Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm
Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?
Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!
Ne intibaha çalışmak, ne i'tilaya emek;
Cihan yıkılsa bizim halk uyanmadan gidecek!
Onun kıyamı için Sur'u beklemek lazım!
Bu duygusuzluğa bir çare yok mu, Allah'ım?
Mehmet Akif Ersoy
Hayâ sıyrılmış, inmiş: Öyle yüzsüzlük ki her yerde...
Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde!
Vefâ yok, ahde hürmet hiç, emânet lâfz-ı bî-medlûl ;
Yalan râic , hıyânet mültezem her yerde, hak meçhûl.
Yürekler merhametsiz, duygular süflî , emeller hâr ;
Nazarlardan taşan ma’nâ ibâdullâhı istihkâr.
Beyinler ürperir, yâ Rab, ne korkunç inkılâb olmuş:
Ne din kalmış, ne îman; din harâb, îman türâb olmuş!
Mefâhir kaynasın gitsin de, vicdanlar kesilsin lâl...
Bu izmihlâl-i ahlâkî yürürken, durmaz istiklâl!
İstanbul, 24 Teşrînievvel 1334
(24 Ekim 1918)
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, Günler şu heyulayı da er geç silecektir, Rahmetle anılmak ebediyet budur amma, Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir...