Bereket Denizi serisinin üçüncü kitabı olan Şafak Tapınağı; serinin diğer romanlarına göre olay örgüsünün geri planda kaldığı daha çok Mişima’nın Honda karakteri üzerinden dini görüşünü, yeniden doğuşa dair düşünce ve hislerini aktardığı bir eser. Mistisizmin, Budizm felsefesinin yoğun olarak hissedildiği romanda artık elli yedi yaşında başarılı bir avukat olan Honda’nın hayatını gözden geçirişini ve bastırdığı tutkusunun, yaşam arzusunun ortaya çıkışını okuyoruz. Şafak Tapınağı hayata dair soyut meseleleri ele alması ve serinin arka planındaki bütün ideolojiyi yansıtması nedeniyle, seri içinde tamamlayıcı ve kıymetli bir yeri olduğunu düşündüğüm bir roman.
Şafak TapınağıYukio Mişima · Can Yayınları · 2015208 okunma
Bazen bir çekmeceyi kapatırken, kimononun yeni sıkışır; insan uzaklaşırken kol, dikişleriyle birlikte sökülür. Aynı şey Rie’nin de başına gelmiş, yüreği parçalara ayrılmıştı. Bir şey tarafından tutsak edilmişti ama yüreği bomboş ve kayıtsızdı.
Ortada madde falan yoktur. Gecenin kendine özgü yapısı vardır elbette; ölümün ve cansız varoluşun evrensel özü. Günün de kendi özü vardır; insanca olan her şey güne aittir.