...
Ama pek hırpaladın şi'ri...
-Evet, hırpaladım:
Çünkü merkep(eşek) değilim, ben de mürekkep yaladım(okur yazarım),
Ben de tarih okudum; alemi az çok bilirim.
"Ş'uara"(Şairler) dendi mi ,birden oynar sinirim.
İyi gün dostu herifler, o ne yardakçı güruh,
O ne müstekreh(iğrenç) adamlar! Hani bakmak mekruh.
Dalkavukluktaki idmanları sermayeleri...
Onlar azdırdı, evet, başlıca pespayeleri(aşağı derecede olanlar)
Bu sıkılmazlara "medh et!" diye mangır sunarak,
Ne erazil(reziller) adam olmuş, oku tarihi de bak!
Edebiyyata edebsizliği onlar soktu,
Yoksa, din perdesi altında bu isyan yoktu:
Sürdüler Türk'e "tasavvuf" diye olgun şırayı:
Muttasıl şimdi "hakikat" kusuyor Sıdkı Dayı!
Bu cihan boş, yalnız bir rakı hak bir de şarab;
Kıble: Tezgah başı, meyhaneci oğlan: Mihrab.
Git o "divan" mı, ne karın ağrısıdır, aç da onu,
Kokla bir kere, kokar mis gibi "Sandıkburnu!" (Sandıkburnu o dönemde İstanbul'da ünlü bir meyhane)
Beni söyletme, neler var daha!