Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu

Enver Altaylı

En Eski Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu sözleri ve alıntılarını, en eski Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İskân ve asimilasyon gayretleri
İngiliz İmparatorluğu Hindistan'ı ele geçirmiş ve kuzeye doğru ilerliyordu. Rus Çarlığı ise 1552'de Kazan'ı, 1554'te Astarahan'ı (Astrahan), 1552- 1568 arasında Sibirya'yı işgal etmiş ve Türkistan sınırlarına dayanmıştı. 6 Çar I. Petro (Deli Petro) Moskova için Üçüncü Roma Imparatorluğu olma zamanının geldiğine, dolayısıyla da Hindistan'ın fethedilmesi gerektiğine inanıyordu. Hindistan'ın kapısı ise Türkistan'dı. Rusya, 1852 yılına kadar Türkistan göçebelerinin yaşadığı toprakların büyük kısmını, yani Kuzey Türkistan'ı işgal etmişti. Kazakların 1824 yılında ortadan kaldınlan Büyük Cüz, Orta Cüz ve Küçük Cüz hanlıklarının yerine, 1868'de Step Genel Valiliği kuruldu. Böylece Kuzey Türkistan bir Rus sömürgesi haline getirildi. Çarlık ordusunun 1884 yılına kadar devam eden askeri operasyonlarıyla da üç Türkistan devletinin, Hokand, Hive, Buhara hanlıklarının askeri güçleri tamamen yok edildi. Modern silahlarla donatılmış çarlık orduları karşısında modern top ve makineli tüfekten yoksun hanlık ordularının hiçbir şansı yoktu. Buna rağmen Türkistan halkı büyük kayıplar pahasına da olsa sonuna kadar ülkesini savunmaktan geri durmadı. Hokand Hanlığı Rusya'ya katıldı. Hive Hanlığı Buhara Hanlığı ise Petersburg'a bağlı vasal devletçikler haline getirildi. Hive ve Buhara dışındaki Güney Türkistan toprakları ise yeni kurulan "Türkistan Genel Valiliği"ne bağlandı. Çar tarafından atanan genel vali Taşkent'te oturacak ve sömürgeyi oradan yönetecekti. 1917 yılına kadar Step Genel Valiliği bölgesine 1 milyon 221 bin Rus köylüsü, 327 bin Kozak* -Rus askeri iskan edildi.
Ruzinin Ceditçi hocası
Cedidci bir Kırım Tatan olan Nogay Hoca, Margilan'da yeni usul (usul-i cedid) bir okul açmıştı. Kırımlı İsmail Bey (Gaspıralı) ekolüne mensup Nogay Hoca'nın Margilan Şehir Postanesi yanındaki "Nogay Mektebi" adlı okulu, Ruzi için en doğru adresti. 1923 yılında bu okulda eğitime başlayan Ruzi, Nogay Hoca'dan ilk vatanseverlik ve disiplin derslerini aldı. Üçüncü sınıfa geçtiği yıl, "Nogay Mektebi" yedi yıllık Sovyet okuluna dönüştürüldü. Artık Nogay Hoca da yoktu. Bir ara rejim karşıtı olduğu gerekçesiyle tutuklandığı söylendiyse de bir daha kendisinden haber alınamadı. Bu durumda geriye iki ihtimal kalıyordu: Ya bir idam mangası önünde ya da Sibirya'daki bir toplama kampında hayata veda etmişti.
Reklam
Saklanan Türkistan bayrağı
Ruzi bir gün evde oynarken ağabeyinin odasında bir bayrak buldu. Sovyetler Birliği'nin orak-çekiçli kızıl bayrağından farklı bir bayraktı bu. Ağabeyine sordu, o da hemen "Bizim bayrağımız ama bundan kimseye bahsetme. Evimizde böyle bir bayrak olduğu duyulursa büyük sıkıntı yaşarız" dedi. Ancak Ruzi'nin sorulannın arkası kesilmeyince Hokand Milli Muhtar (Özerk) Hükümeti Başkanı Mustafa Çokay'dan söz etmek zorunda kaldı. Mustafa Çokay, Ekim Devrimi'nin ardından, 10 Aralık 191 7'de Hokand'da kurulduğu ilan edilen Türkistan Özerk Cumhuriyeti'nin başkanıydı. Bayrak da o devletin bayrağıydı.
Türkistanda kanla bastırılan isyanlar milli hükümetler
27 Kasım'da "Milli Türkistan Muhtariyeti" ilan edildi. Rus Kızıl Ordusu bu oluşumu Türkistan'daki Rus hakimiyeti için ciddi bir tehdit sayıyordu. General Frunze'nin Kızıl muhafızlar ile Ermeni milislerden oluşan kuvvetleri 14 Şubat 1918 tarihinde Hokand'a saldırdı. Milli Hükümet' e bağlı birlikler ile Frunze kuvvetleri arasında dört gün süren bir sokak savaşının ardından hükümet düştü. Frunze kuvvetleri şehirde büyük bir katliama girişti. Kızıl askerler şehri talan edip 50.000 civannda sivili katletti. Kuzey Türkistan'da (bugünkü Kazakistan) kurulan ve "Milli Muhtariyet" talep eden Alaş Orda hükümetinin akıbeti de güneydeki Milli Hükümet'in akıbetinden farklı olmadı. 1917 yılı Aralık ayında kurulan Alaş Orda hükümeti, 1920 Ocak ayında Kızıl Ordu kuvvetleri tarafından dağıtıldı. Böylece kuzeyde de yönetim Rus komünistlerinin eline geçti. Rusya'daki komünist rejim, eski çarlık sömürgelerini adım adım yeni kurulan "Sovyet İmparatorluğu" çatısı altında toplamak için askeri harekâtını acımasızca sürdürüyordu. Frunze komutasındaki ordu, Eylül 1920 başında Buhara'yı işgal etti. Buhara Hanlığı'nın yerine "Buhara Halk cumhuriyeti" kuruldu. Aynı yılın Ekim ayında Kızıl Ordu birlikleri Hive'ye girdi ve Hive'de Hive Hanlığı'nın yerine Harezm Halk Cumhuriyeti ilan edildi. Ancak uygulamalar birer ara çözümdü. Her iki cumhuriyette de Cedidci milli aydınların yönetirnde etkinliklerinin artması Moskova'yı rahatsız ediyordu.
Seperatist Lenin
Lenin, 13 Haziran 1920 tarihinde General Frunze başkanlığındaki Türkistan Komisyonu'na "Türkistan'ın kabile cumhuriyetlerine bölünmesi için" iki maddelik kısa bir talimat vermişti. Stalin'e göre ortak bir dile, coğrafyaya, ekonomik bütünlüğe ve  manevi-kültürel özelliklere sahip her topluluk, bir millet oluştururdu. Türkistan halkı aynı dile, aynı vatana, birbirini tamamlayan bir ekonomik bütünlüğe ve aynı manevi kültürel zenginliğe sahip bir topluluktu. Rus Komünist Partisi Merkez Komitesi, 20 Mart 1924 tarihinde bu prensipleri inkar ederek Türkistan'ı parçalama kararı aldı. Yani sömürgecilerin divide et impera (böl ve yönet) prensibi uygulandı. Böylece, 1925 başında Özbekistan ve Türkmenistan Sovyet cumhuriyetleri kuruldu. Daha sonra bunları Tacikistan, Kırgızistan ve Kazakistan Sovyet cumhuriyetierinin kuruluşu izledi.
Aile cemiyet farkı
Evde, Türkistan'da 1918-1925 yılları arasında bağımsızlık için savaşan korbaşıların kahramanlık hikayelerinden övgü ve hayranlıkla bahsedilirdi, okuldaysa onların ne eşkıyalığı kalırdı söylenmedik ne de birer hırsız ve soyguncu oldukları. Yakalanan ve kurşuna dizilen bağımsızlık savaşçıları evde birer kutsal şehit ve aziz olarak anılırdı. Okulda ise onların birer hain komünizm düşmanı eşkıya, yabancı kapitalist devletlerin ajanı olduğu söylenirdi. Zihni, bu iki farklı gerçeklikle şekillenen Ruzi, okulda bir nevi tiyatro oyuncusu gibiydi. Evde asıl kimliğini yaşarken, okulda asla bocalamazdı. Aksine, derslerinde son derece başarılıydı. Arkadaşları tarafından çok sevilirdi. Bu özelliği okul yönetiminin dikkatini çekmiş ve onu partinin gençlik örgütü olan Komsomol'a kaydetmişti
Reklam
İç hesaplaşmaya kurban edilen aydınlar; Repressiya
Heyecanlı bir sesle konuşan sunucu, SBKP Politbüro Üyesi Leningrad Vilayet Komitesi Birinci Sekreteri Sergey Mironoviç Kirov'un öldürüldüğü haberini duyurdu. Bu beklenmedik bir haberdi ve başka hiçbir aynntı yoktu. Çayhanedeki herkes duyduklarından şaşkındı. Ruzi, SBKP'nin XVII. Kurultayı'ndan sonra Kirov hakkında gazetelerde yayımlanan makaleleri ilgiyle okumuştu. Kirov, Sovyet aydınlan tarafından son derece yetenekli bir konuşmacı, partinin sevilen önderlerinden biri, hatta gelecekte Stalin'in yerine geçecek kişi olarak kabul ediliyordu. Ertesi gün Pravda ve diğer gazetelerde, SBKP Merkez Komitesi'nin Kirov'un ölümüne ilişkin resmi açıklaması yayımlandı. Aralık, saat 16.30'da Leningrad Sovyeti binasına işçi sınıfının düşmanları tarafından gönderilen katil, Leningrad Vilayet Komitesi Birinci Sekreteri, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Merkez Yürütme Komitesi Prezidyumu Üyesi S. M. Kirov'u öldürdü. Katil yakalandı. Katilin kimliği araştınlıyor. Kirov'un öldürülmesi Stalin döneminin önemli olaylarından biriydi ve bir dönüm noktası oldu. Sonraki yıllarda yapılan araştırmalar Kirov'un bizzat Stalin tarafından öldürtüldüğünü ortaya çıkarsa da, Stalin bu olayı "karşı devrimciler" olarak adlandırdığı muhaliflerinin tamamını ortadan kaldırmak ve bütün Sovyetler Birliği'nde kanlı bir terör ve imha dönemi başlatmak için kullanacaktı. Kirov'un öldürülmesinin ertesi günü Stalin, Sovyet hükümetine "Sovyet cumhuriyetlerinde yürütülen siyasi takibat, tahkikat ve mahkeme işleri" konusunda yeni bir karar kabul ettirdi.
Sovyetlerde tecrit için en çok kullanılan bir yol; İftira
Yaş Leninci gazetesinin Margilan'daki muhabiri Emintay Müminov, 1936 yılında, Margilanlı aydınların iki yıl önce Margilan Komsomol Merkezi'nde, Komünist Parti Şehir Merkez Komitesi Üyesi Gafarov'un başkanlığında düzenlediği toplantı hakkında bir yazı kaleme aldı. Bu makalesinde Müminov, Ruzi ile arkadaşları Münevverhan Taşhocayev ve Usman Aliyev'i ağır bir dille suçlayıp "burjuva zihniyetiyle yetişmiş, sosyalizm karşıtı insanlar" olarak niteliyordu. Üzerinden iki yıl geçtikten sonra, devletin resmi bir gazetesinde böyle bir yazı yazmak, Ruzi ve arkadaşlarını apaçık bir şekilde rejim ve halk düşmanı ilan etmek demekti. Nitekim bu yazıdan sonra düzenlenen pek çok toplantıda haklarında ilginç tartışmalar ve değerlendirmeler yapıldı ve sonuçta Ruzi ile iki arkadaşı Komsomol örgütünden atıldı. Arkadaş ekibi içinde yer alan Sultan Aliyev, iki yıl önceki o toplantıya katılamadığı için Ruzi'nin, Münevverhan'ın ve Usman Aliyev'in başına gelenler onun başına gelmedi. Aslında Sultan, aralarında en ateşli olamydı. Toplantıya katılsaydı elbette o da GPU başkanının eşiyle tartışacak ve partiden atılmış olacaktı. Münevverhan ve Usman Aliyev, çalıştıkları işlerden de atıldı.
Fakir milliyetçileri burjuva olarak suçlamak
Ruzi'nin aile dostu, Yaş Leninci gazetesinin yönetici ve yazarı Kerim Gaybullayev'in sonu da pek çok aydınınki gibi bir facia oldu. NKVD ajanları, 30'ların sonuna doğru bir gece evini bastı ve Gaybullayev, günler süren işkenceli sorgusundan sonra tutuklandı. Gaybullayev, tutuklanarak Moskova' da kurşuna dizilen Özbekistan Başbakanı Feyzullah Hocayev ile Özbekistan Komünist Partisi Birinci Sekreteri Akmal İkram'ın kurduğu iddia edilen gizli örgütlere üye olmakla suçlanıyordu; "Burjuva ajanı" ve "halk düşmanı"ydı.
Savaşın ayırdığı ve bir daha birleştirmediği yollar
İki yakın arkadaş arasındaki yazışmalar lkinci Dünya Savaşı'na kadar sürdü. Savaşın başlamasıyla ilişkileri kesildi. Aradan 52 yıl geçtikten sonra vatanına dönebilen Ruzi, Sultan Aliyev'in yakın akrabalarını buldu; arkadaşının akıbetini merak ediyordu. Ancak yakın akrabaları da orduya alındıktan sonra Sultan Aliyev'den hiçbir haber alamamıştı. Ruzi'nin altın kalpli, yakışıklı, aydın arkadaşı Stalingrad'da mı, Uzakdoğu'da mı, nerede hayata veda etmişti? Ruzi bunu hiçbir zaman öğrenemeyecekti.
184 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.