“Sesi olmayan bir ağzım olduğunu bilmiyordum. Sessizliğimin ne kadar yırtıcı olduğunu. Benim değildi o ses. Konuşan ben değildim. O yükselen, fırıl fırıl dönen ve çıkış arayan haykırışlar benim olamazdı.”
Sürükleyici ve yer yer hayatın kendisini anlatan kısa cümlelerle de öğretici bir kitap. Sevmek ama yanlış kişileri. Sevgi, hakkettiği değeri yine bulmuyor, yine harcanıyor bayrak elde en ön sıralarda.
Bekleyişler, uzun çok uzun ... Tam unuttum derken beklenen ansızın geliyor , ne seven aynı kişi ne de sevilen. Ağır hasarlı bir deprem bir sonrası gibi seven nasıl olabilr? Sevilen her zaman ki şımarıklığını takınıp yıkmaya bir kere daha yıkmaya geliyor.
Sevgide cimri olmak gerek diye düşündürdü kitap bana. Doğru her yerde herkese söylenmemeli.İnsan, bedenine ,ruhuna defalarca şiddet uygulayan biri karşısında sadece susmalı , yeniden sever mi diye düşünmek yerine umudunu kör sağır kuyuya atmalı çilesi bittikten sonra.
Kirlenmek, sadece bahçede koşup oynayıp çamura bulanıp eve dönen çocuklarda güzel.
Sadakatİnci Aral · Turkuvaz Kitap · 2010724 okunma
Belki onu yeniden sevmeyi de denerim.
Büsbütün bana ait oluşunun şiddetiyle.
Zararsız hiçliği içinde yeniden yaratarak ve
kanayan bir yaraya elimi bastırır gibi.