Safahat 7 - Gölgeler

Mehmet Akif Ersoy

Safahat 7 - Gölgeler Gönderileri

Safahat 7 - Gölgeler kitaplarını, Safahat 7 - Gölgeler sözleri ve alıntılarını, Safahat 7 - Gölgeler yazarlarını, Safahat 7 - Gölgeler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şehitler Abidesi'nden...
" Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde, Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu velî kulları taş türbeye girmez; Gufrâna bürünmüş, yalınız Fâtiha bekler. "
" Nedir bu acz-i beşer karşısında hırs-ı beşer? "
Reklam
" Eşin var, âşiyanın var, baharın var, ki beklerdin; Kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin? "
Azimden Sonra Tevekkül, şiirinden...
" ’Allâh’a dayandım!’ diye sen çıkma yataktan... Ma’nâ-yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nâdan! Ecdâdını, zannetme, asırlarca uyurdu; Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu? Üç kıt’ada, yer yer, kanayan izleri şâhid: Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücâhid. Âlemde ’tevekkül’ demek olsaydı ’atâlet’, Mîrâs-ı diyânetle yaşar mıydı bu
Yeis Yok! Şiirinden...
" Ey, yolda kalan, yolcusu yeldâ-yı hayâtın! Göklerde değil, yerde değil, sende necâtın. "
Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar;
" Bir nesle ki, eyyâmı asırlarca vekâyi’, Etmek ne demek, vaktini târîh ile zâyi’? "
Reklam
" Sen! Ben! desin efrâd, aradan vahdeti kaldır; Milletler için işte kıyâmet o zamandır. "
" Civârın, manzarın, cevvin, muhîtin, her yerin mâtem; Kulak ver: Çarpıyor bir mâtemin kalbinde bin âlem! Ne hüsrandır ki: Doldursun bugün tevhîdin enkâzı, O, hâkinden nebîler fışkıran, iklîm-i feyyâzı! Gezerken tavr-ı istilâ alıp meydanda bin münker, Şu milyonlarca îman “nehye kalkışsam” demez, ürker! "
" Ölüm dünyâda mahkûmîne en son bir sa’âdettir; Desen bin kerre “İnsânım!” kanan kim? Hem niçin kansın? Hayır, hürriyyetin, hakkın masûn oldukça insansın. Bu hürriyyet, bu hak bizden bugün âheng-i sa’y ister: Nedir üç dört alın? Bir yurdun alnından boşansın ter. "
" Cihan altüst olurken, seyre baktın, öyle durdun da, Bugün bir serserî, bir derbedersin kendi yurdunda! Hayat elbette hakkın, lâkin ettir haykırıp ihkâk; Sağırdır kubbeler, bir ses duyar: Da’vâ-yı istihkâk Bu milyarlarca da’vâdan ki inler dağlar, enginler; Oturmuş, ağlayan âvâre bir mazlûmu kim dinler? Emeklerken, sabî tavrıyla, topraklarda sen hâlâ, Beşer doğrulmuş, etmiş, bir de baktın, cevvi istîlâ! Yanar dağlar uçurmuş, gezdirir beyninde dünyânın; Cehennemler batırmış, yüzdürür kalbinde deryânın; Eşer a’mâkı, izler keşfeder edvâr-ı hilkatten; Deşer âfâkı, bir şeyler sezer esrâr-ı kudretten; Zemin mahkûmu olmuştur, zaman mahkûmu olmakta; O, heyhât, istiyor hâkim kesilmek bu’d-i mutlakta! "
80 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.