Asimovun efsane serisi devam ediyor. Robot serisinin 3. Kitabı olan Şafağın Robotları bize harika bir polisiye bilimkurgu hikayesi sunuyor. Robot serisi, robotların yaygın olduğu ve insanlığın uzayda kolonilesmeye başladığı muhteşem bir bilimkurgu evreninden oluşuyor. Asimovun kitaplarında yer alan akıl oyunları ve şaşırtma unsurları her zaman çok hoşuma gidiyor ve bu kitapta da bolca mevcut. Bilimkurgu severler kesinlikle robot serisini okumalı.
Isaac Asimov bilim kurgu alannda6 çığır açmış bir yazar , kitap yazma işini gelişi güzel değil bir sisteme bağlamış olduğunu görüyoruz. Vakıf serisi 1,2,3 ile çok iyi bir giriş yapıyor . 2. Seri ise robot serisi . Bu serinin 3. Kitabı ise yazar evreni tanımamızin yollarını bizim aydınlatmış. Çok güçlü bir kurgu var. O dönemde bilgisayar ve internet kavramı yoktu. Muhtemelen yazacağı bir cümle için günlerce kafa patlatıyordu. Meşhur polisimiz ve onun yardımcısı Daley bu işin de üstesinden gelecekler mi ? Oldukça yabancı kavramlar ve olayları (robot yasaları , uzayda yaşam , robot cinayetleri) bizim icin ve tarih için not düşmüş.
Öncelikle kitabı okumam çok üzün sürdü ancak buna değdi. Kitap mükemmel bir biçimde kurgulanmış bir bilimkurgu polisiyesi idi, diğer robot kitapları gibi. Bu kurguda ne ararsanız var; bambaşka bir gezegenin siyaseti, ayrı dünyaların insanlarının aşkı, galaktik sosyoloji ve daha fazlası. Her Asimov kitabındaki gibi daha iyisi gelir mi diyorum ve geliyor. Enfesti!
En sevdiğim 2 türden biri bilimkurgu, diğeri polisiyedir. Bunların ikisinin birleştiğine büyük bir sevinç ve hayranlıkla şahit olduğum Robot serisinin 3. kitabını bir süre ara verdikten sonra bitirdim. Yepyeni bir gezegende, yepyeni bir türden, yepyeni bir vakanın incelendiği bu eserde de yine ilerledikçe “katil bu, katil şu” diye sürdürüyorsunuz okumayı ama sonu güzel bitiyor. Bu sonla beraber de görebiliyoruz ki; polisiye içerik bir yandan devam ederken diğer yandan bir “evren”in yavaş yavaş inşa edilmesine şahit olmaya da devam ediyoruz.
Robot Serisinin 3. kitabı Şafağın Robotları Çelik Mağaralar ve Çıplak Güneş’in ardından Dünyalı Dedektifimiz Elijah Baley’in bir başka macerasını anlatıyor.
Solaria Gezegenindeki cinayeti çözmesinin ardında Baley dünyada popüler bir figür haline gelmiş; hatta kendisi ile ilgili filmler yapılmıştır. Baley artık dünyanın dış gezegenlere açılması ve robotik alanında gelişmesi gerektiğini düşünmektedir.
Tam da bu süreçte Aurora gezegeninde robotbilimci Han Fastolfe bir robotun cinayeti/kırımı ile ilgili kendisini Aurora’ya çağırır ve Baley’in insansı robot ortağı Daneel Ortavaw da yine kendisine yardımcı olur. Cinayet kurbanı bir robottur ve en büyük şüpheli Dr Fastolfe’dir ama bu cinayetin çözülmesi hem Dünya’nın geleceği hem de Aurora’nın robot geleceği için çok önemli sonuçları olacaktır.
Tabii işin içinde ikinci kitaptan tanıdığımız Solaria’lı Gladia olunca romantizm de kitapta var.
Asimov akıl almaz bir adam. Ne olursa olsun hikaye nereye giderse gitsin sonunda şaşırtmayı her daim başarıyor. Yaptığı betimlemeler çok yerinde, diyaloglar oldukça doğal. Başka bir dünyanın ve başka insan ırklarının o havasını kusursuz vermiş. Gezegenden gezegene değişen tuvalet kültürüne değinmesi eşsiz bir şey mesela. İnsanların vaktinin ciddi bir kısmı tuvalette geçer ama genelde atlanır. Burada tuvalet ortamını sosyal ve kültürel farkları anlatmak için kullanması oldukça ilgi çekici.
Gizem unsurunu son sayfanın son cümlesine kadar koruyor kitap.
Asimovun akıcı diyaloglarının arada bir göze çarpan tuhaflıkları da var. Mesela çok hararetli bir tartışmanın ortasındayken bir anda kadının göğüslerini anlatmaya başlıyor. Ama rahatsız değilim Asimov bunu her eserinde yapıyor kendi imzası gibi bir şey olmuş.
Kitabın sonunda Baley'in Giskard ile olan sohbetini sabaha kadar düşünsem tahmin edemezdim.
