Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebiyat Tarihinin Renkli Dünyasında Kısa Bir Cevalan

Saatler, Ruhlar Ve Kediler

Beşir Ayvazoğlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Okumak, anlamak ve farkına varmak bana yetiyordu." ŞULE GÜRBÜZ
Kedi sevgisini en uç noktasında yaşayan ilgi çekici şahsiyetler vardır. Galata Mevlevihanesi'nin seçkin hücrenişinlerinden rind-meşrep şair Fasih Dede büyük bir kediseverdi. Kırk kedisi vardı; otuz dokuzu kendisinden önce ölmüş, hepsini kefenleyerek dergâhın mezarlığına gömmüştü. Kırkıncı kedisi kara bir kediydi; onunla birlikte öldü ve birlikte gömüldü(1699). Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nin "Kedili Kütüphane" diye anılmasına sebep olan allâme İsmail Saib Efendi'nin kediciliği hakkında çok yazılmıştır.
Sayfa 342Kitabı okudu
Reklam
Uzatmanın anlamı yok; yüzyıllarca birlikte yaşadığımız, mahallelerimizi bile ayırmadığımız bu güzel insanlardan, Nubar Efendilerden, Kirkor Ustalardan, Arşak Amcalardan durup dururken nefret etmeye başlamak hiçbir mantığa sığmıyor. Bu işte ne Kerem'in, ne Aslı'nın, hatta ne de Aslı'yı Kerem'den bucak bucak kaçıran Keşiş'in suçu var. Aslı'nın "hançer-i ebrû"sunu gönlümüze, bağrımıza saplayanları bu coğrafyada değil, başka yerde aramak gerekir. Ve artık ayrılıkları değil, ortak değerleri vurgulamanın zamanı gelmiştir. "Yüzüm şen, hâtıram şen, meclisim şen, mevkiim gülşen" diyen Ermeni bestekâr Bimen Şen'in bu Kürdîli Hicazkâr şarkısındaki şenliğin gerçekleşmesinin, yani iki halkın daha güzel, daha müreffeh bir geleceğe yürümesinin başka bir yolu var mı, bilmiyorum.
Sayfa 235Kitabı okudu
Naiflik :)
"Helva ve şerbet Mevlâna'nın en sevdiği yiyecek ve içecekler arasındadır. Şeyh Sadi'nin okuyup fikrini söylemesi için kendisine verdiği Gülistan'ı iade ederken "Bî-nemek" ( tuzsuz) demiş, bu şakasının şairi çok üzdüğünü görünce gülerek " Helvaest" diye ilave etmiştir.Helva zaten tuzsuz değil midir ? "
"Mevlana'ya sorarsanız, çok yemek fikir coşkunluğunu önler. Bir gün düşüncelerini anlatmakta zorlanınca " Dün biraz bir şey yemiştim, onun için lâyıkıyla anlatamıyorum," demiştir."
"Yahya Kemal, İstanbul'un fethinden söz ettiği bir yazısında, "Takvimlerin de dini, imanı, vicdanı var," dedikten sonra şöyle devam eder : " Mesela sene 857 deyince İslâm'ın İstanbul'a girdiğini hissediyoruz, bu rakamında anlı şanlı bir tınnet var. 1453 deyince bilakis Bizans'ın Türklere mağlup oluşu idrak olunuyor, bu rakamda bilakis bir can çekişme, bir ufunet, bir günlük kokusu var. Bu rakamların biri Müslüman , bir değil ! "
Reklam
Uyuşamayız, yollarımız ayrı; Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi; Senin yiyeceğin kalaylı kapta; Benimki aslan ağzında, Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik. Orhan Veli
Sayfa 270Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.