Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Safsatalar

Tevfik Uyar

En Yeni Safsatalar Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Safsatalar sözleri ve alıntılarını, en yeni Safsatalar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Akıllı insan, namuslu ve cesur olmak zorundadır!
Toplumdaki az sayıdaki aykın sesler, çoğunluğun düşünme özgürlüklerini sağladığı için önemlidir. Bir kişi bile aykırı ses çıkaramadığında, elinizde uyum gösteren, kendini gerçekleştiremeyen, özgüvenini ancak topluma uymakla tamir edebilen, daha da önemlisi gerçekleri haykıramayan ve hatta hafızası değişen bir topluluk kalıyor. Sanatın, bilimin, teknolojinin, çağdaşlığın özgür ülkelerde yeşerip serpilmesinin esas nedeni belki de budur. Yeri gelmişken insanın sahip olduğu bir zihinsel kısayola da değinmek gerek. Eşitlik kısayolu olarak adlandırabileceğimiz bu höristiğe gore, hepimizin kalabalıktaki kişilerin fikirlerine verdiği ağırlık birbirine eşit. Yani onların bu konuda ne kadar yetkin olduğuna göre bir değerlendirme yapmak konusunda epey başansızız. Örnek vermek gerekirse; konu sağlık olduğunda doktorunuz size A yap derken, tüm konu komşu B yap diyorsa, B'yi daha doğru bir seçenek olarak algılama eğiliminde oluyorsunuz. Oysa sağlık konusundaki fikirleri birer tartıya koyacak olsak, doktorunkinin daha ağır basması gerekirdi. Çoğunluğun ne düşünduğünü öğrenmek akıl yürütme sürecimizin ve hatta hafızamızın bile önüne geçtiğine göre, çoğunlukçu safsatanın bu konuda farkındalık ya da bilinç kazanmamış birisi için ne kadar etkili olabileceğini bir düşünün...
Reklam
nasıl ki ahlaken kötü bir eylemin onu zorunlu kılan sebeplerini bilince hazmetmesi ve vicdan azabını dindirmesi kolaylaşıyorsa, aynı şey mantık azabı için de geçerli olabilir.
Bilişsel çelişki kuramına göre insan, bilgi, inanç, tutum ve davranışları arasındaki uyumsuzluktan "acı çektiği" için, bunu azaltmaya çalışacak bazı girişimlerde bulunur. Davranışları ve inançları değiştirmek zor olduğu için, değişime en çok uğrayan şey bilgi veya bilgiden çıkarılacak anlam ya da bilginin değerine yönelik inancımız olacaktır. İnsanlar bilişsel çelişki halindeyseler, beyinlerinin öfkeyle ilgili bölgelerinden bazıları aktif olur.
Sayfa 170Kitabı okudu
Korkuyu kabaca bize zarar verebilecek bir nesne, olay ya da durumdan kaçınmak olarak tanımlarsak, risk kavramıyla ilişkili olduğunu görürüz. Risk arzu edilen edilmeyen bir olayım gerçekleşme olasılığı ve gerçekleşirse açığa çıkacak zararın bileşimidir. Bir olayın gerçekleşme olasılığını ne kadar yüksek görüyorsak o olaydan o kadar korkarız veya tersi: Bir olayın gerçekleşmesinden ne kadar korkuyorsak onun olma ihtimalini o kadar yüksek buluruz. Birini korkutmanın yolu Korkutulması gereken şey her ne ise onun olasılığını, ondan görülecek zararı ve bu zararın gerçekleşme çabukluğunu abartmak.
Sayfa 163Kitabı okudu
İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ SAFSATASI ( Argumentum Ad Ignorantiam)
* Hayalet diye bir şey yoktur. Saçmalama. Olmadığını ispatla hadi! *Sanık, cürmü işlemediğini açıkça gösteren tatminkâr deliller sunamamıştır. Çıkarsama Bıçimi: X'in yanlış olduğu ispatlanamamıştır. ..... O halde X doğrudur. Bu safsata kısaca "Aksi ispatlanamadığı sürece doğrudur." şeklinde özetlenebilir. Safsatacı iddiasını, aksi kanıtlanamadığı için doğru sayma niyetindedir. Oysa ispat yükümlülüğü(onus probandi), iddia sahibine aittir. İspat yükümlülüğünün iddia sahibine ait olması bilimde, felsefede ve hukukta karşılığı olan önemli bir ilkedir. Eğer aksi ispatlanamayan bir iddiayı doğru saysaydık, örneklerden de göreceğiniz üzere, Godzilla'nın ne de Van Gölu canavarının olmadığını ispat etmek mümkündür. Zaten burada ispat edilmesi gereken şey, bu canavarların olmadığı değil, olduğudur. Yükümlülük de olduğunu iddia edenlere aittir. Bu yükümlülüğün hukuktaki karşılığı masumiyet karinesidir. İyi işlemeyen hukuk sistemlerinde bu karine çalışmaz. Bir savcı birinin suçlu olduğunu iddia ediyorsa olması gereken sanığın kendi masumiyetini ispatlaması değil, savcının zanlının suçlu olduğunu ispatlamasıdır.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Toplumdaki az sayıdaki aykırı sesler, çoğunluğun düşünme özgürlüklerini sağladığı için önemlidir. Bir kişi bile aykırı ses çıkaramadığında, elinizde uyum gösteren, kendini gerçekleştiremeyen, özgüvenini ancak topluma uymakla tamir edebilen, gerçekleri haykıramayan ve hatta hafızası değişen topluluk kalıyor. Sanatın, bilimin, teknolojinin, çağdaşlığın özgür ülkelerde yeşerip serpilmesinin esas nedeni budur belki de.
İnsanlar 3 nedenle çoğunluğa uymak isterler: Birincisi çoğunluğun davranışının doğru olduğu varsayımıdır. Böyle bir eğilimimizin olması normaldir. Avcı-toplayıcı olarak yaşadığımız zamanlarda çoğunluğun davranış ve düşüncelerini benimsemek kuvvetle muhtemel hayatta kalma şansını arttırıyordu. Bireysel farklılıkların çok az olduğu geçmiş dünyada, insanlar üyesi olduğu kabilenin diğer üyelerinin davranışlarını doğru kabul edip taklit etmesi halinde doğal olarak kuvvetle muhtemel 'doğru davranış' gösteriyordu. İkincisiyse sosyal ilişkiler kurma ihtiyacıdır. Yine aynı geçmişte ve hâlâ da günümüzde bir grupla benzer düşünce veya tutumlara sahip olmak o gruba dahil edilme şansımızı arttırır. Üçüncüsüyse uyumlu bir görünüm sergileyerek kendi özgüvenlerini tamir etme amacıdır. Aykırı ses olmak kolay değildir. Hele ki baskıcı bır ortam söz konusuysa.
Toplum mu insanın eseridir, insan mı toplumun? Hangisi diğerini inşa ederse etsin, kabul etmek zorunda olduğumuz iki gerçek var: birincisi insanların topluluktan ve toplum normlarından ayrıldıkları zaman kendilerini huzursuz hissettiğidir. Çoğunluğa uymak bir "onanma" biçimi olarak insanlara rahat hissettirir. İkincisiyse toplumların gerçekten de farklı düşünenleri dışlayacağı gerçeğidir. Aykırı sesler pek sevilmez. Belki de bu yüzden hemen yukarıdaki bu iki gerçek üzerine inşa etmek gerekir: İnsanlar dışlanmaktan korktukları için mi toplumun büyük çoğunluğuyla benzer düşünmek ister yoksa gerçekten sürüden ayrıldıkları zaman kendilerinde bir yanlışlık olduğunu düşündüklerinden mi?
ADAM KARALAMA (Sen De...) Tu Quoque
*-Bu kadar alkol almamalısın sağlığına zararlı. -Ona bakarsan sen de içiyorsun. *-Bu uygulamaları otoriter buluyor ve karşı çıkıyorum. - Kırmızı şapkalı kızlar benzer muamele görürken neden susmustun? A şahsı X'in kötü olduğu iddiasında. A şahsı daha önce X fikriyle/davranışıyla tutarsız Y fikrinde/davranışında bulunmuştur veya tutarlı bir Y fikrinde/ davranışında bulunmamıştır. ......... O halde X eylemi kötü olamaz. Veya A şahsı bu iddiada bulunamaz. "...bizi eleştiriyorsun ama sen de ... tarihinde bunu yapmadın mı?" veya "...olurken neredeydiniz?" Her şeyden önce değişen zaman değişen koşullar, konjoktürün ve diğer aktörlerin etkisiyle insanlar fikirlerini, partiler politikalarını, kurumlar stratejilerini değiştirebilirler. "O zaman bugün iyi olan aktörler geçmişlerindeki tüm günahlarından otomatik olarak arınmışlar mıdır?"
138 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.