim, eski çarlık sömürgelerini adım adım yeni kurulan "Sovyet İmparatorluğu" çatısı altında toplamak için askeri harekâtını acımasızca sürdürüyordu. Frunze komutasındaki ordu, Eylül 1920 başında Buhara'yı işgal etti. Buhara Hanlığı'nın yerine "Buhara Halk cumhuriyeti" kuruldu. Aynı yılın Ekim ayında Kızıl Ordu birlikleri Hive'ye girdi ve Hive'de Hive Hanlığı'nın yerine Harezm Halk Cumhuriyeti ilan edildi. Ancak uygulamalar birer ara çözümdü. Her iki cumhuriyette de Cedidci milli aydınların yönetirnde etkinliklerinin artması Moskova'yı rahatsız ediyordu.
Seperatist Lenin
Lenin, 13 Haziran 1920 tarihinde General Frunze başkanlığındaki Türkistan Komisyonu'na "Türkistan'ın kabile cumhuriyetlerine bölünmesi için" iki maddelik kısa bir talimat vermişti. Stalin'e göre ortak bir dile, coğrafyaya, ekonomik bütünlüğe ve  manevi-kültürel özelliklere sahip her topluluk, bir millet oluştururdu. Türkistan halkı aynı dile, aynı vatana, birbirini tamamlayan bir ekonomik bütünlüğe ve aynı manevi kültürel zenginliğe sahip bir topluluktu. Rus Komünist Partisi Merkez Komitesi, 20 Mart 1924 tarihinde bu prensipleri inkar ederek Türkistan'ı parçalama kararı aldı. Yani sömürgecilerin divide et impera (böl ve yönet) prensibi uygulandı. Böylece, 1925 başında Özbekistan ve Türkmenistan Sovyet cumhuriyetleri kuruldu. Daha sonra bunları Tacikistan, Kırgızistan ve Kazakistan Sovyet cumhuriyetierinin kuruluşu izledi.
184 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.